ilk okuldayım. akşam olmuş çıkacağız. öğlenciyim anlaşılan.
tam bu sırada biz çıkarken istiklal marşı için tekrar geri dönüyoruz. ben orada bekliyorum sırada ama hiçbir şey olmuyor. sonra dağılıyoruz.
benim aklıma bir yer geliyor oraya gitmek için okuldan aşağı yürüyorum. yürürken bisiklete biniyorum. hızlanıyorum böyle ama süper hızlıyım bisiklete göre. kafamı sola bir çeviriyorum, mahallenin muhtarları'ndaki temelin maymunu çaydanlık da bisiklete binmiş. ama çocuk bisikleti. beni geçiyor bu. vay anasını nasıl geçer beni diye iyice basıyorum pedallara. otobana çıkıyoruz.
ben bir virajda bunu geçiyorum. tabii tırları falan sollayacak kadar hızlı da gidiyorum. tam iyi bir ders verdim derken yanımdan bisikletten alev çıkara çıkara bu geçiyor. üzülüyorum. ana yoldan çıkıp bir mahalleye giriyorum ama hiç tanımadığım bir yer. her yer bir garip geliyor sanki çizgi film gibi.
sonra karşıda bir mavi cisim görüyorum. yaklaşıyorum soğanmış bu. evet soğan. yüzü gözü var, töbe yarabbim. masmavi. o da bir kadını kandırıyor. soğan meğersem o kadının çocuğuymuş. kadın da yemyeşil bir kurmağa ama insan görünümlü. agucuk falan yapıyor, bizim soğana. soğan yahu masmavi! kadın bunun altını değiştiriyor falan çok mutlular. derken uyandım. rüyamı yorumlayacak adama 100 bin lira vereceğimdir.
bu aralar sürekli başıma gelip bilinçaltımı sorgulattıran olaylar dizisi.dün gecekinde fransız yönetiminden tehdit mesajı gelmişti telefonuma ordan hesap edin .
Bir de rüyadaki saçma sapan şeyin sürükleyiciliği çok acayiptir. Uyanıp saçma sapan bir şey olduğunu anlasa da insan, o rüyaya dönüp oradaki işi halletme isteği dayanılmazdır.
son 2-3 gündür sıkça yaşadığım durumdur. uyandığınızda gerçek-rüya arasındaki farkı ayırt etme yeteneğiniz en az da olacaktır ve telefona sarılıp mesajlarla gerçek hayatı hatırlamaya çalışılacaktır. rüyadan anlam çıkarmaya çalışmak da cabasıdır.
insanın rüyasında, eskiden oturduğunuz bir şehirde şişman rus bir kadının gelip : "türkiye'nin rockstarı serdar ortaç değil mi?" diye sorduğunu görmesidir.