Hz. Ömer (R.A.) halifelik görevini devraldıktan sonra kendi parasıyla bir adam tutmuştu.
Bu adamın görevi her gün belirli saatlerinde Hz. Ömer’in yanına gelerek ona: “Ya Ömer Allah’tan kork, ölüm var!” demekti. Hz. Ömer (R.A.)bir gün görevliyi yanına çağırdı ve görevine son verdiğini söyledi. Bunu duyan adam Hz. Ömer (R.A.)’e: “Ya Ömer bu güzel adetinden vaz mı geçtin?” diye sorar. Hz. Ömer (R.A.) bu soruyu şöyle cevaplar: ”Şimdiye kadar gençtim, saçım ve sakalım ağarmamıştı. Doğru yoldan ayrılmamam için bana her gün ölümü hatırlatacak, Allah’tan korkmamı tavsiye edecek birine ihtiyacım vardı. Ancak bugün aynaya baktığımda saç ve sakalımın ağardığını gördüm, bana ölümün habercisi olarak onlar yeter.”
Ameliyattan birkaç gün sonra annem gördü. Dedi nervio burda beyaz var galiba.
Anne dedim yapma bak yapma sarıdır o iyi bak. Baktık ve beyaz..
ama sonra göremedim o beyazı. Saç rengim güzel saklıyormuş onu fark ettim. Neyse dün bir anda önüme düştü bir beyaz. Başta kedimin tüyü sandım. Sonra bakınca yarısı kendi saç rengim yarısı beyaz dedim Allah bu benim saç.
Umarım tek bir tane beyazım vardır ve vedalaşmışızdır.
Çok kötü hissettim ya beyaz görünce hayatım ve başarısızlıklarım geçti gözümün önünden.
yıllardır var saçlarımda. Yaşım genç olmasına rağmen sakallarımda da belli olacak şekilde epey var.
Yaşlanıyoruz.
Marmara ereğlisi'nde her sabah denize giren, uzun kır saçlı, arkadaşlarıyla her pazar sahile tavla oynamaya giden yaşlı canabar dede olacağım için de mutluyum.
ben ilk Defa Ortaokulda gördüm. Liseye başladığımda ise dışarıdan bakıldığında dikkat çekecek şekilde beyazlarım vardı ve bunun yüzünden zorbalanmıştım, okulda teyze falan diyordu bir iki tane gerizekalı erkek jdjd. bi hışımla arkadaşımla beraber saçımı boyadık tabi. Neyse arkadaşlar sonra bir mucize oldu ve boya gitti ama beyazlarımın çoğu siyaha döndü. Bir daha da hiç boyamadım zaten. Şu an tek tük beyazım var ama artık önemsemiyorum, yaşıma uygun bir seyir izliyor en azından dhhd. Diyeceğim o ki beterin beteri var, üzmeyin kendinizi siz de.
Benim 15 yaşından beri var. Hatta bir keresinde kirpiğimde çıkmıştı da sonra döküldü ve devamı gelmedi.
Şu çağda yaşayıp saçları beyazlamayan insan pis gamsızın tekidir.
ilk faüllerde görülmüştür.
benim için yaşamın bana verdiği bir rütbe gibiydi. emeklilik öncesi veya sonrası verilen onursal ödül gibi.
aslında ilk aklıma gelen ölüm oldu, telefona gelen mesaj bildirimi gibi...
günahımla sevabımla, iyilikle kötülükle, varlıkla yoklukla dolu dolu pişmanlık duymayacağım bir yaşanmaya değecek hayat yaşadım, yeter dedim.
öleceksin haberiydi ilk faullerimde gördüğüm beyaz saç. o zamanlar saçım uzun ve bağlıyordum. dert etmedim, saçı boyamadım da... nasıl olsa bağlayınca arada kayboluyordu.
sonra alıştım.
olgunluk veriyordu. şimdi aynaya bakınca iyice belirginleşen beyaz saçlar ve sakalda tek tük beyazlara bakıp öleceksin diyorum ve tebessüm ediyorum.
gözüm arkada kalmayacak.
içimde bir uhde olarak tek eksiğim bir kız babası olamamak kaldı. eğer gözüm açık giderse bunun için gider.
saçlarım uzunken yeğenlere giderdim. 5-6 yaşlarında yeğenlerimin kızları beni ortalarına alıp saçlarımı örerdi, annelerinin bonelerini saç tokalarını bigudi maşalarla saçlarımı haşat ederlerdi. sanki bebeklerinin saçlarını örer gibi benimle oynarlardı.
onlar için top sakalımı keser traş olur giderdim. zilliler sadece saçlarıma örgü bağ falan yapmıyorlardı, makyaj da yapıyorlardı bana soytarı gibi oluyordum.
onların yere yatıp tepinerek gülmeleri çok hoşuma gidiyordu, annelerine çocuklara kızmalarına izin vermiyordum.
bunu bana kızım yapsaydı ama her işte bir hayır vardır, kader mi karma mı bilemem ama benim için ne iyi ise hep onu istedim ve istediğim her şey oldu diye teselli buluyorum.
Çocukken beyazlarım vardı, üniversite yıllarında da vardı tek tük. Sonra geçtiler. Nisan ayında dayım vefat etti bir tutam bölgesel beyazlama olmuş. Beter böcek gibi görüneyim de sevdiklerim yaşasın.