kurşun, arsenik, civa, alüminyum, nikel gibi deride biriken toksik metallerin hepsi dermatite yol açabilir, içme suyunuz, akp nin ihale dağıttığı ve hiçbir surette kontrol etmediği büyük bir maden tesisinin yanından geçiyordur, ve kanallara toksik fabrika atıkları karışmıştır, her duş aldığınızda ve yudumladığınızda her çay bardağında ömrünüz biraz daha eksilirken siz derinizdeki kaşıntıyı gideren sikko kremde mutluluk tesellisi arıyorsunuzdur, tıpkı çernobil patlamasından nükleer toz bulutunu soluyup hiçbir şey yokmuş gibi davranan cahil ve budala ukrayna sakinleri gibi.
sadece 1 sene boyunca tahta bıçak kaşık setiyle yemek yiyip,
tahta çaydanlık,
tahta bardak kullanın,
mikro plastikler içeren adi ürünlerden uzak durun,
deride, karaciğer ve bağırsaklarda birikerek inflamuar etki yaratan metalin tespiti ve vücuttan atılması için gereken ilaçlarla toksikoloji uzmanının tavsiye ettiği şelasyon diyetini (brokoli, soğan, sarımsak, lahana v.s. yeşil bitkiler ) uygulayın, 1 sene sonunda egzama adını ölene dek duymayacaksınız!
kortizol ilaçları, Damarların daralmasını sağlayan aldosteron u taklit ederek, vücudunuzu kandırır, hem kalp sağlığı için tehlikelidir, hem de kalp damar hastalığınız varsa damarlarda yırtılma ihtimalini arttırır.
damarlar daraldığında, mantarlar ölmez, çünkü mantarın yayılmasına zemin hazırlayan inorganik bileşiklerin baş müsebbibi olan toksik madde hala vücudunuzdadır!
damarlar daralırsa, inflamuar etki, yani iltihap azalır sadece, ilacın etkisi geçtiğinde, damarlar yeniden genişler ve aynı problem ölene dek baş gösterir.
mantardan kurtulmak istiyorsanız cildiye değil, Toksikolojiye gitmeniz ve tahlil yaptırmanız gerek, doktor duruma göre, vücudunuzda toksik etki yaratan metale bağlı olarak uygun şelatlama tedavisini önerecektir.
şelatlama, toksik metale bağlanarak vücuttan atan ilaç gruplarını tanımlıyor.
çaydanlık, tencere, tava gibi metallerde bulunan kaplayıcı maddeler (paslanma korozyonu önleyen nikel, alkali çinko, krom, siyah oksit, teflon) yüksek ısı değerleri altında aşınarak, c, h, o, elementleri içeren organik bileşiklerle reaksiyona girer ve zehirli gazlar, zehirli toksik bileşikler oluşturur.
ve daha fecisi yumuşak metal diye bilinen alüminyum,
yüksek demir oranıyla çelik alaşımları vücuttaki hücrelere, enzimlere, protein zincirlerine ve organlara bağlanıp sağlıklı işleyişi bozduğu için ölümcül etkilere sahiptir.
genelde bu maddelerin biriktiği yerlerde, kızarıklık, kaşıntı görülür, deri normal işlevini kaybederek mantar gibi parazitlere de zemin hazırlıyor.
mantar, aslında metal zehirlenmesinin yan etkisidir.
Bu hastalığın tedavisi yok kullanılan tüm ürünler hastalığı geçirmez geçiştirir sonra tekrar başa dönersiniz. Her kötü şeye sahip olduğum gibi bunu da pas geçmemişim (bkz: teşekkür ederim allahım)
Kortizon kullanmamak için yıllarca direnip bu sene pes ettiğim şey. Kortizonlu losyonlar ve şampuanla inşallah böbreğimi bırakmadan bu illetten kurtulurum...
kimse neden kortizonlu kremler kullanmayın diye uyarmamış şimdiye kadar anlamıyorum.
sakın insanların çoğunun yaptığı hatayı yapıp kortizonlu bir şey kullanmayın. nedeni hastalığın level atlamış şekilde geri geleceği ve tek elinizde kalanın kortizonun yan etkileri olacağıdır. doktora gideceksiniz ve literatürde yazan şekilde size yüksek ihtimalle kortizonlu bir krem reçete edecek. heh işte teşhisiniz %100 seboreik dermatit ise onu kullanmayın. kesin çözümü olmadığını bilin.
genelde depresif, fazla güneş almayan, beslenmesi-psikolojisi bozuk, alerjik bünyelerde olan deri hastalığıdır.
yıllarca çektim. ne advantanlar, ne travacortlar çare olmadı ama sonunda ilacını buldum.
head&shoulders clinical strength isimli şampuan tam olarak buna en iyi gelen şey. günde 1 sefer saç ve yüz bölgesi güzelce yıkanırsa 1 haftada %99 olumlu sonuç veriyor.
