binanın en üst katında olmak ama iniş merdivenlerini bir türlü bulamamak. güya iniş merdiveni olmayan asansörsüz (o kata da nasıl çıktıysam) bir binaymış ve soruyorum çevreye nasıl inebilirim diye aşağıya. diyorlar ki bu tarz binalarda insanlar aşağıya inmek için çatıdan aşağıya atlıyormuş. iyi de diyorum 9. kattayım, eğer atlarsam ölürüm. bana diyorlar ki bu tip binalardan çatıdan atlayınca ölmüyorsun. bunu da ısrarla söylüyorlar, onlar hep öyle yapıyormuş inerken mecburen. atlıyorum ben de aşağıya mecburen inemeyince çatıya çıkıp ve tam yere çarpacakken uyanıyorum. **
Rüyamda bir arkadaş bana koli koli değişik leblebiler getiriyordu böyle acılı baharatlı filan birsürü çeşidi vardı, ama yiyemiyordum bi türlü, sonra çok canım çekti diye gidip marketten alıyordum.
Bu ara çok fazla görüyorum. Dün gece ev arkadaşlarım dediğim çocuk adamlar bir arkadaşın daha katılımıyla yine lol gecesi yapmaya karar verdiler, 4 tane hayvan sabaha kadar oyun oynayacak yani, ben de tez yazıyorum diye arkadaşta kalmaya gittim. Neyse gece yattım uyudum ama o kadar fazla sarsıcı rüya gördüm ki, sanıyorum ilk defa bu kadar çok oluyor, öyle ki sabah eve gelince beyin yorgunluğundan mıdır nedir 1'e kadar uyudum hiç huyum değildir.
En net hatırladığım Son derece gerçekçiydi, ve yine son yıllarda hep kaçmalı uçmalı rüyalarıma mekan olan o haritada geçiyordu, bir mekan düşünün ki apartmanlarla dolu, ağırlıklı olarak lisedeki okul yolumun oradaki binalar var, bir kısmı oyunlarda karşıma çıkan mekanlarla birleşik, özellikle crysisten çok detay var, çoğunlukla sarı bir binanın etrafında geçiyor bu haritadaki rüyalarım, burası da zihnimde oluşmuş ve sürekli değişen bir bina, her yerinde bir sürü detay var, başka yerlerle karışıyor, hep bu çatıdan başlayarak bir şeylerden kaçmaya uğraşıyorum, demirlere tutuna tutuna inmeye, başka çatılara atlamaya çalışıyorum.
Neyse yine bu mekanda ben idam mahkumu mu neymişim, eski Avrupa evleri tarzı kasvetli bir yerle annemin halasının evi karışımı bir yer içerisi ne alakaysa, kafes gibi bir şeyin içindeyim ve suçsuz olduğumu biliyorum, acayip çaresiz bir haldeyim, "nasıl olur ya ben ölecek miyim lan şimdi? ben ya! ben de mi ölüyorum? böyle mi olacaktı?" gibi bir hissiyat yaşıyorum, her insan için dünya kendi etrafında dönüyor, kolay mı? ama rüyanın gerçekçilik seviyesini anlatmam mümkün değil, ve o haldeyken bir miktar kabullenme hali geliyor insana, çaresiz olduğuna emin olduktan sonra yani, hayatta kalma içgüdüsü devreden çıkıyor, bu çok acı verici ve garip bir his, bunu rüya da olsa hissetmiş oldum, Allah gerçeğini yaşatmasın.
