ne kadar rezil bir hale geldigimizin en büyük örnegidir. toplumun barzolaşmasının ve yozlaşmasının neredeyse son aşamasıdır. kimse bakmasın öyle ters ters. genc bir kadını sacından metrelerce sürükleyerek ve tekmeleyerek arabaya bindirdikten sonra tecevüz etmek ne insanlıga ne erkeklige sıgar. hele ki mekanda erkek diye gecinen onlarca insanın hicbirsey yapmadan olayı izlemesi ise düsündürücü, biraz da sinir bozucudur. olaydan sonra bir haber kanalında mekan sahibinin acıklamalarını izledim. genc kızı kastederek; ' kadını yanlız bırakmayacagız, bundan sonra arkasındayız ve korkmasın' gibisinden bir acıklama yaptı kendisi. peki olay sırasında nerdeydin be dallama diye sorarlar adama. kamera kayıtlarında mekan icinde en azından 20 kisi ve hepsinin erkek oldugu biliniyor. saldırganlar ise en fazla 4-5 kisi. kameralar karsısında atıp tutmak cok kolay; madem o kadar erkektiniz orda kös kös bakıcagınıza yardım etseydiniz gariban bayan'a. bu toplum kendi icinde sahte polat alemdar'lar yetistirmeye devam ettikce daha cok canlar yanacak,daha cok yürekler parcalanacaktır..
polis kıyafeti giymeseler de orada bulunan insanların tepkisinin aynı olacağı durumdur. yani terör sadece polisin kıyafeti ile yapılmaz. örnek olarak vereyim: aynı şerefsizler polis kıyafeti giymeden o kadına mekandan kaldırmaya çalışsalardı, acaba bir kişi yine gıkını çıkarır mıydı? ben cevap vereyim. hayır. çoğu zaten demiştir ki kendi içinden "zaten bu kadın konsomatris, yolluymuş zaten".
şahsen o mekanda ben olsam -ki sadece ben değil o mekanda olupta o kızı tanımayan herkes aynı tepkiyi verirdi- ben de gıkımı bile çıkartmazdım. biz türkiye de yaşıyoruz. biz korkarak büyüdük. sürekli polise niye bok atmaya çabalandığını anlamıyorum! siz arabanızı sokağa park ederken arkanızdan yanaşan kürte para vermiyor musunuz? sizi tehdit etmiyor mu "geldiğinde inşallah araban sapasağlam burada olur" diyerek. bu olay da polise bok atılacak hiçbirşey yoktur. sadece duyarsız bir toplum olmaya doğru gittiğimizin kanıtıdır.
o kadar kalabalıktan bir kişinin bile polisi arayıp bu durumun ne olduğunu merak etmemesi oldukça garip. şahsen ben olsaydım, arardım 155 i "kardeşim şu mekandan, şu şekilde bir bayan kaldırıldı. bir bilginiz var mı?" ondan sonrası zaten çorap söküğü gibi gelir.
polis olmadığı bir türkiye düşünemiyorum. siz evinizde rahat uyuyorsanız, polis olduğu içindir emin olunuz. çürük elmalar her zaman vardı ve olacaktır da. cami imamlarının bile bazen sahtekar, tacizci olduğu bir ülkede polisin içinde çürük elma olmaması garip olurdu.
yada neyse herkes kendi bildiği gibi yorumlasın bu olayı. daha sonra özelden mesaj atıp benim sinirlerimi zıplatıyorlar. siz ömrünüzün sonuna kadar polisten korkun ve onların birer insan olmadığını düşünün. ben onlar ile her hafta halı saha maçı yapıyorum zaten. onları benden daha iyi tanıyamazsınız, emin olun.
