ne yapsam bitiremiyordum saçımdaki kepekleri. her şampuanı kullanmama rağmen ceketime kepekler yağıyordu. kabuklanan dirseklerin nedenini bilemiyordum. elbet birgün geçer diyordum içimden. fakat bir türlü geçmiyordu. cildiyeye gitmem lazımdı artık. randevuyu aldım sıramın ışığı yanınca şikayetlerimi anlattım. doktor sedef dedi. strese girmeyeceksin al sana apranax bunu kullan dedi şampuan ve losyon verdi. kullanınca geçeceğini sandım. hani grip veya nezle olunca bir çorba bir de antibiyotik alırsın da geçer ya! fakat bu meret geçmedi, geçmiyor... geçmesinden umudu kestim artık. o verdiği şeyleri de kullanmıyorum artık. geçici süre kabuklar geçiyor sonra bir daha başlıyor kullanmayınca. açıkcası artık yoruldum eczanelerden ilaç almaktan. saldım herşeyi. başparmağımın üstü de kabuklandı geçende. içim cızladı...
hani doktor üzülme demişti ya. üzülmemek elde mi be sözlük!...
birçok insanın, büyük umutlarla kesin tedavisini aradığı, gerçekten zor bir hastalık.
bu konuda bir nebze de olsa birilerine faydamız dokunsun düşüncesiyle belirtmek isterim ki, bugün (26 ekim 2010) 15:00-16:00 saatleri arasında, cerrahpaşa tıp fakültesi'nden, dermatolog prof. dr. yalçın tüzün, bir radyo programında konuğumuz olacaktır, sedef hastalığı üzerine 1 saatlik bir sohbetimiz olacak.
konuyla ilgili soruları olan arkadaşlar, burdan da ulaşabilirler.
kronik bir hastalıktır. tedavisinde son aşama bir anti folat ilaç (metotrexat) ve bir tnf alfa blokeri (influximab) kullanmak olsa da bunlara bile dirençli vakalar olmaktadır. sabır isteyen, hasta ölene kadar sürecek bir hastalıktır. halkımızın inandığı üzere de bir bulaşıcılık söz konusu değildir. Nedeni ise tam olarak sptanamasa da, immun sistem mekanizmaları ile alakası olabileceği üzerinde durulmaktadır. Bu yüzden de zaten immun supresanlar tercih edilmektedir. öyle melek gibi ilaçlar değildir. o yüzden genç hastalarda ve karaciğeri sağlam olmayan hastalarda kullanılmaz. lenfomaya yol açabilirdir çünkü.
genetik kodlar yüzünden ebeveynlerden çocuklarına geçebilen hastalık.
evet benim babam sedef hastası, dedem ve halam da öyle. ben ve diğer 3 kardeşimde maalesef sedef taşıyıcısıyız ve kuzenlerim... hepimiz tedavi olmuyoruz tabi, belki daha hayatın zorluklarını görmediğimizden, sırtımıza yükler almadığımızdandır vucutlarımızda yaralar olmayışının sebebi. kardeşim össye 3.kez hazırlanırken dirseğinde kabuklanma olmuştu da, sevgili babacığım nasıl telaşlanmıştı, korkmuştu. kendisinin bütün vucudu kabuklar içindeyken ve 30 senedir bir çare arayışı içindeyken, dimdik durup hayata sarılan adam, kardeşimin dirseğinde çıkan, bir tırnak büyüklüğündeki yaraya bakamamıştı, gözlerini yummuş, dişlerini sıkmıştı.
yo sizi en iyi anlayan ben değilim. Empati mi? boş laf. Ortak acılarda buluşmayınca, anlayamıyor insanoğlu bir diğerini. Mümkün olmuyor, kendini onun yerine koymak. Anlamlandıramıyorsun acılarını. Bilirim.
insanı beklentilerinden utandırıyor, bir diğer insanın gerçekleri! Bu yüzden, dert belliyorum ruhlardaki sancıyı. Mal mıyım belki biraz. Bir nebze hümanist, bir nebze katıksızım. Netice ise ölmüyor içimdeki insan tüm adaletsizliğine rağmen hayatın.
Bu yüzden üzdünüz beni...