Devam edeyim, bu evde hizmetçi kılıklı bir teyze vardı ve beni çok seviyormuş hep ağlıyordu filan öldürecekler diye, bu teyze bir şekilde kapımı açıp beni serbest bıraktı kaç git evladım filan diye, ben de inanılmaz bir hayatta kalma içgüdüsü geri dönüşüyle fırlayıp binadan inmeye başladım demirlerden tutuna tutuna, sonra bin bir delikten geçip balkonlardan ine ine, battaniye filan satan bir dükkanın deposuna girdim ama her yerde polisler var beni arıyorlar ve ben çok iyi gizlendiğime eminim, orada kendime battaniyelerden yer yapıp uyudum filan ama sonra dükkanın sahibinin oğlu gelip beni bulacak gibi oldu televizyonu filan açtı bakıyorum haberlerde şapkalı fotoğrafım var kameraya yakalanmışım, onları görüp daha bir diken üstünde olma hissiyle orada bir gece kaldım, sonra oradan çıkacakken rüya bitti.
uyandım ama "acaba mı lan?" diyorum "rüya olabilir mi?", rüya olduğunu idrak ettiğiniz o an var ya off o sevinç ve rahatlamanın en dibi var ya o..
o rahatlamayla uyudum uyumasına ama çok sarsıcı bir etki bıraktı üstümde bu rüya. tabii ki rüyayı anlatmakla tarif edilebilecek bir his değil, ama benzerlerini siz de mutlaka yaşamışsınızdır tahmin edersiniz, ne gördüğümle değil de ne hissettiğimle alakalı olay. aslında bir yandan da keyifli oluyor o kaçışlar kovalamacalar filan, adrenalini seviyorum, ama bu çok fazlaydı.
eeh be iyi yazdım bu kadar işin arasıda. haydi eyvallah.
Ruyamda dugune gidicem kiyafet almam lazim esenlerdeyim * . Bi magazaya giriyorum cok pahali sonra edis geliyor o da esenler de oturuyomuş gel ben seni goturucem kiyafet almaya dedi luks bir yer beklerken gungorendeki kale center a goturdu.
Ruyamda edisle kale center a gittim * . Hayrani olduğum bir sarkici da degil esenlere de en son ygs sinavina girmeye gitmistim. anlamadim.
Ben erdoğanı gördüm rüyamda bir yere giderken zorunlu olarak bizim evin önünde mola veriyorlardı. Yolun kenarında koyulan plastik sandalyede oturuyor yanındakilere bir şey anlatıyordu. Bende karşılarında ayakta dikilmiş ne konuştuklarını dinliyordum. O ara sigara yaktım iki nefes çekmiştim ki beni gördü elini yana açıp, beni işaret ederek yahu biz ne diyoruz bu ne yapıyor dedi yanındakine. Sigarayı kastettiğini anlayıp utanarak söndürdüm sigarayı. Beni yanına çağırdı ceketinin cebinden çıkardığı bir yirmilik, iki tane ikiyüzlük banknotu uzattı yirmiliği avucuma bırakıp diğerlerini gülerek yine cebine koydu. Baya bozuldum, yüzüm düştü ama yine elini ceketinin cebine sokup bu sefer daha fazla bir para çıkarıp verdi.
Rüyanın anlamına baktım. Bolluk, bereket, mutluluktan falan bahsediyordu ama tersine çıkıp her şeyin daha beter olmasından korkuyorum.
Bir tanesiyle geçtiğimiz gece muhattap olduğum rüyalar kategorisi.
istanbul'daki eski evdeyim.
Ancak ev kentsel dönüşüm gibi bir şeye girmiş. Yıkılacak. Hatta yıkım başlamış bile. Evin sadece dış iskeleti, duvarları filan kalmış. Ben de yıkan kişi/kurumla bir anlaşma yapmışım, yeni bina yapılınca bana bir daire verecekler.
Bu arada olay istanbul'da geçiyor, ama ülkeyi avrupa ya da kanada gibi modern bir devlet yönetiyor. vatandaşın hakları çok iyi gözetiliyor, herkesin işini düzgün yapmaya çalıştığı, kanun ve yönetmeliklerle adil bir şekilde yönetilen bir ülkedeyiz.
