ülkemizin başında bulunanlar ve bölmek isteyenler varken asla birbirinden ayrılmaması gereken görüşlerdir. çünkü sağ da sol da bu ülkenin menfaatini ister, bölünmez bütünlüğü için çalışır. eğer bu iki görüşte birbirini desteklemezse ülkemizi kimse toplayamaz.
En uzak mesafe
ne Afrika'dır,
ne Çin,
ne Hindistan,
ne seyyareler,
ne de yıldızlardır, geceleri ışıldayan...
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan.
saçma sapan bir kavga olarka türk siyasi tarihine geçen olay. bir taraf diyor ki tam bağımsız türkiye, ötekiler vatan haini diye saldırıyor. tamamiyle birbirini dinlemem üzerine kurulmuş ve gazeteler, siyasiler ve ajanlarla alevlenmiş kavga. hiçbir mantığı yoktur.
yıllar sonra farkına varmışlardır o dönemki azılı gençler oyuna geldiklerinin. bu oyunun bitiği yerde pkk oyunu başlar ki bu oyun kısa aralıklarla hala sürmektedir. o da yetmezse diye din oyununu da sokmuşlardır araya ki kimse asıl gündemi görmesin.
1970 sonrasında amerikalılar lehine çıkan yasalr bir incelensin gerçek görülür.
ithal edilen her kavram gibi, içi doldurulamadı bu kavramların da. hatta, tuhaf bir biçimde, yaygın anlamlarına ters bir siyasi yapılanma oluştu türkiye'de. "sol", halktan gittikçe uzaklaşırken, "sağ", tabanını genişletebildi. 1950'den itibaren seçimler de genellikle sağ lehine sonuçlandı.
şüphesiz ki, aslolan bir siyasi oluşumun kendini nasıl tanımladığı değil, halk tarafından nasıl algılandığıdır. ama bu ironiden de mustaribiz sanki bir şekilde.
günümüzdeki anlamlarını referans alacak olursak, ilk olarak fransa parlementosunda bu kavramlar oluşmuştur. sağda oturan statükocular ve solda oturan cumhuriyetçiler. ama ilk, en ilk olarak fransız devriminden önce yani monarşili yıllarda yani kral adamların olduğu yıllarda bu sağ sol muhabbeti yapılmıştır.
kaynak: komplo teorisyeni, stratejist, paronayak, siyaset bilimi öğrencisi, bulaşık sırasına riayet etmeyen, pinti ev arkadaşı.
***
--spoiler--
Fransız siyasal tarihi, kendi toplumsal yapısının 3 ayrı kesimden oluştuğu inancı üstünde biçimlenmişti:
a) Kilise
b) Aristokrasi
c) 3 üncü takım denilen halk kesiminin kentleşmiş olanları, yani burjuvazi...
- Fransız Sarayı, önemli kararlar alma gereğini duyduğunda, kendi toplumsal yapısını oluşturan her 3 kesimden birer temsilciyle, birkaç günlük bir toplantı yapardı.
- Aristokratların temsilcisi, Kral ın "sağ" ında, burjuvaların temsilcisi "sol" unda, Kilise nin temsilcisi de karşısında otururdu. Kral ın sağ tarafı, sol tarafından daha itibarlı sayılırdı.
--spoiler--
ingiliz parlamento sıralarının sağındaki gelenekçiler ve solundaki yenilikçilerle alakalı bir tarihsel etimolojik hadise.
hatta enteresan trivial bilgi bak, ingiliz parlamentosunun bu sağ ve sol sıraları arasında da 2 kılıç boyu mesafe vardır, bunlar meclis halindeyken oturdukları yerde birbirini dürtmesin diye.
kralın sağ tarafında duranlara sağcı, sol tarafında duranlara solcu denilmiş. bu kişilerin ülke yönetimindeki tavrı ise bu kavramları anlamlandırmış. bu iki kavramın ortaya çıkışı bu şekilde vuku bulmuştur.
edit: mevzubahis kral ingiltere kralı olabilir. [ihtimal dahilinde adı edward bile olabilir]
baba beni okula gönder kampanyası duyarlılığındaki 2. edit: sözkonusu kral ingiltere kralı değilmiş, fransa kralı imiş. sag sol kavramlari ilk olarak fransa dan çıkmış. akşama sancı başlamış.