bu yaz için staja kabul edildiğim firma. telemachanique, merlin gerin, square d ve en sonunda da metesan ı bünyesine katan dev bir fransız elektronik firması. başta "ulan vestel neden beni almadı" "keşke mercedes reddetmeseydi de girseydim" "arçelik kaçmazdı bik bik bik" falan diye bol bol hayıflanan bünyelere tokat etkisi ile cevap verebilecek bir firma aynı zamanda.
stajyer olarak girerseniz fotokopi makinasının başına kurulmak zorunda kalmıyorsunuz. hatta ve hatta staj halindeyken başınızdaki mühendis "micro cuts. bir dakika. sen şu referansları tut. ben sana fotokopilerini getiriyorum" diyebiliyor. "ama durun ben stajyerim!" demeye kalmadan elinize koıpyalar geliyor. stajyerlerinin boş oturmalarını istemiyorlar. ilk iki günümde ayaklarım, ayakta durmaktan, iş yapmaktan şişti diyebilirim.
her stajyer in hayali masada bir bilgisayar, bilgisayarda internet ve windows live messenger dır. çünkü en iyi vakit öldürme yoludur. msn de gördüğüm arkadaşlarıma "lan sen stajda değil misin? napıyosun msn de? ne işin var?" diyebiliyorum artık ki benim de hayalim böyle bir masa ve msn idi. ancak firmanın bilgisayarlarında msn messenger bile bulunmadığından (ancak internetimiz var ve çok hızlı; firma çalışanları da lotus isimli bir mail programı ile haberleşiyorlar) bu olaylara giremiyoruz. kendi masamız yok. kendi bilgisayarımız yok. ama her masa bizim. her bilgisayar bizim. işimiz olunca başına geçiyoruz ve bir kişi bile "kalk ordan stajyer çocuk, işim var" demiyor. "sen işini bitir ben beklerim" diyor. ağlıyorum kafamı duvara çevirerek içten içten. bunu bir stajyer e diyorlar çünkü. ben kimim ki? ama doğru. ben stajyer im.
fransız firması olmasının çok büyük bir avantajı var. çalışanları inanılmaz samimi. usta başı olsun(ki usta başı değil onlara takım lideri diyorlar) çaycısı olsun hepsi sıcak bir yaklaşım içindeler. kibarlık hat safhada. teşekkürler dediğinizde mutlu oluyorlar. eğitim görmüş insanlar değil. ama iyi insanlar. schneider electric kısacası çalışanlarını seçerken ince eleyip sık dokumuş.
öğlen yemekleri ise muhteşem. her 2,5 saatte bir 15 dakika fabrikalarda çay molası var.
bize görevler veriyorlar. bir gün amelenin yapacaği işleri yaparken bir gün mühendis adamın yapacağı işleri yapıyorsunuz. bir gün cidaları, civataları, somunları, manbivelaları raflara yerleştirirken ertesi gün kendinizi excel başında parça referanslarını bilgisayara işlerken buluyorsunuz. hiç şikayet etmiyorsunuz. kendi adıma f400 trafolarının montajını öğrendim. ve bunu bana anlatan işçilerdi. mühendis bey de sağolsun bir kaç excel keypoint i öğretti. arada transporter ın üstüne binip fabrikada geziyorum scooter a binermiş gibi. aynı zamanda bir işçiden de söz aldım. beni motorlu transporter a bindirip fabrika içinde gezdirecek.*
gerçekten de stajyerine "sen daha okuyorsun. adam değilsin" felsefesi ile davranan değil "ileride bizlerden biri olucaksın. bu yüzden değerlisin" felsefesi ile davranan şirket. ileride "buyur gel bizim ailemizden ol" deseler ağlarım. kabul ederim.