Yüksek lisans tezini hazırlarken başıma gelmişti, hala çekiyorum. Zaten ne olduysa o tezi yazarken oldu, kontrolsüz kilo alma, kaşıntılar, reflü... neyse, dermatite dönelim.
Kişisel hikayemdeN de anlaşıldığı gibi Stres Çok büyük etken. stres vücutta bir kısır döngüyü tetikliyor. Stresten dolayı yeme bozuklukları yaşıyorsunuz, o da yağlanma yapıyor. Yağlanma da hem dermatiti tetikliyor hem de insülin direncinizi arttırıyor. O artınca Olur olmaz acıkıyorsunuz ya da sürekli mideniz kazınıyor. Ve yedikçe yine yağlanıyorsunuz. Sürekli atıştırmak mideyi de yoruyor. Gelsin gastritler reflüler. Sağlık Bir defa bozulmaya görsün.
Bunun Yani dermatitin bir tedavisi yok. Zaten modern tıpın pek az şeye çaresi var. Yani Bununla yaşıyorsunuz. Kaşıntının çok azdığı zamanlarda kullanmak üzere kortizonLu bir şey damlatabilirsiniz. Bende bir defa Tablet yoluyla Anti inflamasyon da denendi Ama ilacı kullaNırken rahat ediyorsun en fazla. ilacı bırakınca kaşıntılar eskiye dönüyor. Velhasılkelam, ilaç alıp floranızı bozmaya değmiyor bile.
Hayat kalitesini düşüren bir hastalık. Yalnız pandemi başında saçlarımı sıfıra vurmuştum ayna başında. Saç yokken kaşıntı %99 oranında ortadan kalkmıştı. Böyle bir yol da tercih edilebilir.
kendimi bildim bileli sahip olduğum hastalık. yani 8 yaşından beri var diyebilirim. kafayı öne eğip dökülmelerini izlemeye bayılıyorum (iğrencim amk ıy.) çok üzerine düşmediğim bir şey olduğu için hap falan kullanmadım. sadece bir veya 2 kutu çilek kokulu bi şampuan kullanmıştım adı "konazol" gibi bir şeydi bir de saç derisine nüfuz eden alkol gibi kokan bir ilaç kullanıyordum. ikisini bir arada kullanınca geçiyor ama bırakınca hemen tekrar ediyor. o tür ilaçları sürekli kullanmak da çok zararlıymış zaten, ben de eczaneye gidip almaya üşeniyordum açıkçası.
kaşıntı yaptığı doğru, bazen tırnağıma kan gelene kadar kaşıyorum zaten kafa derisi çok ince olduğu için hemen zedeleniyor. saç dökülmesiyle doğrudan bağlantısı var mı bilmiyorum ama yaz kış demeden saçım dökülüyor erkek de değilim amk kel kalacam yakında.
bir de allah affetsin suratında falan bu problemi olan insanlardan çok tiksiniyorum ya valla nası bi ikiyüzlüyüm bilmiyorum ama zaten salyası boku püsürü yüzünden çocukları da sevmem. ama abi kaşında da olmaz be, sakalında da olmasın bi zahmet onları temizliyor musun ne yapıyorsan... yemek bile yemem yani öyle birinin evinde şimdi büyük konuşmayayım da.
not: yemek falan yaparken başımı bağlıyorum saçım neyim dökülür diye.
tek cümle ile: "hiçbir şeyin hiçbir boka yaramadığı bozukluk."
hastalık değildir. candida mantarı ile alakası vardır. adam akıllı bir diyet yapamadım ama niyetliyim. 1 hafta içinde 1 ay sürecek ketojenik bir diyete başlayacağım. ayrıca antifungal yiyecekler ile candidayı boğacağım. umarım savaşı kazanırım.. ya da hiç yoktan zayıflatırım...
senelerdir çektiğim, hayattan soğutan deri hastalığı. öldürmez süründürür. stresin, mevsim geçişlerin, alkol almanın -özellikle de mayalı içkilerin- tetiklediği söyleniyor. türlü şampuanlar, acayip kremler denedim ve tek öğrendiğim canı istemedikçe azalmadığı. tamamen geçen bir şey değil.arada hafifliyor kadar.
nispeten iyi gelen bir şampuan önerebilirim. head and shoulders scalp relief. marketlerde bulunmuyor. eczanelerden ya da online olarak alabilirsiniz. doktorların verdiği kortizonlu şampuanları çok uzun süre kullanmayın. saç derisine zarar veriyor.
Lan ne lanet hastalıksın sen ya bi düzeliyor bi geçiyor, taşak mı geçiyon amk. Şimdi tekrar kulak arkamda ve sırtımda çıkmaya başladı. Kaşlar, burun, saç zaten nanayı yemiş durumda. Dermovate'in kremini ve losyonunu kullanıyorum işe yarıyor ama bırakınca tekrar başa dönüyoruz. Ömür boyu bunları mı kullanıcam lan ben? 2014 de psikolojik sorunlarımın getirdiği stres yüzünden çıkmıştı ve 5 yıl oldu geçmiyor, nası geçecek bu lanet?