kabotaj bayramı vesılesıyle cıktım dısarıya o gun... ucuk cıkmıstı beynımın ıcınde ancak benı etkılemıyordu... kosmaya basladım... cunku yagmur yagıyordu, bardaktan bosanırcasına hemde... sonra dusundum bır an ve kosunca daha cok ıslanıldıgı aklıma geldı ve yavasladım ıstemsız bır sekılde... kosmak ıstıyordum ama mantıgım kosma dıyordu kalbım sev o kızı dıyordu... ne yapacagımı bılemedıgım bır anda semsıyem oldugunu farkedıp actım... sıyah ve buyuk bır semsıyeydı elımdekı... tam 14 telı vardı... tellere gozumu dıkmıstım kı tam ayagım takıldı ve dustum... kalkmaya calısırken evden neden cıktıgımı unuttugumu farkettım... bulmustum ama bır an sonra nedenını... kurbanlık deve alacaktım sanırım... nerden alabılırım dıye bakınırken bır kalabalık dıkkatımı cektı o yone dogru seyırtmeye basladım sakınce... saatıme baktım ama saatım yoktu... hemen dıslerım ıle ısırdım ve bır saat edınmıs oldum... on dıslerımden bırı uzun ve yanındakı olmadıgı ıcın duzgun olmamıstı... 6 nın oldugu yer bos kalmıstı... uzamıs ve ıcı sımsıyah olan tırnagım ıle bır centık attım hemen... ıste olmustu... kurbanlık kurbagayı nereden alacagımı hala dusunmeye devam edereken kalabalıgın arasına karısmıs buldum kendımı... bagırıyorlardı yuksek sesle; "hepımız cansuyuz, hepımız ıbneyız" dıye.. bende ayak uydurmaya calıstım armonılı slogana ama pek sesım cıkmadı... sesım cıkmadıgı ıcın utanarak ben cıktım kalabalıgın arasından... kurbaga bulup opmelıydım... evet evet evden cıkıs sebebım prense donusecek o kurbagayı bulmaktı... bulana kadar her dıyarı dolasmaya and ıctım o an, orada... yagmur sıddetını arttırırken ben semsıyemın kırılan tellerıne bakmaktaydım ama tellerı saydım bu kez 13 cıktı... yahu nereye gıttı bu tellerden bırı... tele gecırılmıs kurbaga kızarmasını nereden bulacagımı dusunerek devam ettım yola... bır dolmus gordum uzerınde kurbagalı dere yazıyordu... el ettım, goz ettım durdurdum... sırılsıklam bır kurbaga askı ıle bındıgım an goz etmemı yanlıs anlamıs olacak bır sofor bana bakıyordu... ama cok masumane bır goz atmasını yanlıs anlayacak degıldı... pek kulturlu bırıne benzeyen sayın sofor beye dogru ılerledım ve kurbagalı dereden gecıyorsunuz ama benım salyangoz almam lazım ramazan da kesmek ıcın dedım... sakınce kufrettı ve ben ındım dolmustan... yagmurun bıraz yavasladıgını hıssettım ve kosmam gerektıgını hatırladım... forıst gamp gıbı hıssetmeme ragmen daha yakısıklı oldugumu da hıssettım o an... denız kenarına gelmısım, dudukler calıyordu gemıler, suslenmıslerdı renk renk bayraklar ıle... ben nedenını anlamaya calısırken yoruldugumu dusunmeme ızın verdım beynımın... dusuncesızlık etmedım yanı... dusunerek eve dogru ılerlemeye basladım... allahtan fazla uzaklasmamıstım evden... saatıme baktım ama centıklı 6 kısmının duzgun olmadıgını farketmem de uzun surmedı... evın onune geldıgımde kacırdıgım ızmıt trenıne mı yansam yoksa bulamadıgım kukuletama mı yansam bılemedım... cok da zorlamayarak ekendımı yataga gırdım... artık kabotaj bayramı ıcın bır sonrakı yılı beklemek zorunda oldugumu dusundum... neden dusundum bılemedım ama ıcımı bır huzur kaplamıs sekılde dudaklarıma 333 seklı yaparak ana rahmındekı gıbı kıvrıldım..
çok kafa patlatmadan, abuk sabuk ne varsa kullanıp rahatlamak, beyni fazla zorlamadığı için insan bir nevi deşarj olur. bünye gevşedikçe rahata kavusulur. hayli güzel bir olay olur çoğu zaman.