her an dinlenilebilecek grup,her ruh haline uygun şarkıları vardır. ulan ne dinlesem diye durduğunuzda aklınıza gelen ilk cevap olan gruptur, bilenler anlayanlar için tabi.
bir kere dinlendiğinde bir daha bırakamayacağınız gruptur. klaus meine nin mükemmel yumuşaklıkta ki sesi ve yorumu insanı uçurur.
16 eylül 1993 yılında inönü stadında verdikleri konserde fazla seyirci olmadığından kapılar açılmış, açık/kapalı tribündeki insanlar saha içine inmişti.
kısacası abilerimize ayıp edilmişti.
üniversite yıllarının en çok dinlenen, türkçedeki adıyla dert ortağı denebilecek gruplardan. şimdi adamlar yapıyor love metalin, slow rock'ın alasını biz ise gayet banal bir biçimde terkeden sevgilinin arkasından still loving you diye böğürüyoruz. ama sevgili okur hayat biraz da yüzeysel olmak demek değil midir sorarım sana?
benzeri zor kurulur, efsane bir rock grubu. armonisi fevkalade kaliteli ve güzel, berlin filarmoni orkestrası ile birlikte çalmışlıkları var. fikrimce the doors gibi, rock müziğin geleceğini belirleyen adımları atmışlardır. alman olduklarından dolayı şiveleri biraz enteresan gelse de öyle pek de komik bir şarkı söyleyişleri yok, gayet güzel ,sadece vurgular filan farklı. belki çok sert şarkıları var, tipler de çok sert müzik yapan adamlara benziyor fakat, aslında pek de hızlı, sert olmayan muhteşem şarkıların sahibidir bu grup.
ayrıca, üyelerinden biri olan michael schenker, kendi ismindeki müzik topluluğunda müzik kariyetine devam etmektedir. müziğinin çizgisi ise scorpions'tan çok radikal farklar içermez. sadece daha kişiselleşmiş bie haldedir.
ortaokul yılları ergeniz yani. "lan olum adamlar civciv eziyolarmış" diyerek birsürü metal grubu sözlerini anlamadan sadece müziği mırıldanarak dinlediğimiz yıllardı. ingilizce dersinde kulakta walkman sallanıyoruz sınıfın arka köşesinde. hoca birden dersi kesip yanımıza geldi "ne dinliyosunuz lan zibidiler" dedi. tabi yakalanmanın verdiği sıçışla bizde yalanın bini bir para. kemkümlerden sonra hoca walkmanlari alıp ders sonunda gelin veriyim diyerek çekti gitti bizde doğal olarak paçayı yırtığımıza seviniyoruz derken zil çaldı ve lan verir mi harbiden diyerek hocanın yanına...
adam içindeki kasetlere baktı sonra bize baktı başka hangi kasetler var diye sordu. o zmanlar yeni çıkmış kings of metal var elimizde zar zor almışız. manowar gençliği olarak gurula gösterdik hocaya. adam gülüp çantasına döndü 4-5 tane scorpions kaseti çıkardı . "bir de bunları deneyin bakalım" deyip elimize kasetleri verdikten sonra çantasını alıp gitti.
işte sözlük o gün bugün tanırım bu adamları. "güzel çalıyolar lan" diye diye hala dinlerim. hiç de kötü çaldıklarını görmedim. adamlar babamdan yaşlı, hatta dede olmuşlar kıçlarındaki kıllar alo beyazötesi olmuş hala bateri materi uğraşıyolar işte. sırf bunun için saygı duyup dinlemek lazım.
hayranlarının sabırtaşı çatlamak üzereyken, onları daha fazla bekletmeyerek 22 ağustosta istanbul'da verdikleri konseri adeta unutulmaz bir şova dönüştürerek gerçekleştiren, şarkıları her nesil dinlenebilecek idol alman rock grubu.
2007 yılında yayınladıkları humanity hour 1 albümüyle modern bir sound yakalamış , klause meine gibi duygusal ve bir o kadar da kadife sese sahip bir vokale sahip olan , bünyesinden rudolf schenker haricinde bir zamanlar onun kardeşi michael schenker'i de bulundurmuş olan alman hard rock grubudur.
bir gün birlikte olmaktan pekte memnun olmadığım insanlarla bir araba seyahati sırasında tanıştığım gruptur. duyduğum andan itibaren sanki orada değildim ben. bedenim oradaydı ama ruhum huzurla dolu olmak istediği yere gitmişti. o gün soramadım o parçanın kime ait olduğunu. sonra scorpions la tanıştım. deli gibi bütün gün kulaklarımdan gitmesin istiyordum o parça. işte böyle başladı scorpions aşkım.
(bkz: wind of change)
