üç basamaklı sistemin ilk mağdurlarındanım. puanlar düşürülmemişken anadolu lisesine girebiliyordum, puan düşürülünce girememiştim. hala aklıma geldikçe küfrediyorum o sisteme.
idare mahkemesi sbs nin yabancı dil sınavında yanlış hesaplama yapıldığı için iptal kararı vermiş. haberin birinde de muhabir çıkmış sokağa yakaladığı çocuğa soruyor. iptal kararı çıktı ne düşünüyorsun, okulunu değiştirmek ister misin bundan sonraki süreç için falan diyor. beni güldüren toroman çocuğun cevabı oldu "ben aslında sağlık meslek istiyordum aşçılık okuyorum" güldüm gülmesine ama aslında üzülmeliyiz. sistemde müthiş bi yanlış var. bu sadece lise seçiminde değil üniversitede de böyle. alan bilgilendirme sistemi yok, karambole kim nereye girdiyse artık.. sonra deniyo ki bu ülkede herkes okuduğu alanda iş yapmalı. ya arkadaşım adam üniversitede fizik bölümünü yazmış okuyo, (artık ne kadar okuyo denilirse tabi). bizzat şu konuşmaya şahit oldum ;
" ya ben fizik yazdım da fiziği body falan sanıp yazdım yoksa aman aman aman.. bide şimdi bidaha girsem burayıda kazanamam"
oğlum sen buraya kaydırma yaparak mı geldin ??
artık çocuğa mı yoksa sistemi koyanlara mı sorulması gerekiyo bu soru bilemedim..
kaldırılan sistem. meb yılda tam otuz altı sınav (rakamla 36) yapmaya karar vermiş. hem de okulun normal yazılıları da devam edecekmiş bu arada.
bebeler kendi sınıflarında ama başka okullardan gelen öğretmenlerle otuz altı tane sınavdan geçecekler. ben diyorum ki ateşli silahlarınızı çıkarın vurun bu çocukları belki canlı kurtulurlar.
kahrolsun abartılan bağzı şeyler.
ilköğretimin 6, 7 ve 8. sınıflarında öğrencinin
derslerden, o yılın müfredatında belirtilen
kazanımları elde etme seviyesinin ölçüleceği Millî
Eğitim Bakanlığı tarafından her yıl haziran ayında
ders kesiminden sonra düzenlenen merkezi
sistem sınavlarıdır. öğrencilerin hayattaki hedefleri doğrultusunda ilerledikleri önemli bir geçittir. bu tür sınav isimlerini her duyduğumuz da, dünyanın bir imtihan salonu olduğunu daha iyi anlıyoruz. bununla beraber her alanda derslerimize iyi çalışmamız gerekiyor. aksi taktirde, bir toz yığını gibi hangi rüzgar ile karşılaşırsak karşılaşalım, bizi daima başka taraflara sürükler.