o hep sanal olduguna inandigim, meshur sanal alem'in bana kazandirdigi, kazandirabilecegi, tanistirabilecegi en mukkemel sey...
evet sey... dost desem, arkadas desem haddimi asmis olurum... cunku dost olmanin, arkadas olmanin kriterleri bende farklidir... misal: en az dolu dolu bir gunumuzun beraber gecmesi lazim oyle olmasi icin... benim yasim geregi arkadas veya dost dememde dogru olmaz...
ama sunu rahatlikla belirtebilirim... bir agabey'im oldu... bana uzakta olsa, bir agabeyim oldu...
yapim geregi, diyaloga kolayca girsemde, kolay kolay tanimadigim kisilerle samimi olmam, olamam... hele hele benden cok uzaktaysa... lakin bu adam... canli canli hic gormedigim halde gerektiginde sirlarimi dokmeye cekinmeyecegim kisidir...
kendiside fark etmistir sanirim bunu... sanal alem'den baskalariyla olan iliskelerimle onunla olan ilisikimin farkli oldugunu...
onun oldugu bir ortamda daha farkli davrandigimi, baskalarina hic yapmadigim civikliklari ona yaptigimi...
hicbir zaman samimiyetin olmayacagini dusundugum sanal alem'de, bu dusuncemden beni vazgecirmeye zorlayan kisidir...
kendisyle mutlaka, omrumun en az bir gunu canli bir sekilde muhabbet etmek istiyorum... *
entrylerine gelince... sizlerde fark etmissinizdir mutlaka... bu adamin entry gireyim diye girilmis bir entrysi yoktur... hepsi en az 9-10 cumleden olusur... oyle her basligida yazan tip degildir haaa... beyefendinin klasi sarsilir yoksa...
bunun disinda kendisi buraya gelmemin en buyuk sorumlusudur... sevabim, iyi islerim bana ait olmakla beraber kotu islerim ve gunahlarimin vebali ona'dir... bitirmeden sunu ilave etmek istiyorum, bu adam rusvetcinin onde gidenidir...
hukukçu bir arkadaştır kendisi. ileride bununla aynı dava salonunda karşılaşacak; hakim, savcı, avukat kişilerine soğuk terler döktürecektir. konuşma uslubu ile kazanamayacağı dava yoktur. şayet ben karşısındaki hakim olsam: tamam kardeşim sen haklısın derdim.
kendisini bir an reha muhtar a benzettiğim için beni affetsin, hala şaşırmaktayım ben nasıl seni o adama benzettim ama abi adam şanslı bak gülşen gibileri ile birlikte ne yani haksız mıyım tabi dediğin gibi erol köse ler de var ama ne yapalım bir anlık işte laf agızdan çıkıyor.ha bir de ben kendisini çok sevdim, çok sıcakkanlı böyle insanın sohbetine doyamayacağı tiplerdendir .
tüm ileti ve sloganlarıma felsefik bir yaklaşımla bana açıklama gereği duyan, ve bunun üzerine güzel sohbetler edilebilinen güzide yazar. her günün bir önceki günden farklı olduğunu düşünen insan. *
her günün bir önceki günden farklı olması gerektiğini düşünen, yaşamın ancak o şekilde bir anlam ifade edeceği fikrini taşıyan; yaşadığı günün bir öncekiyle aynı olduğunu hissettiği anda sıkılıp bunalmaya başlayan en başta kendine hayrı olmayan fuzuli insan. her daim konuşabilecek, anlaşabilecek birilerinin arayışında olan, fırsatıı bulduğunda da bir bahaneyle kendini ifade etme çabasına giren; kendisiyle belli bir paylaşıma giren birini bulduğunda ise kendi fuzuliliğini unutup onla konuşmaya kendini kaptırarak bahtiyar hale dönüşen, fakat onu kaybedip kendi başına kaldığında yine kendisinin kendine bir faydasının olmadığını farkedip kendini bulanık bunalımların içinde bulan insan. sözün özü: hayatına renk katan insanları bulmaya çalışan, zor da olsa bulan, fakat bulduğunu da pek kolay kaybedebilen, kaybedene kadar ise onla neyi ne kadar paylaşabilecekse o paylaşımı kurmaya çalışan, günlerinin artık tamamen aynılaştığını ve de bu aynılığı yalnız yaşamaya da mahkum hale geldiğini farkettiği gün yaşamının anlamsızlığına karar verip o yaşamdan işte o zaman vazgeçecek olan insan. şimdilik yaşamı tüm zorluğuna rağmen sevmektedir, zira yaşamayı ona sevdirecek birileri halen kıyıdan köşeden ara sıra da olsa çıkmaktadır...
elimden tutup göbek atmaya kaldırmak için ter döken yazar. inatçı olmakla beraber kızdı mı gözü görmez. kaldırmak için bele, kafaya ve bacağa sarılma potansiyeli olan ama her şeyden önce hatırı sayılacak akıllı bir irade ve düşünce yapısına sahip insan. zirve müdavimi.
mutluluğu kendisiyle ciddi bir biçimde ilgilenecek bir ortopediste bağlı olan, o ilgiyi görmesi halinde şu anki sıkıntılı halinden epey bir kurtulacak olan kişi. * dolayısıyla böyle bir kişiye ulaşabilmesine aracı olabilecek her kim varsa ondan bir haber beklemekte; kendisine böyle bir iyiliği yapacak olana karşı sonsuz şekilde minnettar kalacağını taahhüt etmektedir. şimdilerde ise dışardan bakıldığında bir manikdepresif imajı çizmektedir. kimbilir belki gerçekten de öyledir. muysuzluğunu zaman zaman içinde bulunduğu ortamdaki güzel insanlar sayesinde zaman zaman atsa da umutsuzluğu bu gidişle her daim baki kalacaktır; zira umutla dünyaya bakması için elinde ya hiç sebebi yoktur ya da varsa bile o kadar gizlidir ki o sebep kendisi onun varlığını bir türlü hissedememiştir. o da bu yüzden imkanları elverdiğince öylesine kendini oyalamaya avutmaya çalışmaktadır. işte en azındna bunu rahatça yapabilmesi için de o ortopediste ihtiyaç duymaktadır. ama özellikle şu anki haliyle allah kimseyi her ne sebeple olursa olsun schenardi gibi etmesindir; ne de olsa o bile çoğu zaman kendine katlanamamaktadır. hatta elinde olsa o başkaları gibi olmak * istemektedir ama nafile, beyhude bir istektir bu. maalesef ki kendine mahkumdur bu kişi ve bu mahkumiyeti f tipi bir şekilde sürdürülmektedir...
on yedi ağustos depreminde tanıştığım, dolayısıyla aynı gün yaşadığım ikinci felakettir.
görüşlerimizin zıtlığına rağmen yedi yıldır dostluğumuzun sürmesi güzel bir insan olduğunun göstergesidir. akıllıdır, enerjiktir, dost canlısı bir kişiliktir. yakışıklıdır, karizmatiktir ve kesinlikle bu yazıyı silah zoruyla yazdırmamıştır.
pek muhterem ortagim ;
umarim enseyi karartmayacagin yeni yasa girersin artik. aslinda fazla söylenecek bir sey yok. ama sana iki dize ithaf etmek istiyorum;
aramiza girerse muhalif ruzgar,
bu entryim sana kalsin yadigar.