mutsuzluğu üretken olmasını sağlıyordu. üretkenliği de hayata bağlıyordu.
salvador dali gibi. müthiş travmalar yaşadı. hayatının sonuna kadar korkulariyla yaşadı. ama yaşadı. çünkü tüm mutsuzluğunu, acilarini ve korkularını tuvale vurabiliyordu.
Aslında bakarsanız babasından kalan paraları yemekten, kadınlarla birlikte olmaktan intihara zamanı olmamıştır. schopenhauer asla istence karşi savaşını teorinin ötesine götürememiştir. hatta kendisine yapılan eleştirilere "bir heykeltraş yaptığı heykel kadar mükemmel olmak zorunda değildir" cevabını vermiştir.
Hayatın Anlamı adlı kitabında bundan bahsediyor ama konuyu tam özümseyemediğim için niteliksiz bilgi vermek istemiyorum meraklısı olan bir göz atıversin.