m16 tutmayı bilmeyen özel harekatçılar görmemizi sağlamış dizidir. ne kadar bok atsak da yine bütün sene seyredeceğiz galiba. bir de unutmadan, başroldeki aras dağlı karakterinin sesi yusuf miroğlu' nun sesidir. yemezler. *
kurtlar vadisi tadını arayanları hüsrana sürükleyen dizi.konu ve tarz olarak çok farklıdır.ön yargıya kapılmadan izlendiğinde güzeldir ,sürükleyicidir. cnbc-e dizilerini izleyip hemen eleştiri bombardımanına tutulmamalıdır.tabi ki bir çok acemilikler vardır , olacaktır da ; ama elimizde sopa ile dizinin kafasına kafasına vurmayalım.
yedi mossad ajanı ile iki türk ajanının kapışmasını çağla kubat ın durdurduğu, zamanında başta kgb ve diğer pek çok gizli örgütün neden bu kadar kadın ajan yetiştirmeye gayret ettiğini anladığım, çağla nın ne kadar bebek suratlı olduğunu bir kez daha gördüğümüz ama yapma kızım şu sporları ellerin falan amele eli gibi olmuş vücudun kazulet gibi dediğimiz, izleyin lan yayından kalmasın kurtlar vadisi nden daha iyi olacak diye serzenişte bulunduğumuz dizi.
çok çok iyi olmayacağı şimdiden belli olsa da saçma sapan dizilerin içinde izlenmesi mantıklı olan tek dizi kanımca. müzikleri kurtlar vadisi'yle nerdeyse aynı olsa da, 3. bölümün sonunu cem karaca'dan deniz üstü köpürür'le bitirmeleri çok şık olmuş.
kurtlar vadisi gibi değil, gerçekten üstünden o maçoluğu, o kabadayılığı atmış, karakterler çok daha düzgün. ayrıca gizem ve sürükleyicilik açısından da çok iyi. Tabi ki amerikan yapımı diziler ya da filmlerdeki kadar iyi bir görsellik yok, unutmayın ki amerikan film endüstrisi bir asrı devirmiş milyar dolarlık bir sektör. buna rağmen son 5-10 yıldır yeniden peydahlanan türk sineması ve dizi sektörü yaratıcılık konusunda bazen oldukça iyi işler başarıyor. bu da onlardan birisi gibi gözükmekte.
ekranlara yansıtıldığı ilk günden beri izlediğim ve sonu ile bana "peh peh peh" dedirten dizidir. bazen çok geyik bazen de çok ciddi bölümleri olan bir diziydi. bu sayede farkını zaten koymuştu ortaya. ancak son bölümde dikkatlerden kaçan birşey vardı.
evet, son bölüm karışıktı. önce hayal fikri izleyiciye benimsetildi. tam "aha bitiyor" derken son noktada yalanın yalan olduğu ortaya çıktı. ve en sonunda esas kahramanımızın ölümü, görmesek de, bizlerin kafasında oluşturuldu. peki bütün bunlardaki amaç neydi? bana göre dizinin son bölümünde yaşananlar ile kurtlar vadisi' ne ve kendini polat sananlara sağlam bir gönderme yapıldı. malumunuz dizinin en başından beri bir karakter gerçek diğerleri "tırt" deniyordu ve son bölümde bunun cevabına da ulaşıldı. işte tam bu noktada yalanın bile yalan olduğu dizilerdeki, filmlerdeki herşeyin bir kurgudan ibaret olduğunun hatta o kurgunun bile belli bir kurguya dayandığı gösterildi. böylece insanların "polat jr." olmalarının boşluğu mesajı inceden inceye verildi. yani en azından ben böyle bir sonuç çıkardım.
önce; cesetler yerde serili dururken örgüt başının cesedi yukardadır,
sonra eleman gizli bölme için indiğinde aynı ceset yukarı taşınmaktadır.* (bkz: tespitkar)
ayrıca silah tutmayı bilmeyenlerin, hava desteğini iş olsun diye getirten senaryoya sahip dizidir.**
kriminal incelemeleri csi çakması gibi durmaktadır ayrıyeten.
kurtlar vadisiyle kıyaslanacaksa polat'ın ilk bölümlerdeki süzme halleri de unutulmamalıdır.
gökhan kırdar yine en güzel performansla diziyi taşımıştır. ilginç özelliğe sahip konusu ve devlet-özel kurum-iistihbarat üçlemesi merak uyandırmaktadır.
sonuçta bok atmak için bekleyen bir kitlenin dikkatle izlediği ve yanlışlarına odaklanıldığı dizidir. 1.bölümün başında bahsedilen gerçek kişi kimdir? imar yanlışı için gelen teyze midir? amaann neyse pazartesi günleri eğlencesidir. izlenesi ve bol bol yorum yazılasıdır.