kemik yaşı araştırılan kız. sbs olayın son noktası olmuştur aslında. kızın verdiği ifadeye göre anne sürekli dayak atıyormuş ve kız annesinin yüzünden son üç aydır okula gitmiyormuş. amacım cinayeti haklı çıkarmak değil ama sbs'ye sebep insan öldürmek çok basit kaçıyor.
bedeni ve başı çöp kutusunda bulunan ama öncesinde villalarda dolaşan çocukları evet üstüne basarak söylüyorum çocukları, sınava girmesine izin vermedi diye annesini öldüren çocukları tekrar söylüyorum çocukları gördükçe ve on yıl önce çocukluğumda arkadaşımla kavga ettikten 10 dakika sonra aynı takımda top oynadığımızı hatırlayınca bize ne oldu sorusunu sormama sebep olan olaydır.
tam bir trajedidir. kizin okumaya onca engele ragmen bu kadar hevesli olmasi muhtesem bir sey iken, annenin de bunu engellemek icin buyuk caba gostermesi korkuncdur. ayni anne-babanin muhtemelen veremedigi egitim yuzunden kiz yapmamasi gereken bir seyi yapmistir. her yonuyle cok garip bir durum. sorunlari ortadan kaldirmak ve onlari asmak arasinda ince bir cizgidir.
(bkz: ateş olmayan yerden duman çıkmaz) atasözünün bu duruma açıklık getireceği aşikardır. genlerinde bir sorun yoksa şayet kimse annesinin karnından psikopat olarak çıkmaz. demek ki kızı suça teşvik eden bir şeyler var. aile, din, okul...çok bilinmeyenli denklemi sadece birine değer vererek bulmamız biraz zor sanki..sadece dine, sadece aileye, sadece çocuğa yüklenemeyiz. belki de hepsini birden içeren sosyal yapıya ve sisteme göz atmak gerekir. ama yine de ilk etapta şu tekrar kanıtlanıyor ki: din kitlelerin afyonu olmaya devam ediyor.
kızın haklı gerekçeleri var da, yine de annelerimizi kesmesek daha iyi olur diye düşünüyor insan. akıl sağlığınız yerinde mi la sizin? manyak herifler.
sistemin mına koyayımdır. madem psikolojik sorunları vardır, görütürün tedavi ettirin bire deyyuslar. o değilde hala bu olayları eline çekirdek alıp, televizyon karşısına geçip izleyen bakanlar yok mu ? - var var.
suçu işlediği sırada on iki yaşını bitirmemiş olan çocukların kusur yeteneğinden söz edilemez. bu dönemdeki çocuklar hakkında ceza kovuşturması yapılamaz. yalnızca çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır. tck: m.31/1
bu kız hakkında cezai bir işlem başlatılamayacağı açıktır. annenin kızının eğitim ve öğretim hakkından mahrum bırakması, kızını sosyal ortamdan kopartıp ev hayatına mahkum etmesi dolayısıyla bu çocuğun annesini öldürmesi normal kelimesini kullanmak ne kadar abes olsa bile normaldir. annenin hareketinin çocuğun üstünde yaratmış olduğu travmalar sonucu ölüm olayının gerçekleşmesine şaşırmamak gerekir. ruh hastası, psikopat gibi ifadeler o yaştaki bir çocuğa bu hareketinden dolayı konulamayacak teşhislerdir. ki bu teşhisleri tıp biliminin insanları koyması gerekirken.
bu gibi çocukların sosyal hayata, topluma tekrar kazandırılması gerekir. amaç cezaların ıslah edici olmasıyken bir kişiye ki bu çocuksa nasıl toplumda olması hayırlı olmaz denebilir? insan olmaktan ne kadar da uzaktırlar bu kişiler tanrım!
ergenekonun işiymiş gibi gözüken, türkan saylan'ın planladığını düşündüğüm tarikat karalama olayıdır. bu kız da ergenekon terör örgütü üyesi suçlaması ile yargılanmalıdır. ülkemizde din hiç bir zaman kız çocuklarının okumasını engellememiştir. aksine tarikat üyesi olan teyzem ve diğer akrabalarım, bütün kızlarını kuran kursları adı altında hizmet veren tarikat ilim yuvalarına göndermekte ve yaşları kemale erdiğinde (en fazla 16) dini bütün insanlarla izdivaç gerçekleştirmektedirler.
tarikata bok atmaya çabalan bu çocuk suçludur. keşke o da sabah namazına kalksa idi. allah hidayete erdirsin!
--spoiler--
R.A.'nın, psikolojik sorunları bulunduğu öne sürüldü. Arkadaşları;Sürekli annesiyle tartışıyor, ona karşı geliyordu. Okulda da arkadaşlarıyla kavga ederdi. Öğretmeni, bizi uyararak, onunla tartışmamamızı söylemişti. Ama böyle bir şey yapacağı aklımaza gelmezdi; dedi.
