büyük iyiliklere teşekkür edilir. hatır sorunca sağol deriz.
teşekkürler hep daha samimi gelmiştir bana.
mesela sevgiliylesindir. böyle romantik bir konuşma yaparsın ya. yanımda olduğun için sağol. cık olmadı. yanımda olduğun için teşekkür ederim. aha bak nasıl da oturdu cuk diye.
sonra bir dahaki iyiliğinde görüşmek üzere dermiş gibidir teşekkürler. ama sağol "tamam bu kadar yeter gerisini hallederim" der.
bir de sağol derken çok iyi laf sokulur. "sağol yani" gibi. hani yaptığını beğendin mi demenin en vurucu yolu. gözler de hafif açılır kocaman ağız hafif yana kaykılır.
yerine göre kullanın işte. ikisini de seviyorum.
teşekkür daha resmidir , birine tavır yaparsınız , size bir iyiliği dokunur , ne bileyim sınavda silgi falan verir teşekkür edersiniz.
arkadaşınıza gidip "bir dal bağlasana lan." dersiniz , verir , sağol dersiniz.
böyle güzel bir dildir dilimiz.
sağol, sağolasın bunlar kişinin yaptığı iyiliğe karşı söylenen içten, samimi uzun ömürler dilemeyi baz alan bi nevi teşekkürdür. kibarlığı ya da kabalığı yoktur.
Sağol baştan savmacıdır. Kaç tane patron veya öğretmen veya bürokratın yaptığınız işi önüne alıp ona bakarken sizin yüzünüze bile bakmadan sırf başından çekilip gitmeniz için sağol diye yarım ağız mırıldandığını unuttunuz mu?
Patronunuza çok aradığı bir dosyayı sunarsınız; sizinle işi bitmiştir ama o dakika bir anlık yaşadığı minnet duygusuyla siktir diyemez, ama gözüne de görünmenizi istemez, başını öne eğer, dosyada hayatın anlamını bulmuş gibi incelerken ağzından yarım yamalak "sağol" çıkar...ki artık işiniz bitti teşekkürü de aldın siktir git anlamındadır.
Teşekkür ederim genelde yüzünüze gözünüze bakarak söylenir çünkü içtendir, hatta gel bir çay iç de öyle git beni dertten kurtardın yan anlamlarını bile içerir. Kimi zaman yağcılığa kaysa da gerçek bir coşkuyu minneti ifade eder.