Aimores, M.G., Brezilya da 1944 de dünya ya geldi, Ekonomi okuyan Salgado, mesleğini São Paulo ve Paris te çalışarak uyguladı, 1970 lerin başında ekonomist olarak çalıştığı Uluslararası Kahve Organizasyonu için Kuzey Afrika da gezerken ciddi olarak fotograf çekmeye başladı
Salgado 50 den fazla uluslararası ödüle layık görüldü.
Gamma Ajansın da 1975 ten 1979 a kadar çalıştı, ve sonra 1979-1994 arası Magnum Photos üyesi oldu , Bu gün Salgado's eserleri Amazonas Images ismi altında kendi ajansı tarafından pazarlanmaktadır
Sanatçı günümüzde Paris te iki çocuğu ve eşi ile yaşamaktadır.
dünya'nın nuri bilge ceylan'ı ****... beş yıl kadar önce yapı kredi sanat galerisinde enfes bir sergisi olan. ara güler'in yakın arkadaşı, siyah beyaz 'insan' hallerini fotoğraflama dehası...
"siyah matem emziren kadınlarda süt gri biraz,
serra pelada gold işçileri çıplak siyah yine gök gri beyaz
renkli çek fotoğrafı duvarına siyah beyaz as" sezai ekinci
Salgado fotoğrafları niçin hakkında düşünmeye değer? Fotoğrafın bir sanat dalı olması hakkında bir sorumuz var, benim de var herkes gibi. ilgisi olanlar veya olmayanlar için bir bilgi nesnesi vardır: Hokusai'nin Fuji Dağı Manzarası serisinden "Büyük Dalga"sı. Son yüzyılda reklam sektöründe de bolca kullanılmış bir malzemedir Büyük Dalga. Salgado fotoğrafları da böyle büyük bir selam veriyor yüzyılımıza. ismini bilmesek bile tanıdık geliyor, büyük şehir manzaralı dünyamızın dışındaki o devasa derin dünyaya dokunuyoruz. Tanıklığa mecbur kıldığı büyük buhran ve karşısındaki duruşumuz aslında. Salgado gibi, Ara Güler gibi veya birkaç sürrealist fotoğrafçıya baktığımda fotoğrafın sanatın damarlarındaki kanı emercesine bir emek ile sanatın, çağdaş sanatın klasik sanat karşısındaki zayıflığının bir ilüzyon olduğuna ikna oluyorum. Klasik sanatın tarihe not düşen o devasa eli daha mekanik anlamda başkaca bir oluş ile varoluşumuza doğru adım atıyor. Şehrin dışında yürüyen koskocaman bir kalabalık var. insana o kalabalığa karışamamanın ezikliği yaşatan derin bir nefes gibi Salgado.
Hakkında taptaze bir belgesel de yapıldı. (toprağın tuzu)
not: Bazı insanlar vardır hani, sizi annenizden süt emdiğinize inandırır. Salgado böyle bir adam benim için, insanlığı bütün çırılçıplak gerçekliği ile gözlemlemiş ve bu acı ile gerçek bir varoluş yaşamış bir deha. Bazı fotoğraflarına baktığımda kendimdeki o bütün karmaşa ile dile gelmiş bir yalın gerçeklik olarak çarpışıyorum.
Haberdar olmayanlara tavsiyemdir, onunla tanışmak insanlığın hakiki damarlarından gürül gürül tertemiz bir sütü boğazından geçemeyeceğini bilerek yudumlamaktır. Süt ve kanın aynı damarlardan süzülmesini açıklayabilecek bir ideoloji asla varolmadı, ne mutlu...