Ömrümde en fazla duyduğum ve kullandığım kelimedir. Aykırı bir birey olmamla alakalı bir durum diye düşünürdüm önceleri. Sonraları beynimle, düşünme hatta düşünememe şeklimle alakalı olduğuna kanaat getirdim. Ne zaman bir konu incelemeye başlasam detaya indikçe esas konuyu unutup bambaşka şeyler keşfediyordum oradan da daha başka başka şeyler. Her şey hakkında biraz bilgi sahibi ama hiç bir konuya hakim olamamam bu aşırı odaklanma ya da odaktan sapma hastalığımla alakalı olmalıydı.
Tarihe meraklı biri olmam beni bu saçmalık saçma insan yakıştırmasını kendime dert etmekten kurtarmıştı bir süre. Çünkü tarihe iz bırakmış insanların da çevrelerindeki insanlar tarafından benzer yakıştırmalara maruz kaldığına şahitlik etmiştim. Ama günler geçip yaş ilerledikçe entelektüel birikimin yahut yarım yamalak bilgilerin bi halta yaramadığını, taş üstüne taş koymamış olmanın verdiği mutsuzluğunu idrak etmiş olmak saçma insan olmaktan daha acı bir hale dönüştü: Gereksiz insan.
Saçmalamakta o kadar ileri gidersen olacağı bu. Beyin düşünürken yahut konuşurken bile kendini toplayıp sağlıklı karar verme yetisinden tamamen uzaklaşıyor. insanların yaşadığı dünyanın önüne geçip insanlığa faydalı bir göt olup egonu tatmin edeceğini hayal ederek çıktığın bu yolda artık sana bile saçma gelen bir yerde uyanıveriyorsun.
zaten yaşamanın bir saçmalıklar silsilesi olduğu dünyada, ''ziktir'' diyememenin kibarcası olsa gerek. bir de sapanla birleşti mi, saçma sapan olur, al sana iyice aşağılarsın karşındakini.
gece gece nereden geldi aklıma bu kelime, tabii ki candan erçetin; aslen de mete özgencil şaheserinden. kendine kalsan da, kendine iyi bak diyemeyecek miyiz karşımızdakine, iyi niyet bildirgemiz saçma mı olacak!? tabii ki, kendine dönüyor insan, ne olursa olsun yaklaşık 1,5 kilogramlık bir organ tarafından yönlendirilen bir organ*ın evet ya da hayır dediğine duhul oluyoruz da, niye 'kendine iyi bak' demek, senin zaten kendine iyi bakacağını küçümsüyormuş gibi görülüyor ki?
neyse, bir de fişek parçalandıktan sonra, tesir amacıyla parçalanan küçük demir parçaları diyelim, anlam ayrıştırmamız olsun.
camus'ya göre, insan için evren saçmadır, uyumsuzdur, akla aykırıdır, bilinemezdir. bu uyumsuzluğu görmek için gözlerinizi açmanız ve aklınızı kullanmanız yeter. bilim yoluyla olguları kavrayabilirsiniz evet, ama evreni kavrayamazsınız işte ağaç, sertliğini duyuyorsunuz; işte su, tadını alıyorsunuz; işte rüzgar, sizi serinletiyor bu kadarla yetinmek zorundasınız.
evren rastgeledir, boşunadır, hiçbir sağlamlığa dayanmamaktadır ve sizin için ölümle bitmektedir. bu aydınlığa varan kişi, iki yol tutabilirdi; kendini öldürmek ya da evrenin ötesini umut etmek.
aslında iki yolda uyumsuz ve saçmadır akla aykırıdır. asla bilinmeyecek olanın umuduyla bilinenin kendini yadsıması uyumsuzluğun ta kendisidir.
asla bilinemeyecek olanın umuduyla yaşamak.
Ne kadar saçma yaşıyoruz bu dünyada. Her canlının bir görevi işlevi var. Sinek olmazsa kurbağa olmaz bir döngü var yılan olmazsa kuşlar olmaz. Biz ise bu dünyaya saçma hareketler yapmak için gelmişiz. Sevenlerimizi kırmak sevdiklerimizi elde etmek için çetrefilli oyunlar. insanoğlu baştan başa bir saçmalık. Kendimizi düzeltmeliyiz, silkelenip biz ne yapıyoruz amk demeliyiz.
