Milli piyango'dan para çıkarsa eğer şahsıma tamamını kendisine vereceğim kadındır, karşılığında sadece tv'de artık kendisini görmek istemediğimi belirtip bunu isteyeceğim.
Az kaldı, tutturucam yeminle.hatta milli piyango'yu kazanıp haram diye almayan gence tavsiyem o prayı bu güzide amaç için harcasın.Allah katında sevabı büyük olacaktır.
kendisinden 26 yaş küçük bir erkekle evlenmiş sanatçı. türk bayan(yaşlı) sanatçılarının son zamanlardaki trendi de bu yönde oluyor. çıtır bir adam bulayım, zamanı geldiği zaman paramla tokatlarım.. güzel de; sen doğru zamanı bulana kadar adam senin paraları çoktan tokatlamış oluyor yahu, falakaya yatırsan kaç yazar ondan sonra?
ekranlarda güvenilirlik sıralamasında üst sıralarda seyreden kişi.(bu araştırmalar kim tarafından yapılır pek bilinmez) samimiyetten uzak , yapmacık ,silikonlu ; bacıııım türü halk ağzıyla ifrit ettiren şahsiyet.
kendisini son olarak izlediğimde, ekranlarda daha fazla görünmek için nihat doğan adlı "sanatçıyla" aşk yaşıyordu.tv denen aletin pis bir şey olduğunu anlayacak kadar zeki olan şahsım, bu "aşkın" gözüme gözüme sokulmasından rahatsız olacak ki, kendisini iğrençlikleriyle başbaşa bıraktım..
aradan günler, belki de aylar geçti.evde ses olsun diye açtığım televizyonda kendisinin muhteşem sesini duydum. lakin yanlış bir şeyler vardı. yanında her daim görmeye alıştığımız "sap" yoktu bu sefer. "allah allah" dedim kendi kendime. sonradan öğrendim ayrılmış bu iki "tutkulu aşık". o kadar üzüldüm ki, iyi ki klavye var da gözyaşlarımdan buruşmuş bir kağıt vermiyorum ben size. ha neyse, konumuza devam edelim. nihat doğan isimli organizma fellik fellik ekranları işgal etti uzun bir süre. "helalimsin sedağğ" şeklinde naralar attı televizyon dünyasında. ağlama taklitleri mi dersin, yıkılmadım ayaktayım pozisyonları mı.. bu arada seda sayan da programında "beni çok üzdü bacım" $eklinde dert yanıyordu işi gücü olmayan program izleyicisi teyzelere.
tüm bunları gördükten sonra "lanet olsun a.k izleyecek bir şey kalmamış" diyerek uzun bir süre televizyon açmayacağıma dair söz verdim kendime.
aradan yine uzun bir zaman geçti. çekirdek aile yapısına uyum sağlamak açısından izlemeyi denedim bu sefer televizyonu. onur şan isimli şarkıcı türkücü her ne haltsa öyle biriyle evlenmiş olduğunu görünce kısa süreli bir felç geçirdi vücudum. allahtan böyle şeylere alışkınız türk toplumu olarak. "altıncı evlilik altıncı evlilik" diye bağırırken alt yazılar, "niye" böyle bir evlilik yapmıştı seda sayan diye düşünmeden edemedim. sonra aklın yolu birdir misali dedim, oğluna oyun arkadaşı aramı$ bu seda sayan hanfendi..
tüm bunları dü$ündükten sonra şekilsiz hayatıyla başbaşa bıraktım bu kadını.
degil gogsunu, afedersiniz ama gotunu dahi acsa donup bakilmayacak kadar tiksindirici bir kisiliktir. yasadigi b.ktan hayata ragmen "allah" lafini agzindan dusurmemesi kendisinden nefret etmek icin ekstra neden yaratir.
ayrica acinmasi gereken bu kadin degil ogludur. cunku bu kadin yuzunden bu cocuk hayatina "kucuk ogulcan" olarak devam edecek ve elaleme "ogulcan kos anani.." diye dalga malzemesi olacak. yazik lan.
bu kadın genç seviyor anladık ama neden herkes ona buna dil uzatıyor, pınar altuğ mesela, kadına denmeyen laf kalmadı 9 yaş fark var aralarında yağmurla diye. bu seda sayan denilen kadının arkasında ne varsa artık. neyse. yakında lise çıkışlarında da görürüz artık, hele bir boşansın da. *
benim en uyuz olduğum mevzu ise seda hanımcağızın programına giden onun şakşakçıları. seda sayan'ın yediği naneleri kendi çevrelerinden bir kız yapsa eyyvvaahhhhhhhh. ama işte güce tapmak değişik bir şey. *
Kılşahsiyet. Sabah programı falan sunar kendi çapında. Geçenlerde bir anket yapılmış, halka sormuşlar. en güvenilen sanatçı seçilmiş.(Hangi halka sormuşlar acaba, bana ve etrafımdaki kimseye sormadılar mesela. zaten bu şahsiyetin sanatçı ve güvenilir olduğunu kabul eden halk değil güruhtur.) Böyle seçildiği için de bazı kitaplardan hoşuna giden bölümler okuyor, programdakiler de bu sözleri alkışlayıp, sonra da göbek atıyor. Sosyal sorumluluk hissetmiş, ondan yapıyomuş böyle şeyler. (bkz: bi git ya)