-baba kafayı 3 e vurdurcam gel beraber yapalım
-olum benım kafa oval, patates gibi çıkarım sonra
-lan olum makarasına lan...
gibi dialogların yaşanmasını sağlayan mevzu
erkeğin depresyon sonucu saçlarına kendi kendine yapmaya çalıştığı sonra beceremeyip berbere gittikten sonra yaptırdığı saç şekli. çok yaptım ordan biliyorum.
omuz hizasını geçmiş uzunlukta saça bir anda uygulandığında, ilk başta üzülmenize, aradan bir kaç hafta geçtikten sonra kahrolmanıza, 3 numara olan saç uzayıpta, ne jöle sürülebilen, ne de şekle sokulabilen bir hale geldiğinde ise yıkılmanıza sebep olan durum. daha sonra alışkanlık olabilir orası ayrı.
seyrek saçlı kız çocuklarına annelerince yapılan zulümkar davranış biçimi.yaş 10 falan ise bi de çocugun büyüdügünde manik depresif olma ihtimali tavandır.
tarafımdan üniversiye başladığımda hem saçını gölge yaptıran hemcinslerime tepki olsun hem de içimde kalmasın diye yaptırılmış eylem.
efendim bayansanız ve uzun saçlarınız varsa gittiğiniz hiç bir kuaför saçı üçe vurdurma eylemini kabul etmez.
azmettiyseniz bulursunuz, en kötü ihtimal bir berbere gidersiniz.
bulduktan sonra mı?komedi burda başlar.sıra bekleyenler, özellikle teyzeler, kelimelerle anlatılamayacak kadar tuhaf bakışlarla size bakmaktadırlar. o an herkes size adapte olmuştur. derken işlem sona erer. parayı öder çıkarsınız. yolda herkes size bakıyormuş gelir ya, burda durum farklıdır. herkes gerçekten size bakıyordur.
şimdi işin en zor kısmı gelmiştir, eve doğru yol alıyorsunuzdur, ayaklarınız geri geri giderken bildiğiniz tüm dualar ve dudağınızda belirsiz bir kıpırtı...
eve girdiğiniz anda bandanayı kafanıza geçirirsiniz. bu 3 gün boyunca böyle devam eder, üçüncü günün sonunda "artık nolacaksa olsun" der bandanayı çıkarır, babanızın yanına oturursunuz. işte orda asıl şoku yaşarsınız, günlerdir kabusunuz olan babanız fark etmez bile saçların gittiğini.
dışarda, "tartalım abi" , "buyur abi" şeklindeki cümlelere maruz kalırsınız.
ama içinizde kalmamıştır ve mutlusunuzdur.
the end
akabinde "aha lan rüzgar demek böyle bişeymiş" diye kelamlar ettirir insana. kanımca saçlarını hiç 3 numaraya vurdurtmamış bir insan rüzgarın tanımını yapamaz.
bazı çocukları korkutabilecek eylemdir. bir gün berbere gidip saçlarımı 3 vurdurdum. eve geldim; 1 yaşındaki yeğenim evdeydi. yanına gittim oyun oynalayım diye. çocukcağız tanımadı beni korktu kaçtı yavrucak. saçlarım uzayana kadar yaklaşık 2 hafta boyunca kaçtı benden. *
geçtiğimiz yazdan beri gerçekleştirdiğim eylemdir. hiçbir depresyon ya da benzeri soruna bağlı olmadan, berbere verilen paradan ve de boş berber muhabbetinden sıkıldığım için yaptım. aldığım alet zaten çoktan parasını çıkardı.
yavaş yavaş alışıyorsunuz. hep aynı uzunlukta kalması için 2 haftada bir yapılmasını öneririm.
yaşadığım tek sorun, havaalanında asker sanıp "askerler yan tarafdan giriyorlar." şeklinde bir azar işitmem oldu. onu da sakal bırakarak kolaylıkla çözebilirsiniz.
herkesin cesaret edip de vurdurmaya götünün yemediği eylemdir *. fakat bana göre her erkek en az bir kere denemelidir 3 numara saçı, bazı erkeklere acayip yakışıyor.
lise 2'ye kadar yaptırdığım hadisedir. berber için kolaylık benim için de. ama millet bitli sanmamıştır inşallah. ayrıca ben hem onu şey için kestiriyordum, heh! arkadaşlar bunalım geçiriyordum. ya intihar edecektim ya da kendimi bu şekilde ifade edecektim. kim bu insanlar? hepsi bir maske ardına gizlenmiş. derince 19 mayıs lisesine sevgiler.
saçların normal haline dönmesi için nerdeyse 2 hafta okula gitmemek, dışarı çıkmamaktır.
kestirdikten sonra sürekli arkadaşlarına sorarsın 'ulen nası olmuş' filan diye. ama biride adam gibi çıkıp ecayip heyvanlara benziyirsen dememiştir. iyi arkadaşlardır. ama bildiğin y.rrak gibi olmuşsundur ama kendi kendine söyleyemessin. sonrası malüm. sadece bakkala, markete sigara ya da ekmek almaya gidersin. o da akşamları hava kararınca. ta ki saçlar eski formuna kavuşana kadar.