saçmalamak

entry234 galeri4 video2
    141.
  1. Nerede, ne zaman, ne söylemem gerektiğini karıştırdığımda, insanların bakışlarından korktuğumda, korktuğumu belli etmemeye çalıştığımda, tanımak istediğim birine kendimi tanıtmak istediğimde, aslında kendimi ne kadar az tanıdığımı bilmezden geldiğimde, geçmiş canımı yaktığında, geleceğinde daha âlâ olmayacağını kabullendiğimde; ne bulunduğum yerde ne de göründüğüm insan olmayı içime sindirebildiğimde.... saçmalarım!
    0 ...
  2. 142.
  3. bazen güzeldir. insanlar şaşkın şaşkın bakar size bu ne diyor diye. bir nevi dalgaya alıyorsunuz insanları.
    1 ...
  4. 143.
  5. insanların üzerinde durupda durdurulduklarına dair çok eşanlamlı lafların söylenmesine kadar olan sözcüklerin bütünlük çerçevesi himayesinde olan lakaidlikleridir.

    simdi ben burda saçmalama konusunu açtığımda çoğu yazarın benim hakkımda söylediklerine kulakvermek istediklerini bilmemesinden kaynaklandığını belirtmek isterim. işte bu yüzdendirki herkes birbirleriyle iyi geçinmesinde ne kadar fayda varsa okadar güzellik içinde yaşandığının farkında olunabilinir. saygılar.
    9 ...
  6. 144.
  7. sözlükte bol miktarda yapılandır.
    kafa da mı dağıtmıyağğk!
    9 ...
  8. 145.
  9. saçmalanmaz taranır gibi gibi işte. bence o kişinin saf olmasından kaynaklanıyodur.
    9 ...
  10. 146.
  11. 147.
  12. yapmak ne de güzeldi seni.

    dünyada doğru insanlara yapıldığı sürece en büyük mutluluk kaynağıdır.
    2 ...
  13. 148.
  14. bu gece melise karşı baya bi yaptığım icraattir. özür .s
    2 ...
  15. 149.
  16. sevilen insanla edilen muhabbetin genelini oluşturur.
    1 ...
  17. 150.
  18. 151.
  19. uzaylı mustafa'nın kasıtlı olarak yaptığı ve son derece başarılı olduğu durumdur.
    0 ...
  20. 152.
  21. soğukkanlı bir insanım, acayip uzlaşmacı bir tavrım vardır. ses tonumla fırtınayı melteme çevirebilirim. zaten işim bu, problem çözmek. ama bizde de kusur var, insanız malum. neyse... her şey, otobüs penceresinden dışarı bakarken gerçekleşti. hayatımda hiç kokoreç yemedim ben. hiç yemeyi denemedim de. deli yorgunum, kafamı cama dayadım. gözlerim problemli; astigmat, miyop bir sürü şey. göz altı torbalarım sımsıkı tutunmuş gözlerime. artık hepten puslu görüyorum ama kafa camda. karşıda da kokoreçci. iki tane adam oturmuş hart hurt ısırarak nasıl yiyorlar. ben ne yedim tüm gün? sabah elma, öğlen patatesli gözleme. gözleme yerine, bir a4'ü dişlesem aynı tadı alırdım. içimden geçiriyorum, gerçekten çok mu lezzetli yoksa açlar mı? bir yandan da niye öyle diyorsun pierrot belki çok lezzetli bir şey. kendi kendime tripler içerisindeyim. karşıma bir adam oturdu, 120 kg civarı felan. bacaklarımı nereye koysam diye düşünmeye başladım, koltukla bütünleştim. yanıma bir amca oturdu, amca sigara içmekten artık sigara paketi gibi olmuş. hani kolunu yaksam dumanı içime çeksem bir camel box tadı verecek. evren dört bir yandan saldırıyor şahsıma, farkettim. neyse otobüs hareket etti. adam 20 km hızla gidiyor. arada 21 felan yapıyor. sinirlendiren nadir şeylerden biridir bu yavaşlık. arabada hızı severim ayıptır söylemesi. soğukkanlıyız da ölü değiliz, adrenalin şart! böyle her şey üstüme üstüme hepten gelmeye başladı. ceketimi çıkardım. ıslak mendille elimi sildim, sonra otobüse parfüm sıktım. baktım kesmiyor şeker attım ağzıma. susuz dolaşmam, suyun hepsini içtim. ı ıh, tık yok. midem dürtmeye başladı. geliyor pierrot geliyor, diyor. bir yandan da munzurluk düşünüyorum şişman adamın üstüne mi yoksa camel amcanın üstüne mi? yok artık, utanırım öyle şeyler yapmam. ben kusucam dememle birlikte çıkan ilk mide dışkısı ve herkesin ayaklanması. kustum, kustum rahatladım. ooh be! ağzımı burnumu temizledim, sonra etrafa gülümsedim. işin ilginci ben en son durakta iniyorum. nasıl da leş kokuyor. arkadaş sanki ben değil o 120 kiloluk adam çıkarmış. bir daha leş. eve geldim ve garip bir mutlulukla doldum. amaan dedim, iyi ki de kustum. içimde fazla biriktirmişim! bir yere bağlanmayacak bu yazı. öyle bağlanmayacaksın körü körüne! adsfsf.