Sonra devlet bir karar veriyor,
yıkım kanunsuzmuş.
inşaat işi duruyor.
benim haklarımı koruyacaklarmış.
lan benim daire ne olacak? diyorum. sinirleniyorum. Evsiz kaldım amk resmen.
gidiyorum bir apartmanın içinde sigara içiyorum sinirle.
sonra bizim eski apartman görevlisi recep abi geliyor. Elinde kağıtlar. Meğerse adamlar ben kapalı yerde sigara içtiğim için bana ceza yazmışlar. 4000 türk lirası.
bir tane de küçük tek motorlu eski bir uçağım var sarı renkli. Her tarafı paslı filan. Uçak uçmuyor ama karada gidiyor jfdshsd. üstünde denizaltı gibi bir kapak var, içine ordan giriliyor.
neyse diyorum. Uçağı satar cezayı öderim zaten bir boka yaramıyor.
Ama yine de cezaya itiraz ediyorum.
Dava avrupa insan hakları mahkemesine gidiyor. Bildiğin ingiliz belçikalı yargıçlar filan benim kapalı yerde sigara içme davasına bakıyorlar ve 4000 rakamının haksız olduğuna karar veriyorlar. Cezayı 2000 "DOLARa" indiriyorlar.
Lan diyorum bu nasıl indirmek?
Diyorlar ki biz buna birim olarak bakıyoruz. 4000 birimin hatalı olduğuna karar verdik ve 2000 birime indirdik. Her şey sizin iyiliğiniz için, biz sizleri düşünüyoruz.
Benim ceza bir anda 14.000 tl oluyor.
ben iyice deliriyorum. Basın toplantısı düzenliyorum. dünyanın 4 bir yanından muhabirler geliyor.
diyorum ki sizin ben çağdaşlığınızı modernliğinizi sikeyim lan. birisi yolda yan baksa komisyon kuruyorsunuz, iki çocuk kavga etse savaş suçları mahkemesi kuruluyor. biri birine taş atsa cenevre savaş hukukuna göre değerlendiriyorsunuz.
"Sizin yüzünüzden 14000 cezayla evsiz kaldım lan, bi rahat bırakın vatandaşı amk modernleri. boğazıma ot tıkadınız amk. Artık acıkınca uçağı yerim"
ruyamda bir canta buldum icerisinde sacma sapan seyler ve bir telefon vardi.
telefonun ekran kilidini bir turlu acamadim ruya boyunca ugrastim inanir misiniz zaman bile agirlasti bir sey oldu sılaym gibi oldu parmaklarim bir turlu acamadim.
ruyada hicbir zaman telefon numarasini yazamam ekrana basamam tuslu telefonsa basarim ama tuslar bozuktur.yazsam bile bastigim tustan farkli rakam cikar.1 e basarim 6 olur.
parmaklarim eriyor falan bir sey oluyor.
yazarların sabah sözlükte geçirdiği onca vakit ve gördüğü onca saçma başlığın ardından gayet normal olarak yaşadığı bilinçaltı sikişinin
bir sonucudur.
iste yogun sekilde calisiyorum.
tam da servis zamani.teras kapisi aciliyor.adnan ziyagil geliyor ve biraz etrafa baktiktan sonra burada calisabilecegim is var mi diyor.ruyamda duruma nedense hic sasirmayip isime devam ediyordum.
isim bir turlu bitmiyordu.
sonra baska sebepten uyandim.
adnan bey soyarsan patates sogan var yani diyemedim.
Huzursuz Zengin'e katılıyorum. Ekleyecek bir şey yok. Önemli tabiki. Hem de en bi' önemli şey, belki de tek önemli şey o. Bilmem önemini anlatabiliyor muyum? Öp önemli yani.
Rüyamda cırcır olmuşum, her yere sıçtım. Ameliyata gircektim “ya ameliyatta sıçarsam, doktor boklu bu kız der.” Diye düşünüyordum.
Güne bok gibi başladım puu.
bir arkadaş geldi. güya benim olan ama hayatımda görmediğim bir evin balkonunda oturuyoruz. aşağısı sokağa bakıyor. bu yanında sporcu kağıdı getirmiş. dedim ver bayakım. dur lan diyor düşer müşer aşağı. gerçekten de düşüyor. sonrasında tam 1 saat aşağıda sporcu kağıdı aradık. bir taraftan da ağzıma sıçıyor koleksiyonluktu o diye.