gfb grubunun onursal başkanı ve daimi lideri. tüm basının ve fenerbahçe yönetiminin üstüne gelmesine rağmen baskılara çok iyi dayanabilmiş ve grup içinde kardeşlik ve hiyerarşi sistemini çok iyi oturtmuş bir tribün lideri.
subjektif olmadığımı da bu beste açıklıyor olsa gerek,
alıştık biz olanlara göğüs gerdik zorluklara,
boyun eğdi herkes sana canımız feda uğruna,
sefa reis herşeyimiz, her zaman hep seninleyiz,
reis nerde biz ordayız, biz reis'in hastasıyız..
bu beste de basına esenler - gfb rant kavgası olarak yansıyan oysa ki fenerbahçe yönetiminin gfb'yi ortadan kaldırıp yerine kendi istediklerini yapacak bir grup getirme arzusu sıralarında genç fenerliler tarafından yazılmıştır. (bkz: şimdi yarısı iş bitince hepsi) (bkz: genç fenerbahçeliler)
reis lakabının kendine söylenmesinden hoşlanmayan bunun yerine abi denmesini tercih eden önceki yıllarda umreye gitmiş bulunduğu deplasman otobüsünün içinde alkol içirtmeyen fenerbahçe tribün lideri
19.08.2008 tarihli hürriyet gazetesi haberlerine tokat gibi cevap vermiş olan tribün lideri.
Bugün Hürriyet Gazetesi’nin internet sitesinde ve bazı sanal platformlarda grubumuzun lideri Sefa Kalya ağabeyimiz hakkında “rakip takım taraftarı” olduğu ve “sonradan Fenerbahçeli olduğu” iddiaları ortaya atılmıştır. Bu iddialar gerçeği yansıtmadığı gibi, grubumuzun lideri sıfatındaki kişiyi ve grubumuzu yıpratmak amacıyla yapılmıştır.
ismim gazetenizde geçtiği gibi Nihat Özpolat değil, Sefa Kalya’dır. Bu ismi geçmişte kullanmamda ki amaç Fenerbahçemizin yurt dışındaki maçlarına gidebilme amaçlıydı. 9 Nisan 2008 Çarşamba günü oynanacak olan Chelsea maçı için ingiltere’ye giderken ortaya çıkan bu durumu o tarihten itibaren hiçbir şekilde kullanmadım.
GFB, FENERBAHÇEMiZ var olduğu sürece olacaktır. FENERBAHÇEMiZ, olmadan zaten GFB’nin bir anlamı yoktur.
Bu zamana kadar hiçbir açıklamamda “ben reisim” demedim. Aksine bana reis denildiği zaman bağıran kişileri ya susturdum, ya da stadı terk ettim. Bu şekilde anılmak hoşuma gitmiyor. Bazen bana reis diyen kişilere bende reis diyorum. Kesinlikle böyle bir takıntım ya da kompleksim yok. Kesinlikle siyasi bir görüşüm yok. Her Müslüman Türk gibi milliyetçiyimdir. Ülkücü değilim ve kesinlikle tribünde siyaset yapılmasına karşıyım. Biz bir sivil toplum örgütüyüz. içimizde her görüşten insan var fakat kesinlikle ayrım ve ayrımcılık yok.
Diyarbakır Deplasmanı - 2005
Yıllardır Fenerbahçe’nin istanbul’da ki, Anadolu’da ki ve Yurt dışında ki bütün maçlarına giderim, takımıma destek olmaya çalıştığı bütün camia tarafından bilinen ve kabul edilen bir gerçektir. Bu gerçekleri göz ardı ederek ve hiçbir kanıt olmadan kamuoyunu yanlış bilgilendirme cüretini gösterenler gazetecilik ahlakıyla bağdaşmayan bu hareketleriyle birilerinin maşası olduğunu göstermektedirler. Arşivlerinize bakarak Fenerbahçe için göğüs gerdiğim zorluklara, çekmiş olduğum cefalara ve buna benzer durumlara bakabilirsiniz ama maalesef görmek istediğinizi ve işinize geleni yayınladığınızdan dolayı bu gerçekler sizi tatmin etmeyecektir. Bahsetmiş olduğunuz gibi rakip takım tribününden gelmiş olsaydım, “Sefa, bilmem ne grubunu nasılda kovaladın anlatsana kardeşlerine” diye bir tezahürat yapılmazdı zaten. Bu tamamen beni çekemeyen ve benimle uğraşan insanların kahpece yazılmış senaryolarından birisidir.
