türkiyede herzaman tekerrür eden durumun bir örneği daha. aynı durum çakallarla dans 2 de de olmuştu. bunu genelde komedi türünde yapıyorlar.
bi film yazıyorsun, filminin güzel olduğuna inanıp kendine güveniyorsun, sonra bir ekiple o filmi beyaz perdeye taşıyorsun. ama mal gibi tanıtım-reklam denen şeyden bi haber vizyonda çevirttirip duruyorsun güzelim filmi. üç beş gün gişe yapmayınca yavaş yavaş salonlarından çıkarıyor sinema salonları senin filmini. gişe yapamıyorsun ama insanlar o filme torrent ve bilimum mecralardan ulaşıyorlar. görüyorlar ki bu film on numaraymış. sonra ekşi sözlük, uludağ sözlük ve diğer birçok mecrada izleyici yorumlarını okuyorsun, "abi bizim filmi çok beğenmiş millet." diyorsun. sonra bu milleti korsan manyağı görüyorsun filmini sinemada değil de internetten indirerek izledikleri için. o siktiğiminin beynin filmine azıcık tanıtım yapmayı akıl edemiyor.
sonra "madem beğenildi, ikincisini yapalım" diyorsun. ama şöyle baktığında elindeki tüm sağlam malzemeleri ilk filmde kullanmışsın ikinciye bir bok kalmamış. ama elinde ilk filme duyulan beğeni var. sen tanıtamadın ama korsanın en büyük dostu gördüğün internet senin akıl edemediğin tanıtım konusunu geç de olsa çok iyi becerdi aslında. buna güvenerek ikinciyi çekiyorsun ama hiç kafayı yormadan. hiç malzeme aramadan. kendinin gülmediği şeylere insanların gülmesini bekleyerek ortaya karman çorman bişeyler atıyorsun. harmanlayıp bi video hazırlıyorsun. bu sefer tanıtım olayını da es geçmiyorsun hee. bunu yaparken de "bak biz bu filmi yaptık şöyle komik olacak böyle güzel olacak" demeye hacet yok ki değil mi. "hani sağ salim vardı ya siz çok gülmüş çok beğenmiştiniz, onun devamı bu" diye tanıtman yeterli sonuçta. eminsin milletin geleceğinden. ama beğeneceğinden emin olamazsın işte. zoraki yaptığın şeyi kolay kolay beğendiremezsin abi. ve bence diğer sanat dalları neyse ama özellikle sinema ve tiyatroda başarı yaptığın gişe,cebine dolan para değil izleyicinin beğenisini kazanabilmekti. sağ salim hakettiği başarıyı elde etmişti. ama sağ salim 2 -benim gözümde- sağ salimin binde biri başarılı olamamıştır.
abi bi kere sağ salim bitmişti. eğer sen bu kurguyu yaparken "abi malzememiz bol, bunu iki filme yayalım" diye düşünseydin sağ salim 2yi de beğenilecek kıvamda yapardın. zira beğeninin kralını almış birsürü seri film var. türü de önemli değil. misal testere filmi 7 seri ama adam her filminde ilerdeki ve gerideki bölümlerle bağlantılı sahneler içermeye çalışıyor. tamam sağ salim gibi düşük bütçeyle hazırlanmış amatör denecek seviyedeki bir filmle koskoca amerikan sineması bir ürünü karşılaştırmak saçma gelebilir ama bahsetmeye çalıştığım, bir filmin devam filmi ancak en başta planlandıysa güzel olabiliyor. sağ salimde sen elindeki bütün malzemeyi kullandın sağ salim 2ye kalmadı ki birşey. sonra git kendini tekrarla film yaptım de.
açıkçası sağ salimde birçok yerde güldüm yaa. nihali oynayan hatun bi kere ayrı hoştu. rolüne çok yakışıyordu. küfüre çok gülmem ama filmde öyle güzel yerlere yerleştirmişlerdi ki koparıyordu adamı
--- spoiler ---
- orosbu deme kızıma kısmı beni koparmıştı mesela. ama sağ salim 2de nihalin annesini oynayan kadının telefondaki sesle aynı kadın olmadığından adım gibi eminim. kesinlikle 1deki on numaraydı.
- namaz kılarken üzerine gelen arabayı görünce "ananı sikiyim" diyen adam koparmıştı beni. ki sağ salim 2 de de o kısma yaptığı flashback yine güldürmüştü beni.
- nihalin sevgilisinin tozutup çenesine dayadığı silahın araba kavisten geçince patlaması gerçekten orjinaldi. karayollarına da güzel bir göndermeydi.
- nihalin pedleri zaten bir komediydi.
- salimin kulak memesinin kopması
- habil ile kabil & huriye ile nuriye
- kaçak mazot parası lafı ile full'ün ilginç reklamı ki gayet cesurcaydı.
- beyaz donlu aynurla koca götlü eminey vardı bir de.
- tabut yanınca içindeki mal da yanınca o dumanla milletin kafasının bi milyon olup mal mal gülmeleri de ayrı ince ayrı güzeldi.
- murat akkoyunlu zaten apayrı bir usta ki sağ salim 2 yi de o ayakta tutuyordu bence.
hele hele şu diyalog bitirdi beni
* ne güzel et koktu
+o kokan benim babam. hobaaa..
- müzikleri de on numaraydı. hele her aksiyonda atiye'den hali hali hal şarkısının gelmesi müthişti. izlerken koca göbeği sallamamak için tutmadım kendimi valla. lan sağ salim 2 de bi kere çalın da sevinelim bari be.
- kavisten geçerken silah patlaması
- pedle kan silerek pedin kan emiciliğinin gözümüze gözümüze sokulması
- he bir de cesetleri yakmaları.
dediğim gibi sağ salim bitmişti. devamının çekileceğine hiç bir selam çakmadı film. güldük eğlendik bitti yani.
ama daha afişten anlamalıydık boka saracağını. abi ilk filmde üç başrol var. salim,nihal ve recai. bunda recai yok, nihal değişmiş götü başı açmış sergi yapmaktan başka bir boku yok. e salimi de değiştirseydiniz bari. alper saldıranla fulya zenginer senaryonun boktanlığını görüp geri çevirdiler demekki. ben bunu anladım yani.
neyse, abi gitmeyin bu filme. hatta bu ders olsun sinemada göremediğimiz, tanıtımı düzgün yapılmamış, çabucak sinemadan kaldırılmış ama internetten tanıdığımız güzel filmlerin zorla ikincisi çekiliyorsa o işte bi bokluk olduğunu tahmin edelim artık. çünkü türkiyede hep böyle yürüyor bu işler.