sefa kaplan

entry3 galeri0
    3.
  1. her dizesiyle duygularımı deşen, yalnız olmadığımı gösteren şairsin sen albayım.
    albayım bu insanlar beni hep yanlış anlıyorlar.
    çaba gösteriyordum... hayatta kalmak için albayım.
    sanki ne olacak ki
    çaba göstersem de göstermesem de yaşıyorum.
    çaba göstersem de göstermesem de ölüyorum.
    artık sadece bekliyorum albayım.
    (sen de biliyorsun, çok çabuk değişiyor bu ülkede ve insanın kendini mahvetmesi pek suç sayılmıyor albayım -arz ederim)
    seninle yılgınlıkta buluşsak da yalnız olmamak yine de güzel şey.
    sağol be sen olmasan n'apardım.
    ha teybi de aldım albayım ölü sesler dinleriz.
    3 ...
  2. 2.
  3. bildiğim 3 şiir kitabı olan şair.

    eserleri;
    Sürgün Sevdaları (şiir, 1984)
    insan Bir Yalnızlıktır (şiir, 1990) behçet necatigil şiir ödülü
    Seferberlik Şiirleri (şiir, 1994)

    ayrıca bu eserleri "disconnectus erectus" (2+1) adıyla 6:45 yayınları tarafından da basılmıştır.

    belki hayatta olduğu içindir bilmiyorum. kimselerden duymadım adını, şansımla bulduğum bu adam, adı büyük pek çok şairden iyidir.
    şu anda londra'da gazetecilik yapmaktadır.

    --spoiler--
    "cesetlerinden cinnetler devşirdiğim bu kent
    ben ölürüm ah gülüm- cennete döner bir gün"
    --spoiler--

    --spoiler--
    "geçtiğim köprülerde hep yorgun yalnız biri
    bir gül atar havaya bir arzuyu tutardı"
    --spoiler--
    1 ...
  4. 1.
  5. Sefa Kaplan 1956'da Çorum'da doğdu. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nü bitirdi. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü'nü son sınıfta bıraktı. 1984 yılında öğretmenlikten ayrılarak gazeteciliğe başladı. ilk şiirlerini 1978 yılında Türk Edebiyatı dergisinde yayımladı. Beş yıl Londra'da yaşadıktan sonra Türkiye'ye döndü. *
    eserleri nereli olduğu ne yediği ne içtiğinden ziyade intahar isimli şiiri konuyla ilgili yazılmış en güzel şiirlerdendir. şu şekildedir.

    mübalağa yorgunum bu ölüm bâzârında
    gözlerimin akında cesedim ışıldıyor
    acım dirhem etmezken ağır geldim hayata
    münzevi bir gecede direnmek de hayli zor

    o halde ne yapmalı - yalnızlık yasaklanmış
    elim kolum kelepçe her kapıda biri var
    derken çözüldü büyü - kuşlar çığlık çığlığa
    sesleniyorlar tekmil: bir bahardır intihar

    kırık cam paslı bıçak denendi bileğimde
    alkole batmış kanım süzüldü usul usul
    dönüp baktım aynaya gözlerimde bir şenlik
    benden cazip olamaz şimdi hiçbir istanbul

    beşir fuad haklıymış hem sergey yesenin de
    intihar bir şairi benimseyen tek kundak
    damarımı terkeden tutsaklığım belki de
    o ki rüyalarımı süsleyen kanlı dudak

    biri hüznü ilâhi biri hüznü sipahi
    aynı ümmetin tanrım iki bezgin ucu mu
    bir su sessizliğiyle ön cebime damlayan
    bir tür cinnet mi öksüz - yoksa hikmet burcu mu

    dünyamızda kaç şair böyle vurdu kıyıya
    ahmet oktay biliyor enis batur da öyle
    ama ebcetle bile sığmıyorlar sayıya
    sen söyle kalbim şimdi allah için sen söyle

    "ölmek yenilik değil doğmak da öyle ama"
    duyduğumda yesenin seni ne çok sevmiştim
    sonra geceler boyu utançlarda küçülüp
    o dipsiz cinnetlerde buluşuruz demiştim

    bir gün baktım cihâna mübalağa mürekkep
    ve ölümle beslenen bir yumak sanki hayat
    ne felsefe ne bilim asla dikiş tutmuyor
    tükendi denilen can tükenip de gitmiyor

    evet intihar haktır denemeyen alçaktır
    bilseler ne yorgunum bu ölüm bâzârında
    çekip gitmek erdemli - katlanmak zor geliyor
    üstelik bekleyen çok şair var mezarında
    *
    * * *
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük