cinsellik üzerine yeni bir kitap yazan, 3 kadının hayatındaki cinselliği anlatan kitabın yazarıdır.
kitabının adı HAZ dır.siyah üzerinde çiçek resmi olan kitap.
Boğaziçi üniversitesi ekonomi mezunur. uzun yıllar bankacılık yapmış ve çocuğu olmaması üzerine amerikaya tedavi görmeye gitmiştir orada bilinçaltı terapisiyle tanışmış çocuk sahibi olmuştur, bu konularda ve aşk üzerine workshoplar yapmıştır 4 tane kitap yazmıştır, çeşitli tv programlarına çıkmıştır, ana teması bilinçaltı üzerinden insanların hayatını olumsuz etkileyen düşünce kalıplarından kurtarmaktır ve şimdi kendi ofisinde tuzlu bir fiyata seans vermektedir.
Bir arkadaşım vasıtasıyla haberdar olduğum ve sonra birkaç arkadaşımın daha takip ettiğini gördüğüm kişisel gelişim yazarı. iyi mi emin değilim çünkü iyi bir kişisel gelişimci olmak çok da kolay değil ama ciddi gözlem yeteneği var sanırsam. Henüz hiçbir kitabını okumadım; okur muyum bilmiyorum.
BAZI KADINLARA SEViŞMEK YAKIŞIR
Yok, o sandığınız kadınlardan değiller onlar.
Onlara sevişmek, cinsellik, flört, konuşmak bile çok yakışır...
Her yerde bunu göstermezler...
Görünmek, arzulanmak için giyinmezler.
Ay, yatağa girmeden ne kadar beklesem diye kafa yormazlar...
Hem deli gibi arzulanmak isteyip hem de katı duvarlar örmezler... Çünkü emindirler kendilerinden.
SOYUNMASINA, herkesi tahrik etmesine, kendini kanıtlamasına ihtiyaç yoktur. Gözünün tek bir hareketi, ufak bir mimiği ile her şeyini anlatabilir. Uzun cümleler kurmadan...
Herkes cazibelerini hisseder ama öyle yerindedir ki bu, asla kimse yargılayamaz.
YAKINLAŞMAK ama gerçekten kalpten de zihnen de fiziksel olarak da yakınlaşmak zor değildir, korkutmaz onları...
Hem her konudan, o çok utandığınız, korktuğunuz seksten bile konuşurlar da, şöyle bir sınırı, haddi aştınız mı, gözlerinin bir bakışıyla ağırlıklarını hisseder, geri adım atarsınız.
Çok güzel sevişir onlar.
ERKEK ONUN KOLLARINDA "en" olmak zorunda değildir. Enn çok adet orgazma ulaştırmak, enn uzun performansı göstermek, enn havalı paralı kaslı olmak zorunda değildir...
Ama varlığının %100'ünü ortaya koymak, gerçek olmak, kendisi olmak zorundadır. Bu varlığın bir minik parçasını bile eksik bırakmasına müsaade etmez.
Derinlik ister...
Bunu, siz henüz onun yanına yaklaşamadan, yaydığı elektrik ile anlatır.
Yok öyle kibirle değil...
Tatlı bir tebessüm, hayatın güzelliklerini keşfetmiş bir yüzle...
Yumuşacıktır, gerektiğinde serttir, yavaş ve derindir, gerektiğinde hızlı ve tutkulu... Sevdiğinin enerjisini hissederek hareket eder, şehvetini ve tutkusunu. Kendi cinsel enerjisini tıpkı bir mıknatıs gibi kullanarak sevdiğinin şehvet ve tutkusunu onun bedeninde gezdirebilir. Kendine çeker.
Acı verebilir ama vermez.
Sonuç yaşatır sadece...
Öyle birkaç parça selüliti, titizliği bir kenara bırakmamış, AN da kendisiyle birlikte kaybolmayacak biriyle olmayacağını bilir...
Herkesle olmaz belki, ama yalnız kalırım diye de korkmaz. Bilir zaten... Her yaratılmışın Can'ın her hali için yaratılmış bir eş vardır.
Korkmaz o kadınlar... Ama korkutmazlar da... Yetecek miyim derdine düşürmezler çünkü. Daha sevişmeden ne olabileceğini hisseder, zaten kalp kırmaz ve denemezler..
Haa, en önemlisi...
Sevişmesini bilen kadından korkulur ya...
Çok parlar, çok ışıklıdır onlar...
Görünmez bir şeytan tüyü taşırlar..
Ama asla başkasının erkeğini çalmazlar...
Ve eğer senin varlığının %100'ünü ona adama cesaretin varsa...
O da sana kendini adayabilir...
Böyle kadınlar var elbet...hem de pek çok... Buradayım diye bağırmıyorlar sadece.
Eğer onlardan bir tanesine hala rastlamadıysanız, demek ki onlara hazır değilsiniz..
