sedef genetik olup deride görülen bir hastalıktır. şiddeti kişiden kişiye değişir. Kimisi küçük nokta şeklinde lekelerle atlatırken kimisinin tüm vücudunda soyulmuş izlenimi veren lekeler oluşur.
zor hastalık. Allah şifa versin.
ne yapsam bitiremiyordum saçımdaki kepekleri. her şampuanı kullanmama rağmen ceketime kepekler yağıyordu. kabuklanan dirseklerin nedenini bilemiyordum. elbet birgün geçer diyordum içimden. fakat bir türlü geçmiyordu. cildiyeye gitmem lazımdı artık. randevuyu aldım sıramın ışığı yanınca şikayetlerimi anlattım. doktor sedef dedi. strese girmeyeceksin al sana apranax bunu kullan dedi şampuan ve losyon verdi. kullanınca geçeceğini sandım. hani grip veya nezle olunca bir çorba bir de antibiyotik alırsın da geçer ya! fakat bu meret geçmedi, geçmiyor... geçmesinden umudu kestim artık. o verdiği şeyleri de kullanmıyorum artık. geçici süre kabuklar geçiyor sonra bir daha başlıyor kullanmayınca. açıkcası artık yoruldum eczanelerden ilaç almaktan. saldım herşeyi. başparmağımın üstü de kabuklandı geçende. içim cızladı...
hani doktor üzülme demişti ya. üzülmemek elde mi be sözlük!...
her zaman gittiğim bi bilardo salonu var. gittim takıldım biraz. bi süre sonra ara verdik. sigara içmek lazım tabii.
bu bilardo salonunun hemen yanında da düğün salonu var. orda ayak işlerini yapan gürkan diye, 1.60 boyunda, hiç bişeye benzemeyen bi adam çalışıyo.
geldi yanıma. herkes taşşak geçiyo adamla. ama bildiğiniz adamın amına koyuyolar. ben de uzun süredir gidiyorum salona. orda belli bi rütbeye ulaşmış biriyim. sözüm falan geçer.
geldi masama gürkan abi. bi sigara istedi. zar zor verdim. hafif hafif de makara yapıyorum falan. ama adam koltukta sallanıyo. belli bi sıkıntısı var. 'noldu abi? ' dedim. adam şöyle pantolonunu dizine kadar sıyırdı. gördüğüme inanamadım. her yer yara içinde. 'bu ne ' dedim. 'sedef' var bende dedi. bacakları, kolları, sırtı, göğsü. kısacası her yer.
sebebi stresmiş.adam oğlunu evlendirebilmek için bankadan kredi çekmiş. kredi stresi yüzünden bu hastalığa yakalanmış. oğlu ise bu adamı doktora götürmemiş. gürkan abi gün almış hastaneden. bu hafta kendi gidecekmiş.
hepimizin taşşak geçtiği bu adam babalık görevini yapmış ve bunun sonucunda sedef hastalığına yakalanmış. bundan sonra o adamla dalga geçenlerin hepsine ıstaka sokmazsam adam değilim.
yo sizi en iyi anlayan ben değilim. Empati mi? boş laf. Ortak acılarda buluşmayınca, anlayamıyor insanoğlu bir diğerini. Mümkün olmuyor, kendini onun yerine koymak. Anlamlandıramıyorsun acılarını. Bilirim.
insanı beklentilerinden utandırıyor, bir diğer insanın gerçekleri! Bu yüzden, dert belliyorum ruhlardaki sancıyı. Mal mıyım belki biraz. Bir nebze hümanist, bir nebze katıksızım. Netice ise ölmüyor içimdeki insan tüm adaletsizliğine rağmen hayatın.
Bu yüzden üzdünüz beni...
çaresiz olmanın ne demek olduğunu öğreten hastalıktır. zira tedavisi meçhul.
sene 2011 tıbbın ileri seviyelerindeyiz, ama basit gibi görünen deri üstünde görülen bir şey kızarıklık nasıl olur da tedavisini bulamıyorlar hayret verici olaydır...
sahibine sadık bir deri hastalığıdır. kroniktir. deride kaşıntıyla beraber pullanma ve döküntülerle kendini gösterir. pulların renginden dolayı halk arasında sedef hastalığı olarak adlandırılır. en çok 25-35 yaş aralığında rastlanır. dünya nüfusunun yaklaşık %2'sinde görülür. kuzey avrupa'da görülme sıklığı daha fazladır. duygusal insanları daha kolay yakalar bu hastalık. bir kez tetiklendi mi artık dönüşü yoktur, hastalıkla yaşamaya alışılması gerekir.
kesin tedavisi henüz bulunamamıştır. geçici tedavi yöntemleri kortizon içeren pomadlar ve losyonlar, puva tedavisi (ışın tedavisi), katran içerikli losyonlar, iğne (tavsiye etmem şahsen), lezyonların şiddetli olduğu durumlarda ağızdan alınan kapsül ilaçlar şeklindedir. bir de sivas balıklı gölü unutmamak gerekir.
tedavi olmaya çalışan hasta arkadaşların doktorlarını sık değiştirmemeleri gerekir. çünkü tedavi sıkı bir takip gerektirir. ilaçların yanlış kullanımı lezyonların çok şiddetlenmesine neden olabilir (başıma gelmişti malesef).
kişinin mümkün olduğunca hasta olduğunu unutmaya çalışması, yaralarını kaşımaması, stresten ve üzüntüden uzak durması, kafayı öyle herşeye takmaması, soğuk havada fazla kalmaması, üşütüp hasta olmaması, boğaz enfeksiyonu geçirmemeye dikkat etmesi, acı ve aşırı baharatlı yiyeceklerden, kırmızı etten, çay, kahve, kola ve çikolatadan, hayvansal yağlardan uzak durması gerekir. şifalı sıcak kaplıcalara gitmek de çözüm değildir. ayrıca kesinlikle eş dost tavsiyesiyle ilaç kullanmaktan kaçınmak gerekir.
daha okula bile gitmiyorken her banyodan sonra tırnakları kesilirken hüngür hüngür ağlayan, ergenlikte vücuduyla arası hiç iyi olmayan, yazları etek giymeye çekinen kızın hastalığıdır. bilgenin hastalığıdır. canım kardeşimin baş belasıdır.
genetik kodlar yüzünden ebeveynlerden çocuklarına geçebilen hastalık.
evet benim babam sedef hastası, dedem ve halam da öyle. ben ve diğer 3 kardeşimde maalesef sedef taşıyıcısıyız ve kuzenlerim... hepimiz tedavi olmuyoruz tabi, belki daha hayatın zorluklarını görmediğimizden, sırtımıza yükler almadığımızdandır vucutlarımızda yaralar olmayışının sebebi. kardeşim össye 3.kez hazırlanırken dirseğinde kabuklanma olmuştu da, sevgili babacığım nasıl telaşlanmıştı, korkmuştu. kendisinin bütün vucudu kabuklar içindeyken ve 30 senedir bir çare arayışı içindeyken, dimdik durup hayata sarılan adam, kardeşimin dirseğinde çıkan, bir tırnak büyüklüğündeki yaraya bakamamıştı, gözlerini yummuş, dişlerini sıkmıştı.
çok nalet bir hastalıktır bu.hele de saç diplerinizde çıktı ise.doktorun size vereceği 4 çeşit ilaç vardır.
1.betnovate
2.dermovate
3.psorcutan saç losyonu
4.ultralan crinale
bir de dandik kepek şampuanları hiç bir işe yaramıyor.