film komünizm'den kaçıp kapitalizmin başkentine amerikaya göç eden tony montana'nın hızlı yükselip hızlı düşmesini anlatıyor. içinde harika replikler barındırır.
(bkz: i always tell the truth even when i lie)
bu film öyle etkileyici, öyle vurucudurki benim gibi hümanist bir insanı bile ''bad guy'' tony montana'ya hayran bıraktırır. film çok güzel izlemeden ölmeyin fakat kokaine özendirme ya da kötü adam olma isteği açığa çıkarma gibi yan etkileri var.
--spoiler--
"what do you looking at? you're all a bunch of fucking assholes. you know why? 'cause you don't have the guts to be what you wanna be. you need people like me. you need people like me so you can point your fucking fingers, and say "that's the bad guy." so, what that make you? good? you're not good; you just know how to hide. how do lie. me, i don't have that problem. me, i always tell the truth--even when i lie. so say goodnight to the bad guy. come on; the last time you gonna see a bad guy like this, let me tell you. come on, make way for the bad guy. there's a bad guy comin' through; you better get out to his way!"
--spoiler-- *
Al Pacino'nun Oynamamış,Yaşamış dedittirdiği filmdir.Rolunü o kadar mükemmel oynamaktadırki,izleyenlerin hafızasına kazınan bir filmdir.1982 yılında New York Times dergisinin ilan ettiği gelmiş geçmiş en acımasız gangster filmi.
usa'deki bazı üniversitelerin tıp fakültelerinde, psikiyatri stajını yapan öğrencilere, sosyapati konusuna her yönden örnek teşkil etmesi açısından izletilen film.*
filmin en iyi tiradı da, montana'nın lokanta sahnesidir.
montana, lokanta sahnesinde etrafındakilere kendisini anlatır: " benim gibi adamlara muhtaçsınız siz. böylece parmakla gösterip, işte kötü adam bu dersiniz. ama iyi filan değilsiniz siz... sadece saklanmayı, yalan söylemeyi iyi biliyorsunuz. benim öyle bir derdim yok. ben hep doğruyu söylerim. yalan söylerken bile... kötü adama iyi geceler dileyin bakalım. bir daha böyle kötü adam zor görürsünüz.
aşmış filmdir.
tony arkaşını elektrikli testereyle doğrayan kolombiyalı taciri güpegündüz sokak ortasında alnını tam ortasında vururken, pacino'yu bu sahnede dikkatli seyretmelisiniz. tetiği çektiği an gayri ihtiyari bir şekilde bir kere dahi olsa gözünü kırpmamaktadır.
özenilecek bir hayatı olmamasına rağmen, de palma ve al pacino etkisi ile yerinde olmak için can attığım sinama efsanesi, uyuşturucu baronu. world is yours cümlesi isyanın ve zaferin aynı anda hayat bulduğu eşsiz bir cümledir. bu sloganı geliştiren panamerican şirketinin ayrıca zikredilmesi gerekir. eşsiz bir anlam bütünlüğü. dünya sizin. nekadar aldatıcı ve kışkırtıcı aynı zamanda nekadar büyük bir isyan ve farkındalık anlatıyor. çok şey öğretti bana çok. scarface, modern dünya da gücü ve gücü kullanmayı ama karşılığında kirlenmeyi ve en sonunda yokolmayı, en güzel anlatan filmdir. savaşırsınız ama en sonunda savaştığınız şeyin ta kendisi olduğunuzu farkedersiniz.
savaşarak kazanmanızın yolu yoktur aslında, kazanmanın tek yolu saflığını koruyabilmek ve pislikten pay almayarak, düşmanının yarattığı pislikte yokoluşunu izlemektir.
ilk olarak 1932 yılında Paul muni nin başrol oynadığı film 1983 te tekrar çekilmiş olup birde kült olmuştur ve tabi baş rolunü al pacino oynamıştır.Birde 2006 da oyunu çıkmıştır güzeldir iyidir.
al pacino nun the godfather 2 deki performansından sonra en büyük oyunculuğu gösterdiği filmdir. eroine kafasını daldırma sahnesi, son sahnedeki i ve got the power nidaları, herkesi kendi bildiği doğrularla yargılayıp sonunda kaybeden olmasıyla tam bir başyapıttır.
Şu replikleriyle insana vay be dedirten film:Benim gibi insanlara ihtiyacınız var.Şu an bana kötü insan diyorsunuz.Hadi o zaman bu kötü adama bir selam verin lanet pislikler...
al pacino'nun karizmasıyla birleşince mükemmel olan filmdir. al pacino'yu the godfather'da pek beğenmesem de burda rolünün hakkını vermiştir. harika bir finale sahiptir.
