Bizim sitenin karşısında yerde oturuyoruz. Kimle oturduğunu hatırlamıyorum. Sonra "bir müslüman neden kapanmaz?" diye soruyor. Hatta sen neden kapanmıyorsun mesela diyor. Erkek olmama rağmen niye beni yargılıyor tesettürle diyorum sonra bizim Ahsen tv'deki Bülent reyiz arkada fesiyle beliriyor. (Keşke "yaradan sormıcak mı reis?" falan deseydi çok eğlenirdim ama konuşmuyor.) ben de zaten dinsiz olduğum için bu konudan muaf olduğumu ama inanan bir kadın için haklı olduklarını çünkü kuranda yazdığını söyleyecekken sözünü falan kesiyorlar.
Laik müslümanlar diye cümleye girdiğim için kesiyorlar hatta ve dün de sözlükte böyle bir olay olmuştu. Yazdığım yazı için Denyonun biri laik Müslümandan sonrasını okumadım demişti. Bilinçaltı.
Bu konuda üstüme yoktur diye düşünüyorum. Eşime anlattığımda gülerek : " sinir hastası rüyaları " der.
Uçarken yere inerim ve köpek saldırır. panik olup uçamam. Zar zor uçarım sonra.
Uçarken ailemin yaşadığı evin tepesinde dolaşırım. Şeytanla kavga ederim havada , gecenin karanlığında. Güya onları koruyormuşum.
Uzay boşluğunda uçarım. Hep uçarım ama çocukluğumdan beri bir uçmaktır gidiyor.
Geçen gün rüyamda , gökyüzüne pembe ve beyaz binlerce balon gönderdik. Kalabalıktık ve sahildeydik. Neyi kutluyorduk bilmiyorum. Bu gökyüzüyle alıp veremediğim bir şey var benim. Bir de astral seyahat gerçekse ben sahiden bunu her gün yapıyorum. Belki güçlerim vardır bilmiyorum.
havalimanına yakın olduğumuz için uçak sesleri de çok gelir zaten
olay şudur:
geçe borajet firması ile ankara'ya uçuş olacaktır
bisikletle havaalanına gidilir ama heidi de gelmek ister
sonra "olmaz heidi uçaklara bakacam ordalarsa dönerim."denilir daha sonra bisikletle piste iniş yapılır ve uçaklar yerinde duruyor mu diye kontrol edilip geri dönülür.
bir-bir buçuk yıl kadar önce de bisikletle aynı havalimanının pistinden ankara'ya gitmek için kalkış yapmışımdır.
Oscar toreninde sahneye cikip seksenlik haci dedemle vals yapmamiz. Tum holivud oyuncularinin bizi ayakta alkislamasi. Dedemin kalabaliga opucuk yollamasi. Artik ancelina'ya mi kate'e mi orasini bilmiyom. Sevimliydi aslinda ama memleketinde pehlivan ahmet diye anilan adama kuyruklu smokin giydirtmek pek olmadi galiba. sorry grandpa.
l.suarez, emre bölezoğlu (her ne sikimse) zokora ben istanbulda avcılar tarafında halı saha maçındayız. zokora emre ye dalıyor emre yerde millet panik suarez başlıyor yan baştan ısırmaya koşarak uzaklaştığımı hatırlıyorum nasıl bir rüya ise. not hiç istanbulda yaşamadım.
Saçma gelecek ama cinsellik olsun diye anlatmıyorum. Dün rüyanda keranedeydim ve hiç bir kadına dokunmuyordum. Eski bir arkadaşım orda orospuydu jartiyerli falan giyinmis onla muhabbet ediyordum.
(bkz: bilinçaltı)
Yüzlerce saatin olduğu bir odadayım.
Saatler sırayla çalmaya başlıyor.
Birini kapatıyorum, diğeri çalıyor. Diğerini kapatıyorum, bir diğeri çalmaya başlıyor.
Böyle böyle delirmeme ramak kalıyorken, uyandım.
Yanı başımda bir saat ve o da çalıyor.
Bu sefer kapattığım saat, ses vermiyor ve sakince durduğu yerde duruyor.
Saat sesinden dolayı uyanmak istediğim bu rüyadan, yine saat sesi sayesinde uyanmam...
Nefretimi kazanmışken, teşekkürlerimi sunmam gibi bir şey.
en son saçma rüyamın hala etkisindeyim.
çok fazla rüya görebilen birisi olmadığımdan mı yoksa
geçen yaz kaybettiğim anneannemi rüyamda görmem mi
bu kadar etkiledi bilmiyorum ama zırıl zırıl zırlıyordum rüyanın ardından.
güya anneanneciğim sağ ve aynı evde kalıyoruz. odamın hemen karşısındaki odada uyuyor. gözlerimi açtığımda herşeyin yolunda olduğunu düşünüyorum ama tuvalete gitmek için kalkıyorum. tam kapısından girmek üzereyken hooooop anneannem -ki kendisi 90 yaşında ve yardımsız yürüyemezdi- beni itekleyerek tuvalete dalıyor arkadamı dönüp bakıyorum ki tuvalete oturmuş ama denk getirememiş. yardım etmek için koşacağım sırada adımı haykırıyor. tam yanına vardığımda tuvalette sıkışmış olan anneannemin ayaklarının ucunda bir başka anneannem var ve gerçek anneannemin ayağını yiyor. ohaaaaaaaa diyerek uyandım doğal olarak. nas felak allah ne verdiyse din kültürü dersinde sıralamak istedimse de ağlamaktan içim çıktı okuyamadım.
