sebepsiz gelir bazen herşey bir bilinmezlerde olursun.
hayattan umudunu kesmişken o gelir.
umursamazsın ilk başta herşey den ümidini kesmişken,
sonra vazgeçilmez kılınır o senin için
umudunun ışıgı tekrar yanar söndürmek istemezsin sen
ama bilirsin masalların gerçek olmayacağını
bile bile lades dersin yinede..
bıkmazsın umursamaz tavırlarla sana yaklastıgında
dünyadaki hersey anlamsızken gelmiştir cünkü o
sahiplenirsin sebepsizce kendi içinde
ve sonu gelir hersey gibi
o başkasının sebebidir artık
sorarsın kendine neden diye
nedenini başından beri bilirsin halbuki
sebepsiz sevmemelisin...
aşkın doğru halidir, kişinin talihsizliğidir. sevmek için hiçbir neden aramazken nefret etmek için onlarca sebeple tanışılır. sahtekarlık görülür, kapanan gözler açılır; nedensiz sevmenin sonucuna hoş gelirsiniz.
aşk a inanmayanlara en büyük kanıttır. aşık mısın sorusuna verilebilecek en güzel cevaptır. bilmem dersin sonra neden peki sorusu gelir işte tam da burda sebebi yok sebepsiz dersin ve başka da birşey söylenmez üstüne... seviyorum ve sebebi yok ...
ansızın akla gelmesi ile başlayan durum.sonrasında eğer yalnız iseniz istemsiz kasılmalar ile birlikte midede değişik hareketler.eğer yakınınızda birileri var ise anlattıkları anlam ifade etmemesi ve ne dediğini tam olarak anlayamama olarak nitelendirilebilir kısaca.
sebepsiz sevmektir aşk,
nedeni olmadan bağlanmak birine.
gözlerine baktığında erimektir içten içe.
ellerini tuttuğunda titremektir tüm benliğinle.
hatta sarılamamaktır utançtan,
çünkü utanmaktır sevmek aslında,
sevmek nedir aslen?
ölmek mi uğruna?
yaşamak mı onunla?
sevmek mi ömür boyunca?
yoksa ayrılmak mı gerekince?
nedir insanı başkasına bağlayan?
güzelliği mi? bilmez kimse bu soruların cevabını..
kimi sever güzelini, kimi sever özelini...