24 ağustos 2008'de gerçekleşmiş, insanların polisi nasıl gördüğünü ve bana dokunmayan yılan bin yaşasıncıların nasıl arttığını gözler önüne kara çarşaf gibi seren avcılarda gerçekleşmiş olay. kimsenin olay anında müdahale etmemesi bir yana daha sonra kimse şikayet dahi etmemiş. kadıncağız kendisi şikayetçi olunca ortaya çıkmıştır. haber muhabiri polis kıyafetleri satan bir dükkana giriyor, ve satıcı şöyle diyor:
sonra muhabir sokakta bir vatandaşa soruyor bu durumu ve vatandaşın cevabı:
-adam satıcı abi, kimlik sormaz ki bundan para kazanıyor, ben girsem şimdi alırım.
aslında buradaki vahim durum polis kıyafetinin insanlar üzerindeki korkunç etkisini gözler önüne seriyor. yani polis döver, söver, sürükleyerek kapıdan çıkarır. sen polise müdahale edersen polis aynı muameleyi sana da yapar. daha önce gerçek polislerin de gerçekleştirdiği olaylar bunlar, yani halk polisten bunu beklediği için şaşırmıyor. gerçekten çok yazık, polis dediğin ne kadar çevik bir kuvvetmiş ki kimse karşı koymaya cesaret edemiyor, varın gerisini siz düşünün.
ha burada kim suçludur?
-polise bu kadar yetki veren devlet
-polis kıyafetinin domates,salatalık gibi satılmasına izin veren devlet
-sözde ab'ye uyum yasası ile polise şiddeti yasaklamış olan, ama alttan işkencelere devam edilmesine göz yuman devlet
-o saatte orada bulunan,geçen,uğrayan ve korkusuna yenilen duyarsız insanlar
-o işyerinin sahibi ve orada çalışan insanlar
-o saatte o bölgede olup da işini hakkıyla yerine getirmeyen ve halkın güvenliğini sağlamaktan sorumlu olan polis
çok ama çok üzücü bir olay. böylesi bir vahşet görülmemiştir belki de. allah türk halkına böyle kötü olaylar karşısında daha iyi davranışlar gösterme, daha iyi kararlar alma konusunda yardım etsin.
yapanlarin en ağır şekilde cezalandırılmasını istediğim olay.
ayrıca kötü de olsa düşünmeden edemiyorum, acaba şeriat cezaları mı uygulanmalı türkiye'de diye.
biz bu filmi daha önceden de izledik fakat farklı senaryolarla dedirten adiliğin had safhaya ulaşmış halidir. terörün çok yoğun olduğu doksanlı yılların başlarında da teröristler asker, polis kılığında yol kesip masum vatandaşı tarıyordu. benim burada parmak basmak istediğim olay polis ve asker kıyafetlerinin önümüze gelen yerde satılması,böyle şerefsizlerin de bunu çok kutsal(!) amaçlarına hizmet etmek için edinmeleridir.buna keşke bir denetleme getirilse hani ne de güzel olurdu.
küfrettik ne değişti? haftaya tekrar, sonra ve sonra.. sıra size, sevdiklerinize gelene kadar. o kız sizin tanıdığınız olsaydı, emin olun o sapıklardan çok seyredenlere söverdiniz.
kuş uçar, balık yüzer, mavi ışık mavi ışık verir, soy çeker, bok kokar, su 0 derecede donar, 100 derecede kaynar, sapık sapıktır. bunlarda şaşıracak bir şey yok. hepsi normal, hepsi eşyanın tabiatı.
asıl şaşırmamız gereken, insanım diyen insan böyle bir zorbalığa karşı nasıl tepkisiz kalır? asıl sebepleri incelenmesi gereken absürt* durum budur. küfretmek acziyettir, kendimizi kandırmaktır, sorunu görmezten gelmektir, çare değil.
kendinize şunu sorun: ben orda olsam sadece seyreder miydim? veya neden korkardım. polisin böyle davranmaya hakkının olmadığını bildiğim halde neden ses çıkaramazdım? böylesine onursuzca ellerimi kollarımı bağlayan korkumun sebeplerini neden ortadan kaldırmayayım?
