kalabalıklar yalnızlaştırır sizi. mutlulukların paylaşılmaz, acıların dayanılmaz, sıkıntıların tahammül edilmez olduğunda yalnızlığı seçersiniz. tek başınıza salınarak yürür, ıslık çalar, şarkı mırıldanırsınız. bütün savaşları, bütün anlaşmaları bitirir, kendi saatlerinizi, kendi zamanınızı yaparsınız.
yalnızlık sizi kendi kendinize kavuşturur. içinizi yakan özlemleri, duyduğunuz acıları, seçerek, ayırarak, kimselerin değemeyeceği bir yere saklarsınız.
Yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla.
Yaşlanmak hoş değil öyle duvarlara baka, baka.
Bir dost göz arayışıyla.
Saat tıkırtısıyla...
Korkmam, geçinip gideriz biz mutlulukla.
Ama; "Günün aydın, akşamın iyi olsun"
diyen biri olmalı.
Bir telefon sesi çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.
Yoksa, zor değil, hiç zor değil, demli çayı bardakta karıştırıp, bir başına yudumlamak doyasıya.
Ama; "Çaya kaç şeker alırsın ?"
Diye bir ses sormalı ya ara sıra... can yücel
bütün yalnızlıklardır. hayatımız da yaşadığımız her şey bizim seçimimizse, bu da öyledir.
adam, asosyaldir belki ve eğer psikolojik bir rahatsızlığı yoksa, bu da onun kendi tercihidir. çünkü hepimizin içi farklıdır onu bilemeyiz ki. sonuç olarak; evet yalnızlık ta güzeldir ama yanınız da sizi bunu söyleyecek biri varsa.
şeçmeye zorlandığın bir durumdur...aradığın kişiler telefonlarını açmadığında,onlara bir şekilde ihtiyacın olduğunda,aslında senin yalnızlığı seçmediğin yalnızlığın seni bulduğu an....keşke burada olsaydın dediğin insanlara zaman içinde keşke hiç hayatımda olmasaydın demenin sonucu sanırım...