ağlayamadım anneanneciğimin ardından, ağlamak biraz da kabullenmek olacaktı belki de yokluğunu. bana bir ömür zırh olmuş o koca kadın seneler içerisinde ufacık kalmış, tuvalet-yemek gibi diğer tüm yaşamsal ihtiyaçlarını biz karşılıyorduk. bana konuşmayı ve emeklemeyi öğreten hacı ninemi bezliyordum ki gidiverdi. belki de duaları böyleydi elden ayaktan düşmemek ama rüyada bile acısına şahit olmak perişan etti beni.
ayağınızı denk alın pek bi sayın saçma rüyalar, beni anneannemle sınamayın!
çok fazla doctor who izlememden kaynaklanan rüyamdı sanırım. rüyamda sevdiğim beyefendi robota dönüşüyordu ve bizim sınıfta daha önce konuşmamın olmadığı bir çocuğu arayıp bunu nasıl engelleyebileceğimi soruyordum. daha sonra en yakın arkadaşım da rüyama katılıyor ve taksiye biniyorduk o sırada da annem tarafından uyandırıldım.
sabah hatırladığınızda gülümsemenize sebep olur. dün gece rüyamda ebru şallı (magazin falan takip etmem, kendisinin neden rüyama girdiğini de anlamadım pek) bana sürekli sarılıp duruyordu. kendi kendime diyordum rüyamda ben de; bu kadınla nasıl tanıştım, ne işi var benimle, beni niye bu kadar seviyor diye. *
Sanırım bugün gordugum ruyadir. Önce çok güzel bir yer gordum. Yemyeşil içinden ırmak akan bir yer. Sonra içine doğru ilerledikçe çığlıklar başladı. Sonra bir bisiklet gordum. Bisiklet ilerledikçe arka üyelerinden kedi şeklinde kan damlıyordu. Nasıl korktum. Geceyi zehir etti rüyam sağolsun.
dün gece gördüğüm saçmalıklar bütünü. benim nasıl bir bilinçt altım var böyle çözemedim hala. şöyle;
- rüyamda uyuyordum. sabah ares'in havlamasına uyandım ve şato gibi evimin çatı katında, altın varaklı yatağımda uyandım. sabah kahvaltısı olarak hindi ibiği yediğimi hatırlıyorum. çok saçma ama gayet olağan bir şeymiş gibi yedim ibikleri. sonra kız arkadaşım güvercinle bana buluşacağımız yerin adresini yolladı. güvercinin ayağından kağıdı aldım ve adresin "maslak oto sanayi" olduğunu okudum. tamam dedim ve hazırlandım. bu arada kızın adı "diarra diarra"
saat bir civarlarında sanayinin en alt sokağında buluştuk diarra diarra'yla. güzel bir entari giyinmişti, tüm vücut hatları gözüme ilişiyordu. vay dedim arkadaş, ne de seksi bir hatunum var böyle. neyse; sanayinin tüm sokaklarını el ele tutuşarak yürüdük onunla. en son murat ustanın dükkanında çayla beraber şarap içtiğimizi hatırlıyorum. yazın sıcağında soba yakıp, kestane pişirdiğimiz hatırlıyorum. sonra diarra diarra "sıkıldım. hadi arabayla dolaşalım" dedi. tamam dedim ve arabaya doğru yürümeye başladık. arabam şuydu https://galeri.uludagsozluk.com/r/1369165/+
arabayla dolaşırken bir ara romantik anlar yaşadık. ama tahmin ettiğiniz türden bir romantiklik değil bu. diarra diarra tek bacığımı üstüme attı ve bacağıma üfle dedi. yaklaşık 2 saat falan üflemişimdir. ben üfledikçe bu gaza falan geliyordu tabii. neyse kızı evine bıraktım ve oradan arkadaşımın yanına gittim. sahilde arkadaşımı beklerken uzaktan gelen atı farkettim. adam atıyla geldi yanıma. ama çok normal karşılıyorum tabii. "abi naber?" falan dedikten sonra başladık sohbete. kırk yıllık arkadaşım tayyib'i öldürdüğünü ve yerine cumhurbaşkanı olduğunu söyledi. iyi valla süper, helal olsun falan dedim ben de. te allah'ım.. bu nasıl bir zihin yapısı hala daha şokunu yaşıyorum. onun yanından ayrıldım ve şatoma gittim. akşam tv'de haberleri izlerken cumhurbaşkanı olan arkadaşımı tv'de gördüm. arkasında bekleyen korumaları uruq hai tipli yaratıklardı. ama bu bile bana hala daha normal geliyordu. sonra zamandan, zamana atladım ve yine diarra diarra'yı gördüm. gerisini anlatmak pek uygun olmaz. kıpss.
edit: başka bir vakit, isa'nın mezarını suladığım rüyamıda sizlerle paylaşacağım.