hani hep lafı edilir ''senin de anan bacın var'' diye. işte kim bilir kimin bacısını muhtemel mahalle namusu bekçilerinin önünden kaçırdılar ve o polat alemdar jr.'ların gıkı bile çıkmadı. organize işler bunların çaresi. organize bir teşkilat olan polise karşı organize olarak hakkınızı aramanız, en doğal hakkınız. sonra isterse kankanız olmasın.
polislerin vatandaş üzerindeki etkisini gözler önüne seren olaydır. vatandaşlar polise adres sorsa, artık sopa yiyeceğinden çok emin olduğu için böyle durumlarda müdahale bile etmiyorlar. ama ne olursa olsun o ortamda ki erkeklerin de erkekliğinden şüphe ederim. siz nasıl delikanlısınız lan, kim olursa olsun bi bayan öyle götürürlürken nasıl bakarsızınız. *
Polis teşkilatının olay da kullanılması manidardır. Olayın failleri polis teşkilatının tutarsızlığından ve vatandaş üzerindeki korkutucu etkisinden faydalanmışlardır. Vatandaş halen polisin hangi olayda hangi davranışı sergileyebileceğini bilmediği için olayı polislerin gerçekleştirdiği düşüncesine kapılmıştır. Oysa polisimizin bu tür baskınlarda hangi davranışları sergileyecekleri konusunda vatandaşı bilgilendirmesi gerekirdi.
Bu işi yapan şehir eşkiyalarının en ağır ceza ile cezalandırılması gerektiren bir eylemdir. Bu tür davranışların tekrarının olmaması için ceza mutlaka caydırıcı nitelikte olmaldır. Aksi takdirde bu olayı kendine rol model alan çok eşkiyalar türeyecektir.
Benim öngördüğüm tecavüz edenlerin ve işbirlikçilerinin daşşaklarından asılmasıdır. Bunu da TV lerden canlı yayınlamak gerekir.
gercekten cok uzucu ve vahim bir olaydır, zanlılar yakalandığında aynı seyi onlara yapabilecek kapasitedeki mahkumlarla dolu bir amerikan hapisanesine gönderilmesi en buyuk temennidir.
bu ne cesarettir yuh artık dedik haberleri izlediğimizde. polis kılığına girmek, gidip bir lokantadan bu sayede kız kaçırıp tam 6 saat tecavüz edebilmek nasıl bir zihniyettir. hangi 'insan' kurgulayabilirki bunu. ama olmaz diye bir şey yok ülkemde... barış elçisi italyan kadına tecavüz edilebildiğine göre, türevi ve çok daha kolay yolu polis olmak hiç kuşkusuz. ama benim asıl aklıma takılan yaklaşık 20 kişi var orada. polis de olsa birileri işkenceyle göz önünde 25 yaşında bir kızı kaçırıyor, lakin kimse 'hoppppp' diyemiyor. bu nasıl bir baskıdır halk üzerinde, 'polisse herşeyi yapmaya hakkı vardır' mı diyor o 20 kişi. hadi polise karşı koyacak cesaret yok herşeye rağmen, be insanlık birinizinde mi kafası çalışmadı ' bir bit yeniği' olabileceğine... bu kadar mı unuttuk pratik düşünceyi... onca insan yardım edebilecekken olan 25 yaşındaki kıza oldu yazıktır... daha neler görecek bu göz bakalım...
sorunun eylemi yapanlarda değil, eylemsiz kalanlarda, onları eylemsizliğe iten, bunca korkutan nedenlerde olduğu olay.
en fazla bir hafta sonra yakalanacağını bile bile bunu yapmaya cesaret edebilecek insanların yüzlercesi aramızda zaten. orasını burasını keselim değil çare. sorun, olay anında onlarca insanın müdahale etmemesini, polisi aramamasını sağlayan yelek ve şapkanın sembolize ettiği dokunulmazlık zırhı. sorun, daha önceden yapay terörlerle halka ''suçu olmasa bunu yapmazlar'' dedirten yeleklerin isim sahipleri. buralarda, forumlarda, sokakta, berberde sadece bu üniformanın gücünü bilen ve bundan faydalanan bunlar gibi çakal günah keçilerine küfretmek, bilmeden kendimize yaptığımız hedef şaşırtmacasıdır.