çaresiz olmanın ne demek olduğunu öğreten hastalıktır. zira tedavisi meçhul.
prof. dr. yalçın tüzün'ün söylediğine göre alkol ve sigara tetikliyormuş hastalığı. alkol gene muğlakmış ama sigara kesinlikle uzak durulması gereken bir şeymiş sedef hastası olanlarda.
sene 2011 tıbbın ileri seviyelerindeyiz, ama basit gibi görünen deri üstünde görülen bir şey kızarıklık nasıl olur da tedavisini bulamıyorlar hayret verici olaydır...
sedef taşından yapılan tesbihlerden kullanan insanlarda görülen bir hastalık çeşididir.
tesbihi elleriyle çeken insanların ellerinde başka yeleriyle çekenlerin başka yerlerinde görülür.
dirseklerimde bana eşlik eden hastalığım. shea butter ile nemlendiriyorum kısmen de olsa rahatlama sağlıyor ve sehea bugüne kadar denediğim en doğal ve iyi nemlendirici diyebilirim. bu vesileyle afrikalı kadınlara sevgilerimi yolluyorum.
her zaman gittiğim bi bilardo salonu var. gittim takıldım biraz. bi süre sonra ara verdik. sigara içmek lazım tabii.
bu bilardo salonunun hemen yanında da düğün salonu var. orda ayak işlerini yapan gürkan diye, 1.60 boyunda, hiç bişeye benzemeyen bi adam çalışıyo.
geldi yanıma. herkes taşşak geçiyo adamla. ama bildiğiniz adamın amına koyuyolar. ben de uzun süredir gidiyorum salona. orda belli bi rütbeye ulaşmış biriyim. sözüm falan geçer.
geldi masama gürkan abi. bi sigara istedi. zar zor verdim. hafif hafif de makara yapıyorum falan. ama adam koltukta sallanıyo. belli bi sıkıntısı var. 'noldu abi? ' dedim. adam şöyle pantolonunu dizine kadar sıyırdı. gördüğüme inanamadım. her yer yara içinde. 'bu ne ' dedim. 'sedef' var bende dedi. bacakları, kolları, sırtı, göğsü. kısacası her yer.
sebebi stresmiş.adam oğlunu evlendirebilmek için bankadan kredi çekmiş. kredi stresi yüzünden bu hastalığa yakalanmış. oğlu ise bu adamı doktora götürmemiş. gürkan abi gün almış hastaneden. bu hafta kendi gidecekmiş.
hepimizin taşşak geçtiği bu adam babalık görevini yapmış ve bunun sonucunda sedef hastalığına yakalanmış. bundan sonra o adamla dalga geçenlerin hepsine ıstaka sokmazsam adam değilim.
bilinenin aksine bulaşıcı değil kalıtsal bir hastalıktır. uyku halindedir çoğu insanda ve stres ile ortaya çıkar. tam tedavisi yoktur henüz fakat güneş+deniz tedavisi şu an için bilinen en güzel hafifletme yöntemidir. kortizonlu merhemler kullanılarak uyku haline geçirilse dahi bir süre sonra çok daha şiddetli bir biçimde ortaya çıkar.
oldukça can sıkıcı bir cilt hastalığı. Saçta görüleni seboreik dermatit ile karıştırılsa da aslında seboreik değildir. Sedefli cilde bakım yapılmalı ama öyle şifalı bilmem ne lere pek inanmayın. shea butterçörek otu yağıhindistan cevizi yağıardıç katranı gibi maddelerle kendinize bakım yağı yapabilirsiniz. mucize diye satılan çoğu şeyden daha etkili ve ucuzdur. unutmayın ki bu tarz hastalıkları kullanıp para kazanma derdinde insanları sömürmek isteyen çok kişi vardır. doktora gidin önerilerini dinleyin. sedef için kısa bir özet yapmak gerekirse.
" Sedef bir cilt rahatsızlığı olup, diğer organların bozuklukları ile bir ilişkisi yoktur. Birçok kronik hastalıkta olduğu gibi belirli aralıklarla tekrarlama özelliği vardır. Bazen ortadan kalkıp yeniden ortaya çıkabilir, bu tekrarlama sıklığı, va sedefin bölgesel yaygınlığı insanlara göre değişmektedir. Sedefte bazen uzun yıllar boyunca hiçbir atak yaşanmaz yani görülmezama bu sedefin tedavi olduğu anlamına gelmez. Sedef onu tetikleyen durumlarla birlikte yıllar sonra kapınızı çalabilir.
Tıp dilinde "psoriasis" diye adlandırılan sedef, hastalığın bulunduğu yerde kızarıklık şeklinde kendini gösteren, zaman zaman ortaya çıkan çinste bir deri hastalığıdır. Derinin üst tabakasının kalınlaşıp, büyümesiyle sedef renginde kabuklanmalar görülür, zaten bu sedefli renkten dolayı sedef hastalığı denmektedir. Deri 30 günde bir kendisini tazeler, sedefte mekanizma çok hızlanıp bir iki günde bir kendisini yenilemeye başlar bu da deri üstünde ölü hücre tabakasını arttırır. Dolayısıyla sedefli, tabaka açığa çıkar."
sedef genetik olup deride görülen bir hastalıktır. şiddeti kişiden kişiye değişir. Kimisi küçük nokta şeklinde lekelerle atlatırken kimisinin tüm vücudunda soyulmuş izlenimi veren lekeler oluşur.
zor hastalık. Allah şifa versin.