Manisa Deplasmanı - 2006
Ultraslan grubu lideri Sn. Sebahattin Şirin ile 3 sene önce umre yaptığım, 2 sene önce hacda karşılaştığım doğrudur. Bu benim özel hayatımla ilgili bir meseledir. “Ve Allah yolunda olduğunu belirterek gerekirse mücadele uğrunda ''Şehit'' düşebileceğini bile belirtmekten çekinmiyor.” diye bir ifade ya da buna benzer bir açıklamada bulunmadım ama böyle bir şerefe nail olmayı isterim. Orası da sadece beni ilgilendirir.
Tahir Kıran’dan 150 adet kombine aldığımız söylenmektedir. Ne Tahir Kıran’dan ne de muhalefet olan hiçbir şahıs ya da kurumdan kombine aldığımız doğru değildir. Tahir Kıran’la GFB’nin hiçbir ilişkisi kalmamıştır. Üyelerimiz kendi imkanları doğrultusunda kısmen nakit ama genellikle kredi kartlarıyla kombinelerini almış bulunmaktadırlar. Gerçek dışı bu olayla kamuoyunu yanlış bilgilendirmek ve münferit taraftarı GFB grubuna karşı tahrik etmek amaçlı olan bu durumun ispatlanması halinde kombinelerimizin tümünü hiçbir ücret ödemeden iptal edeceğimizi bilmenizi isteriz.
Son olarak ortaya bir takım iddialar atmışsınız. Bunlar kısmen doğru olsa da çoğu gerçek dışıdır. Bunların üzerinde durmaya gerek duymadığım gibi geçtiğimiz zaman zarfı içerisinde bir haberinizde kullandığınız Türkiye Haritasını temsil eden resimle ilgili üzüntümü ve maalesef sizin asıl amacınızı bildiğim için size bu kadar cevap verme gereği duyduğumu bilmenizi isterim. Türkiye sizin kabul ettiğiniz şekilde olmadığı gibi bende sizin sandığınız gibi değilim.
--spoiler--
Her ne sebeple olursa olsun maç esnasında ve tribün içerisinde kardeşlerimin ve dostlarımın bana tezahürat yapmalarını istemiyorum. Bu konuda hassas davranmanızı önemle rica ediyorum.
--spoiler--
Aziz yıldırım'ın artık oyuncak olarak kullanmaktan vazgeçtiği şahsiyet. Bedava kombine, bedava bilet, stad içerisinde istediği gibi at koşturma olanaklarından artık yararlanamayan bu kişi ve tribun grubu, o yüzdendir zamanında ağladıkları, uğruna yürüyüşler düzenledikleri aziz yıldırım'a her maç küfür ederler, istifaya çağırırlar. Ayrıca rüştü rençber'i arabasının içerisinde, aziz yıldırım'in emri ile dövdüğü bilinir.*
Bu adamların hüküm sürdüğü stadyumların olduğu bir ülkede tribün kültüründen bahsetmek çok mantıklı gelmiyor. Sözüm sadece gfb ve sefa çapulcusuna değil aynı şekil ultraslan ve çarşı içindir. Karaborsa, Çapulculuk, Gerçek taraftarı tribünden soğutmak bunların işidir.
sonu yakındır. tezgahın adamı.
not: bunu aziz'ci falan olduğum için söylemiyorum. bu tiplerin ruhunu bilirim, ömrüm geçti o tribünlerde. bu ve muadillerinin tayfaları giriş kapılarında kuyruklarda maça girmek için milletten bilet parası dilenirdi.
daha ne düzgün adamlar vardı amigo olarak o tribünlerde. futbol kirli değildi. renklere sevda vardı sadece ve de dostluk.
ranta sevda ve sahte sevgi gösterileri değil ve hatta güne göre davranışlar.
