birikmişlerin adını birikmişlere ağlamak denilmemesinden dolayı sebepsiz yere ağlamak adı verilen durum. bu birikmişler saçma sapan şeyler de olabilir. genellikle bunu kadınlar yapar, doğaları gereği. erkek kendini daha güçlü tutar, tutmaya çalışır. ya da dayanamaz ağlar kimsenin görmeyeceği bir yerde. ne ayıplar varken, ağlamak mı ayıp. hiçte bile.
asla sebepsiz değildir. günlerdir ağlamak istiyordum. bugün çok az da olsa ağladım ama içim çok dolu. yıllardır biriken çok şey var içimde. depresyona girmeye vakit bile bulamıyorum. kendimi salıversem dertten yataklara düşerim herhalde. anksiyete atağı geçiriyorum, zor sakinleşiyorum.
bütün bunlara sebep olanlar ise hayatlarına çok güzel bir şekilde devam ediyorlar. ben ise güvensiz bir halde sevdiklerimi kaybedeceğim günü bekliyorum. çünkü hep sevdiklerimden vefasızlık ve nankörlük gördüm. gelecek kaygısı içinde boğuluyorum. başarılı olamamaktan korkuyorum.
hanımlar siz siz olun, benim gibi akademik kariyer sevdasına düşmeyin. evlenin, çocuk sahibi olun. eltinize sunumsuz yakalanmamak için kurdeleli çiçekli aksesuarlar alın, bebişinizle oynayın. ben ise mayıs ayında en lanetli yaş olan 27'ye girerken doktora yapmaya devam ediyor olacağım. biyolojik saatim ise "anne ol" deyip duruyor. ben o gemiyi çoktan kaçırdım. şöyle bağıra bağıra ağlasam da rahatlasam. tek derdi görümcesinin onu çekememesi olan taze gelinlere öyle imreniyorum ki. ama benim yüklendiğim bir misyon var, vazgeçemem. bir türkçü olarak davama, turan ülküsüne hizmet edeceğim. bunun için kişisel mutluğumu, maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini tepetaklak ettim. pişman mıyım? hayır. ama hayat benim için gerçekten çok zor.
Sebepsiz değildir mutlaka sebebi vardır ama ya çok derinlerdedir ya kabul edemiyorsundur ya da öyle anlık birşey hatırlamışsındır ki farkına bile varamamışsındır bîr de bakmışsın damlalar dökülmeye başlamıştır.
Atsız'ın Sesleniş şiirinde geçen şu dörtlüğü okuduğum anda aklıma gelen başlık.
defalarca söyledik halbuki burada '' sebepsiz değildir o ağlamalar'' diye.
Günleri sayarım, geceler iner;
Beklerim geceyi, yıldızlar söner;
Gizli bir yaram var, durmayıp kanar;
Neresi? Bulup da silemiyorum.
Ulaşsa da sana yolların ucu
Varmağa yetmiyor Atsız’ın gücü.
içimde dururken bu kadar acı
Hala yaşıyorum, ölemiyorum.
Her ne kadar sebepsiz desemde, sebebini bulamadığım anlar; özellikle yağmur yağdığı zaman oluyor.
Pencere kenarında, yağan yağmura ağlayarak eşlik ediyorum. Sanki o yağmur damlalarıyla gözyaşım birleşip ruhumu temizliyor. Sonrası müthiş bir rahatlama, derin bir ohh.