balık kokarsa tuzlarsın, tuz kokarsa ne yaparsın? kimi kime şikayet edeceksin? aşiret oldu aile, aile oldu birey. tamam bölündük, parçalandık, yönetildik ama, işte o meydanlarda türkü söylemelerine bile burun kıvırdığınız insanlarla soyadı tutmayan bireylerden sivil toplum aşireti oluşturanlar çoğaldıkça, hatta muselmanlar da katıldıkça aralarına, ki bunun dinle alakası yoktur; o yeleğin, şapkanın hükmü kalmayacak.
yüz bin(100.000) kişiden yüz(100) çürük yumurtanın kırdığı otobüs durağı yüzünden tu kaka dersiniz. hatta silersiniz doksan dokuz bin dokuz yüz(99.900) kişinin sizin için de oralarda olduğunu. veya 1 otobüs koltuğuna çakıyla aşkını kazıyan mal aşık şekspir vatan hainidir; ama o otobüsün ihalesinde yüzlerce koltuk parasını cukkalayan belediye başkanı cumaları sizinle aynı safta diye vatan yahut silistre'nin köylüğündendir. seveni si.. amaan devamını biliyorsunuz.
1968 paris kaldırım taşı modeli ateist, agnostik, aczimendi müsveddeleri olmasa, bu yeleğin kopyasına gerek kalmaz, aslı da piyasada olur. ilk 10 dakikasında daraldığım zontastik film yüzüklerin efendisi'nin anafikri: ''sınırsız güce sahip olan, kesinlikle yoldan çıkar''mış. şimdilik devam eden devlet denilen hepimizin çıkarına olan organizasyonda, kim olursa olsun sınırsız güç kimseye verilmez. dengelenir.
bu denge biz vatandaş rıza aleyhine bozulursa, ki bu bozuk halidir; dün olduğu gibi yarın da komşularınızın ve ailenizin boş bakışları eşliğinde josef k gibi evinizden alınırsınız ve ...
ulan böyle olayları görünce işkence olsun diyorum. bu şerefsizlere 7 gün 24 saat işkence hak. neymiş kıza dışarı çıkma teklifi etmiş kabul etmeyince gururu kırılmış sizin gururunuzu s.keyim pis yaratıklar.
türkiye de suçun ve de suçluların azalması ve kontrolü için polis maaşlarına defalarca zam yapıldı. güya polisin karnı doyarsa gözü rüşvet görmez, görevine sıkı sıkıya bağlı kalır ve rüşvet yemez...
-NAHHHHHHH..
pislik ordusunun büyüğü polislerdir. bi kere bu adamlar beleşçidir ve de insanlar üzerinde müthiş bir korku unsurudurlar. öldürürler ve kendi kendilerini aklarlar. güya cinnet geçirirler görevleri sırasında arkadaşlarını vururlar. oysa kavşak bölüşemez ipneler.. hangi kavşak yağlysa o kavşağı birbirlerine parayla satar şerfsizler.
işte size sıradan bir trafik polisi diyaloğu:
a- abi ben bu gece sanayinin ordayım. biraz işim var. 200 kağıt ver sen devral..
b- o ha be olm. 200 de neyin nesi.. 100 sana temiz para..
a- iyi hadi tamam. ulan işim olmasa ordan bu gece 500 kağat yapardım ama hadi neyse.. 400 kağat cepte gene iyisin..
b- ben senin kadar aç gözlü değilim.. 1 e 2 kazansam yeter. allah bereket versin.
a- yarın da bende sanayi.. yarına işim yok.. yarın istersen özel fiyat 250 olur.
b- bu akşamki hasılata bakalım da ona göre. 100 lira maliyeti.. bakalım üstüne ne kazanıyoruz.. yarını göze alabilecemiyiz bi görelim bakalım.
a- iyi hadi..