    böyle bir şey değil saçmalamak. gayet anlamlı bir paragraf oluşturdum. ne güzelsin lan nefes. böyle içime çekiyorum seni, ücralarıma değiyorsun felan. bak! sana iki çift lafım var,



    ben seni çok seviyorum, çok seviyorum ben seni. naağbeer?
    0 ...
  22. 153.
  23. Anlamsız, gereksiz, tutarsız, saçma sapan sözler söylemek veya bu tür davranışlarda bulunma eylemine denir.
    bazıları yaptığı saçmalığı kabul etmez, bazılarına da saçmaladığı söylendiğinde küser.
    1 ...
  24. 154.
  25. bir konuyu mantıktan yoksunlaştırmak.
    0 ...
  26. 155.
  27. saçmalamak ''acı çekmek özgürlükse; sonuçta dünyanın üçte ikisi sudur'' diyebilmektir
    1 ...
  28. 156.
  29. 157.
  30. boş konuşmak değildir. boş konuşmak ile saçmalamak aynı şey olsaydı insanlar saçmalayan ve bu şekilde güldüren kişilerin yanında mutlu hissetmezdi.
    0 ...
  31. 158.
  32. Dünya sürekli aynı yörüngede döner ama günler hep farklıdır. Saçmalamakta o kadar saçma bir durum değil ki zaten insanlara da bariz gelmiyor. Gelişim ve oluşum zaman kavramını zamansız etkilerse saçmalık denilen durum oluşur bu da tanım olsun hadi.
    0 ...
  33. 159.
  34. En güzelidir. ikili ilişkileri bok etse de can sıkıntısına birebirdir.
    1 ...
  35. 160.
  36. Neden öldürdün?
    Yaşamayı haketmiyordu.
    Buna sen mi karar verdin?
    Onu öldürmemi sorgulamana senmi karar verdin?
    Mahkeme ve toplumsal normlar karar verdi.
    Toplumsal normlar öldürmeme karar verdi. Toplumsal normlar ve senin suçundur onu öldürmem.
    Saçmala.
    Yaz kızım...
    3 kez ağırlaştırılmış...

    Uyan lan büte geç kaldık

    Saçma bi rüyadan sonra uyanmak
    Rüyalarımda diyaloglar kuruyorum
    Saçmalamak bu işte
    Beni bi doktora götürün hayrına.
    0 ...
  37. 161.
  38. hoşlandığın kızla konuşmaya çalışınca yaptığın eylem.
    0 ...
  39. 162.
  40. sayın davutoğlu nun sürekli içinde bulunduğu eylem.
    0 ...
  41. 163.
  42. 164.
  43. bazen çok iyi olan eylem. bazen gerçekten saçmalık.
    0 ...
  44. 165.
  45. türkiye'dir. ülkem saçmalamak olmuştur. kar topu oynarken insan mı ölür lan?!
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük