Yeni kuşakların gözünde, Adnan Menderes'in Kanuni Sultan Süleyman'dan, Deniz Gezmiş'in de Köroğlu'ndan farkı yok. hatta tanımayanlar bile o kadar çok ki!
eski bir sokak röportajında "deniz Gezmiş'i tanıyor musunuz?" diye soruyorlar, kukusu olan bir manyağın teki "hatırla sevgili dizisinin yönetmeni değil mi?" diyor...
neyse gençlerin acınacak durumda olmasına başka bir entryde ağıt yakarız.
artık bu sağ sol muhabbetleri, saçı sakalı ağarmış orta yaşlıların "nostaljik muhabbetinin" dışına çıkamıyor. hatta daha büyüklerin, iyice ihtiyar amcalarımızın da prostat, kolesterol ve romatizma gibi meselelerle uğraşmaktan, dönüp de daha öncelere bakacak halleri yok. bazıları ise çoktan hidayete erdi...
Evet, Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın asılmış olmaları "yara" ama yalnızca sağcıların yüreğinde yara, Gezmiş, Arslan ve inan'ın asılmış olmaları da yalnızca solcuların.
Haa, bakın, Aydemir ve Gürcan da yalnız kendi ailelerinin yüreğinde... 1980 yılında sallandırılanların isimlerini sayabilecek hiçbir babayiğit de yok.
1913 yılında asılanlardan, 1920 yılında, 1926 yılında asılanlardan kimsenin haberi bile yok, bırakın adını sanını... her kitapta bile bulamazsınız.
Dikkat ederseniz, "Denizler" muhabbeti bir avuç insan tarafından yapılıyor ama, Mahir Çayan, Sinan Cemgil, Ulaş Bardakçı gibi çocuklara ancak kendi "fraksiyonları" içinde ağıt yakılır olmuş artık. (Ertuğrul Kürkçü'ye de "sen niçin kurtuldun" diye etmedikleri hakaret kalmamıştı hatırlayanlar olur belki)
En kaba tanımıyla "sağ", bir türlü dili ve yüreği varıp da, "gaddarlık ettik" diyemedi.
En kaba tanımıyla "sol" da "hata ettik" diyemiyor. hala ağlaşmayı tercih ediyorlar.
Gezmiş ve arkadaşları ellerine silah aldılar, banka soydular, adam kaçırdılar, evet kimseyi öldürmediler ama suç işlediler. "Bağımsızlık için" falan gibi numaraları bırakın, son amaç bal gibi komünizm değil miydi? O yılların gözde tartışması olan "milli demokratik devrim" gibi saçmalıkları da isterseniz ayrıca kendiniz entry girip yazarsınız da kimse inanmaz.
Trilyonda bir ihtimalle kazansalardı, dört çakaralmazla koca bir oligarşiyi dize getirselerdi, bugün de "komünizmin tahribatından" kurtulmaya çalışıyor olmayacak mıydık? Eşeği Nasreddin Hoca gibi önce kaybedip sonra tekrar bulmamız mı gerekiyordu? Bu mu makbul olacaktı? Böyle bir coğrafyada "bloksuzluk" mümkün müydü? Mareşal Tito gibi savaş mı kazanmıştık, Ahmed Sukarno gibi dünyanın öbür ucunda mı yaşıyorduk da "bağlantısızlık" hareketine katılabilecektik? "Sistemin" dışına neyimizle çıkacaktık? En küçük bir kıpırdanmada, en ufak bir diklenmede canımıza okurlardı. Okudular da.
Deniz Gezmiş'in yiğitliğine ve dürüstlüğüne dil uzatacak olanın ağzını yırtarım, ama yanlıştı çocuk... Neyin ne olduğunun farkında bile değildi... Ne Türkiye'yi tanıyordu, ne dünyayı, ne de hayatı... Anadolu köylüsünü hele hiç mi hiç...
Gerek 68 kuşağı, gerekse 78 kuşağı (doğru terimlerin '71 kuşağı' ve '80 kuşağı' olmaları gerekirdi) öyle bir hava estiriyor ki, sanki iki keresinde de devrime çeyrek varmış da namussuz emperyalizm son anda engel olmuş. Hani 12 Eylül darbesi yapılmasa, ekim, bilemedin kasım gibi tamammış bu iş!
Nasıl bir oyunda "figüran niyetine" kullanıldıklarının bugün bile farkına varmamakta ısrar eden bir avuç ahmak sürüsü, aynı oyuna bugün bile geliyorlar.
