n.y. isimli çocuğun babasının denediği yollardır. araya adam sokma, yasal eksikliklerden yararlanmaya çalışma, şantaj yapma bu yöntemlerden birkaçıdır.
işte o bildiri:
"istanbul (erkek) lisesi, liselere giriş sınavlarında türkiye sıralamasında ilk bin kişi arasında yer alan öğrencilerin yerleşebildiği ve almanya ile türkiye cumhuriyeti arasında 8 mayıs 1957 yılında imzalanan özel protokol gereğince almanca eğitim faaliyetleri sürdüren, türkiyenin en köklü eğitim kurumlarından biridir. 128 yıllık tarihi boyunca istanbul lisesi, gerek eğitim kalitesiyle gerekse verdiği mezunlarla her daim türkiye cumhuriyetinin onur kaynaklarından biri olmuştur. eğitimin temellerini atatürk ilke ve inkılâplarına dayandıran, alışılageldik lise eğitiminin yanında türk-alman sentezi öğretim sistemiyle öğrenciyi düşünmeye ve sorgulamaya teşvik eden istanbul lisesi, lise düzeyinde almanca eğitim veren yabancı okullar arasında dünya sıralamasında birincidir. üniversiteye giriş sınavlarındaki başarılarıyla da adından sıkça söz ettirmektedir.
çocuklarımızın öğrenim gördüğü ve akademik düzeyde başarılı bireyler olarak yetişmesi yönünde hayata hazırlayan bu eğitim kurumuna giriş sürecinde bütün bu etkenleri göz önüne almakla birlikte onlar, en az kendileri kadar emek harcamış yaşıtlarıyla birlikte okuyacakları varsayımıyla istanbul lisesini tercih ettiler. sınavlara hazırlık sürecinde çocuklarımız ve biz veliler, manen ve maddeten birçok özveride bulunduk. ancak, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında çocuğunun hazırlık sınıfı öğrencisi olarak yurtdışından okulumuza nakil olması için bir öğrencinin babası n. y. çeşitli yollara başvurmakta ve bizlerin ve çocuklarımızın emeklerini adeta hiçe saymaktadır. n. y., milli eğitim bakanlığının 2005 yılında çıkardığı kararnameyi sebep göstererek hiçbir sınava tutulmadan ve başarı düzeyi esas alınmaksızın çocuğunu lisemize kaydettirmeyi denemektedir. bunun yanında, her yıl 180 kişilik kontenjanı olan istanbul lisesi bu eğitim-öğretim yılı başında mevcut kontenjanın tamamını doldurmuştur. anadolu liseleri yönetmeliğine göre her sınıfın en fazla 30 kişi olmasına izin verilmektedir. alman hükümeti ile yapılan antlaşma uyarınca da verilecek öğretmen sayısı her kademe için 6 sınıfa göre düzenlenmektedir ve sınıf mevcutlarının 30 kişiyi aşmaması gerekliliği bu antlaşmada da yinelenmiştir. antlaşmanın ihlali durumunda öğrencilere tanınan abitur ve almanca dil diplomaları hakkı da tehlikeye girmektedir. tüm bunlar bir yana, her ne şekilde olursa olsun emek harcayarak istanbul lisesini kazanan öğrencilerimizin çabaları bir kenara itilmesi kabul edilebilir değildir.
n. y. adlı kişi çocuğunun okulumuza kayıt olması durumunda ortaya çıkacak problemleri ve hak ihlallerini yok sayarak kızının istanbul lisesine kaydolması için milli eğitim mevzuatında yer alan açıkları kullanmanın yanında bürokratik kanalları devreye sokarak okul idaresine yukarıdan aşağıya baskı kurmaktadır. ortaöğretim genel müdür yardımcısı sn. etem yaman, istanbul il milli eğitim müdürü sn. muammer yıldız ve ortaöğretim genel müdürü sn. emin gürkan gibi isimleri devreye sokarak okul idaresi tarafından yapılması reddedilen kaydın her ne olursa olsun yapılması için baskı yapmaktadır. mevzuatta ortaya çıkacak sıkıntıların ufak değişikliklerle (180 olan öğrenci mevcudunun 181e çıkarılması gibi) üstünün kapatılması planlanmaktadır. fakat anadolu liseleri yönetmeliğinde sınıf mevcuduna ilişkin maddenin ve alman hükümeti ile olan antlaşmanın ihlaline göz yumulmaktadır. n. y. kişisel tanışıklıkları ve bulunduğu konumu çıkarlarına alet etmektedir. "
paranız ve arkanız varsa yurtdışına çocuğunuzu gönderirsiniz
(burada adı geçen öğrenciyi kasdetmiyorum. o bir deha, bir einstein olabilir bilemem. sonrasında olabilecekler kasdettiğim),
sonra dönüp galatasay'a ya da robert e giremezsiniz ama hop diye iel'e girebilirsiniz.
bilseydim ben de çocuğuma sbs stresini 3 yıl üstüste yaşatmazdım. 5. sınıftan itibaren dershaneye yollamak, özel ders aldırmak yerine tüm imkanlarımı zorlar yurtdışına yollardım. hiç aklıma gelmedi, salak kafam!