--spoiler--
haha psikolojik sorunluymuş.. bu açıklamayı da söz konusu insanların ergenlik ve psikolojik rahatsızlık taşıma arasındaki farkı bilmemesine bağlıyorum..
ruh hastasıymış. ruh hastalıklarıyla psikopatlık arasındaki bilimsel yakınlık nedir. psikopatlık bir ruh hastalığımıdır. yada değilmidir. tartışşılmalı.
--site yorumlarından---
esra fazla - 07/06/2009 - 17:44
a kızım sen de ablaların gibi, abilerin gibi, o saatte abdest alıp, namaz kılsaydın,
çocuk yaşta bu cinayeti işler miydin?
seni kimler kullandı, acımadan bir yuvayı "tarikat karalama" adına mahvetti?
--site yorumlarından---
basit yolu seçmiş kızdır. öldürmek her zaman en basitidir. önünüzdeki duvarı ya yumruklarınızla yıkarsınız ve kanlı ellere sahip olursunuz. ya da etrafından dolanır terli bir alna sahip olursunuz.
haber doğruysa, sorumluluğu üzerine yükleyip kurtulamayacağımız kızdır. sosyal devletin neden aile mfhumundan daha önemli yanları olduğunu da gözler önüne sermektedir. çocuklar ailelerinin insafına terk edilemeyecek bireylerdir aynı zamanda.
bir kız çocuğun kendisini dünyaya getiren annesini öldürmesi. neler oluyor ülkemizde? sosyal yapının çöküntüsünün göstergesi bu olaylar. nasıl bir aile yapısı nasıl bir çocuk yetiştirme? evlenecek kişilerin eğitilmemesinden kaynaklanan sorunlar, her gün buna benzer olaylarla karşılaşıyoruz. çocuk eğitiminden bi'haber kişilerin dünyaya getirdikleri çocukları ülkeye yararlı insan olarak yetiştirmek için eğitilmesi gerekir. bu görev ailelerden sorumlu bakanlığa verilmeli. aksi takdirde toplum da ki suçlu çocuklar, geleceğin suç işleyen yetişkinleri olmaya aday olacaktır.
eğitim, ekonomi, aile yapısı, inanç, öğreti, bunun gibi bir çok kavramın öğrenilememesi, öğretilememesi ve eksikliği sonucunda yaşanan bir psikolojik yıkımın sonucu... o kadar uzun ve çözülemeyecek kadar büyük bir sorun...
ekonomik sorunların yarattığı psikolojik bunalımlar nedeniyle bakamadığı için çocuklarını öldüren anne, babalar, kötü davrandığı için, anne olamadığını düşündüğü annesini öldüren evlat haberleri çok okuduk anne, baba, evlat olarak değil de psikolojik nedenlerle bozulmuş insanlar olarak bakmak gerek, psikolojisi bozuk bireyler ve böyle gittiği sürece bu tarz haberler başlıklar okuyacağımızdır. işin kötüsü de artık iyice rayından çıkmış bir yaşantıda, bu gibi görüntüler günden güne artıyor, önceleri akıl almayan cinayetler, tecavüzler, işkenceler, savaşlar... günümüzde sıradan günlük olaylar haline geldi, artık hiçbirine ağlayamıyoruz, üzülemiyoruz, gördüğümüzde sadece "of yine mi, görmek istemiyorum" deyip kanalı değiştiriyoruz, yapabileceğimiz ne var ki düşüncesiyle. ama en kötüsü de, gittikçe bu durumların normale dönüşmesi, yapabileğimiz ne var kilerin, yapabileceğimiz hiçbir şey yoklara dönüşmesi...
alnından öpmek istediğim kızdır. kocasından baskı gören, sevgilisi ile buluşmasına izin verilmeyen bütün kızların böyle davranacağı bir ülkede yaşamak istiyorum ben. sevgilerimle küçük kız, dünyanın en büyük insanı...
türk genci, devrimlerinve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. bunlarıngereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük kıpırtı ve davranış duydumu,'bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır' demeyecektir. hemen araya girecektir. elle,taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. polis gelecek, asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır. genç, 'polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. mahkeme onu yargılayacaktır.yine düşünecek, 'demek adalet örgütünü dedüzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek!' onu hapse atacaklar. yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, ismet paşa'ya ve meclis'e telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. diyecek ki, 'ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. araya girişimde ve eylemimde haklıyım. eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek benim görevimdir!' işte benim anladığım türk genci ve türk gençliği`!''
` 6 şubat 1933 / bursa atatürk köşkü