Oglenden beri dinledigim. Kanepede dondum durdum bir daha dinledim, sıkıstirdi kalbimi bir daha dinledim, burnumu cekecek duruma gelmiaim bir daha dinledim. ictigim sigaradan bogazim agirdi bir daha dinledim. Bir daha indim lavaboya gozlerim kizarmis sakallarim uzamis, kim oldugumu unutmusum; esofmana karismis insan parcasindan daha kiymetli degilim bir daha dinledim. Bulasiklari yikadim bulasikli ellerimle bir daha oynattim. Kendine iyi bak denmezmis zaten bakmaliymis insan. Bir daha dinleyecegim.
insanların küçücük renkli dünyasında bir olay, ancak bir başka gerçeğe göre saçmadır; yani kendisine eşlik eden durum ve koşullara göre saçmadır. örneğin; bir delinin konuşması deliliğine göre değil, içinde bulunduğu durum bakımından saçmadır.
ekonomi girdi cebime
hafta sonu geldi elim cebimde
beni saymadılar o maç girişinde
hukuken yanlıştı küfür ettiğimde
tekme tokat giriştim
iki yumruk bi sopa yedim
taburcu oldum
manşetlere oturdum
çiçek üstüne çiçek
tebrik telefonları
başbakan aramış
bi isteğin var mıydı?
bu şarkı saçma
bu şarkı saçma
-di mi la mustafa?
-harbidende laa
bu hayat saçma
bu teller bu endam
bu olanlar saçma
param oldu beş milyon maç bileti
doksan dakka sonra
kavga küfür bitmedi
aldım elime şişe
kafam bi milyon işte
vurdum vurdum beline
kan getirdim beynine
uzay artık yeni evimiz. 120 yıl kadar önce keşfedilen muz kabuğundan enerji üretimi çok başarılı sonuçlar verdi. muhteşem hızlara ulaşılabiliyor, bir muz misali ışınlanabiliyoruz. fakat farklı gezegenlere gidebilmemiz tek başına yeterli değildi tabi ki. önemli olan gidilen gezegenlerde insan yaşamı için gerekli atmosferi oluşturabilmekti ki bunu da yine muzun gizemli bir başka özelliğine borçluyuz. kim derdi ki muzla beslenen yurdum maymununun kırmızı kıçı aracılığıyla salınan gazların muhteşem bir atmosfer oluşturma özelliği olduğunu.
evet, artık uzay insanıyız. insanlara muhitleri sorulduğunda gezegen isimleri veriyorlar. mesela ben jüpiterin neogritma köyündenim. burası harika bir yerleşkedir. çilek kırmızısı ırmakları, kriterler boyunca uzanan mosmor ormanları ve o ağaçların arasında gizlenmiş, taş çatlasın iki milyon nüfusu bulunan küçük köyler. üstelik ana ocağı dünyaya da yakın. bu sayede sürekli dünyaya giderek tarihi araştırmalar yapabiliyorum. dünyadan günümüze kalan pek çok tarih eser var. mesela piramitler; zannediyorum ms 2000 lerde yapılmış. o günlerde yaşanan teknoloji düzeyi ile çok fazla bağdaşıyor. zaten 2000'li yıllardan bize kalan da başka pek birşey yok.
ulaşımda belkide son noktadayız. artık daha ileriye gidilemez gibi görülüyor. doğan görünümlü şahinlerimizle gezegenler arası yolculuklar çok kısa ve güvenli. üstelik parçası da ucuz. daha büyük aileler kartal kullanıyorlar. ben de belki bir gün çocuklarım olduğunda alırım bunlardan. kim bilir...
sahip olduğumuz bu teknolojiyi gelecekte küçümseyecek olan sen. bu yazıları dünya gezegenindeki bir mağara duvarına yazıyorum ki, belki bu medeniyet bir şekilde sona erer ve hiç bir kaynağımız size ulaşamaz. ve biliyorum ki dağlar hiç bir zaman yok olmaz. oku ve unutma; geçmişi aşağılama. gelcek senden hep bir adım ileride olacak.