"Denizler'e" ağlayan devrimci eskileri, bir yandan "Adnanlar'a" da ağlarmış gibi yapıyorlar (aslında hiç umurları değil), bir yandan hiç utanmadan "şeriat geliyor, darbe yapın" diye yakınıyorlar... Kendilerine en ağır işkenceleri yapanlardan dönüp gene medet umacak kadar salaktır bunlar!
Bu memlekette ne sağcıların adam olmaya niyetleri var, ne solcuların.
O zaman da ıskatçılığı sürdürün. Nasıl bazı dangalaklar "Atatürk ölmeseydi bugün ne güzel 125 yaşında olacaktı" diye ağlıyorlarsa, siz de sağ kalırsanız 2047 yılında 'Deniz Gezmiş 100 yaşında' der dövünürsünüz.
Başkaca bir ufkunuz da yok, yeteneğiniz de zaten...
sayenizde ben de naneli çiklet gibi konuyu çiğneyip duruyorum. hooooh! geldi mi nane kokusu?
Bu tür insanlar aslında yaşamın ne denli güzel ve kısa olduğunu bilmemektedir. Avrupa'da ve Amerika'da yaşayan onca karışık ırk'tan bile nasihat alamamıştır.
maldır abi. aynı şekilde gezici rabiacı tartışması da mallıktır. gezici dolaylı olarak ne işe yaradığını bilmiyor. rabiacı da o işaretin mason işareti olduğunu kabul etmiyor. içinde 'acaba' oluşsa da 'tövbe estağfurullah' deyip geçiştirir büyük ihtimal.
Bugün Türkiye'de olmayan Mal!dır. Çünkü bugün üniversitelerde sağ sol kavgası yoktur. Bugün üniversitelerde açık seçik PKKlılar, Ülkücü, Ulusalcı, işçi Partili islamcı (islamcı derken, Kürt islamcılardan veya Ilımlı ekepe viyaklamalarından bahsetmiyorum, Milli görüş geleneğinin klasik kesiminden) yani Kürtçülüğe ve teröre karşı olan herkese saldırmaktadırlar. AKPnin ılımlı ve Kürt islamcı rektörleri de ya üç maymunu oynayıp PKKlılara yol vermekte ya da dostlar alışverişte görsün hesabı PKKlılara üç-beş ceza kesip asıl cezayı saldırılan ve kendini korumak zorunda olan gruplara kesmektedirler.
Şimdi birileri götleri klavye başındayken oy verdikleri parti AKP olduğu için bunu kabullenmeyebilir. Lakin ben bilirim geçen ilkbahar Ülkücü Arkadaşımın kafasına durduk yere vurulan Baltayı i.Üde.
Ben bilirim ondan önceki yıl Ülkücü diye durduk yere 5-6 kişiyle saldırılan Arkadaşımı, Ben bilirim ondan sonra Finallere girenlere de saldırabilmek için attıkları pusuları, Ben bilirim ondan önceki yıllarda Yıldızda sen bu kampüse gelemezsin! diyerek kantinde onlarca teröristin saldırısına uğrayan TGBli arkadaşımı, ben bilirim, Yıldızda PKKlıların Mimarlık fakültesini işgal edip öğrencileri nasıl rehin aldığını, ben bilirim ondan önceki yılda, iTÜ Maçka kampüsünde burada ne diye Dergi satıyorsun diye 5-6 PKKlı tarafından dövülen Ülkücü kardeşimi, akabinde yardıma giden arkadaşlara da nasıl saldırıldığını. Ben bilirim Gül dağıtan islamcılara saldırılmasını ve nicesini ben bilirim... işte AKPye oy veren Türk kardeşim, sen oy verirsin, Türk çocukları Dövülür, öldürülür, sen oy verirsin Peygamber efendimizi hatırlatmak için gül dağıtanlara saldırılır. Sen oy verirsin ovadaki dağa çıkar, dağda Türk askerini öldürür
VE ÖNEMLi bir not: Yakın zamanda istanbul'da istinye'de DHKPCli bir kızla, erkek terörist polisleri öldürmüştü ve resimleri yayınlanmıştı ya. Hah işte O erkek Teröristle çok karşı karşıya geldim birden fazla Üniversitede! O yavşağın ne mal olduğunu ben biliyordum da polis, üniversiteler mi bilmiyordu?
hümanist değildir. asıl sorun şu dur;
sağ ve sol görüş aslında o görüşlerin benimsenmesinin değil, karşı görüşlerdeki uçuk vaatlerin karşı tarafa yansıttığı nefrettir. orta yol kesinlikle bulunabilecekken, şeklen daha sağlam görüşe sahip olduğunu diğer insanlara belli edebilmek için aslına masum olan ve odak olarak birbirine yakın olan iki tarafın birbirinden uzaklaşmasıyla ortaya çıkmışlardır.