yerden iki metre yüksek bir yere çıkıp ordan atlayarak intihar etmeye çalışan bir ergen gördüm geçenlerde. neyse ki rüyanın devamı gerçekçiydi. tabii ki yalnızca ayağını kırdı.
bir keresinde de sim kartımı bir kelebeğe taktığımı gördüm. kelebeği kulağıma tutup konuşuyordum. daha güzel saçmalayamazdım herhalde.
gerçekte yaşanmış hissi veren, genelde tanıdıklarımı gördüğüm ve rüyadan 1 hafta geçtikten sonra rüyanın içindeki kişiyle ilgili bi olay gerçekleştiğini duydugum rüya tipidir.
survivor türkmenistan yarışmasına katıldığını görmek,aynı gece 2.olarak da mustafa ceceli'yle şarkı sözü yazmaya çalışıyordum,sabah nasıl uyandığımı tahmin edin artık.
* peşimde bir dolu zombi vardı. telaşla kaçıyordum falan sonra bir eve girdim. baktım t-bag bir kaç çocukla oynuyor. sübyancı bir karekter olduğundan korktum o anki kafayla benimle birlikte olursa çocukları kurtarırım diye düşündüm*. sevişmiyor sikişiyoruz adeta. sonra duvar kanla kaplanıyor. içinden garez'deki hatunumsu bir şey çıkıyor. sonra şarkı söylüyor. hem de demet akalı'ndan bir şarkı. yine lanet olasıca üst komşumuz açmış siktiriboktan şarkıları neyse uyanıyorum tabi.
arkadaşımın gördüğü rüyadır.
rüyasında salona geldiğinde, yerde serili olan halıda ters duran iki adet kirpi vardır. kirpilerin dikenleri halıya batmıştır ve kurtulamamaktadırlar. arkadaşım onlara anlamsız biçimde bakarken, kirpilerden biri "bunların hepsi senin yüzünden amk" diye söylenmeye başlar. arkadaşım uyanır ve o günü "acaba bilinçaltıma neler attım lan?" diye düşünerek geçirir.
güya şizofrenmişim. adamın birinin beni takip ettiğini zannediyorum, sonra arkamı bir dönüyorum ne göreyim, ronaldo! (cristiano değil daha eski olan ronaldo). elimdeki alet çantasından tavayı çıkarıp keline keline vuruyorum 'beni neden takip ediyorsun lan' diyerek...
sonra bu bana fransızca birşeyler diyor, meğer ben de fransızca biliyormuşum. bi şekilde aslında onun beni takip etmediğine ikna oluyorum. sonrasını tam hatırlamıyorum pek ama ronaldo bi yerde nöbet tutarken dikembe mutombo ile beraber bişeyler sikiyorduk inşaat gibi bir yerde sanki.
neredeyse bütün rüyalardır zira rüyaların mantıklısına rastlamak zor. örnek vermek gerekirse 5 yaşlarındayken rüyalarımda sürekli uçurumlardan atlardım heybetli canavarlardan kaçacak yer kalmayınca. bu rüyalara artık o kadar çok alşımıştım ki canavar görünce uçurum arar oraya doğru koşar kendimi aşağı bırakır ve uyanırdım.*
mahalle de bir adam ölmüş, mahallenin ortasın da oturmuş beklerken adam gelip ulan oğlum ben öldüm öldüm desede duyulmaz, maç yapmak istenir hemen iki takım hazır olur. ama o adam yok, siz onu çağırırken bir ses demin burdaydı der ilerden, o sesi takip etmek gelir içten içe, maçı bırakılır ve ordaki sizi bekleyen bir gözü timsahtan diğeri karınca gibi bir şeye binilir, binip hızla koşturursunuz ama yolar gider etraf aynıdır. dolu dizgin bir halde bir o yana bir bu yana giderken, kamerunlu futbolcuların antremanın da o adamı görmüş gibi olunur ama evinizde ki halının bir anda üstüne binmiş uçtuğunu görülür, bunu üzerine yetişmek için mahalle ye dönüp bakkalınızdan aldığınız mehmet abi yemeye başlanır. o sıra da mahalleye doğru yola koyulurken adam dönüldüğünde top oynarken görülür, koşarak yanına gidilirse de yine okulun bahçesinde oynamaya başlar. en sonun da da televizyon izlerken balkondan birlikte uçar gidersiniz.
hd kalitesinde saçma bir rüya gördüm dün gece, anlatayım.
mekan sanırım kışyarı veya orta dünya da bir yer. kasvetli, karanlık, ürpertici bir yer yani. ben, ned stark, gandalf ve erkin koray bir masanın etrafında oturmuş içiyoruz. ortada kocaman bir tepsi et var. domuz etimi kuzu etimi bilmiyorum ama inceden tırtıklıyorum. ben hariç herkes gümüş kadehlerde şarap içiyor, bende üzerinde efe yazan ince bir cam bardakla rakı içiyorum. ned stark ''nedir o içtiğiniz'' diyor. ''yedi diyarın en sert içkisidir, lordlara yakışır bir içkidir denemek istermisiniz'' diyorum. ''yok ben karıştırmayım, belki sonra'' diyor. oğlu bran' la ilgili birlaç şey anlatıyor kahkaha atıyoruz. sonra gandalf asasını yere vurup ''saçmalamanız bittiyse diyar hakkında konuşmaya devam etmeliyiz'' diye bağrıyor bize, saçının sakalının beyazına hürmeten ses çıkarmıyoruz. erkin koray elinde gümüş bir flütle öyle uzaklara bakar şekilde oturuyor sadece, ağzından tek kelime birşey çıkmıyor. belki de ortak dil bilmiyor diyorum kendi kendime.. ve alarm çalıyor, uyanıyorum..
gel sana dünkü rüyamı anlatayım sözlük, sen karar ver ruh halimin nice olduğuna.
üst üste yüzlerce kaya var ve ben ve en yakın arkadaşım bu kayalara tırmanıyoruz. derken arkadaşım bir anda yanımdan kayboluveriyor, onca metre yüksekte nasıl oluyorsa bizim eve gidiyor ve onu da bizim evin penceresnden seyredebiliyorum.
her neyse, inmeye karar veriyorum aşağı. ama o da ne, inmem için tutmam gereken demir kopuyor ve ben kayanın üstünde karınüstü kalakalıyorum, düşerim diye hareket de edemiyorum. kayanın üzerinde "641" yazıyor. lan diyorum, 641. basamaktan atlasam kesin ölürüm.
"allah'ım yardım et" falan derken, bir ses duyuluyor yukardan: "önce demirleri erittik, bir gün tüm kayaları eriteceğiz." diye.
haşa ayet gibi, korkuyorum, feci tırsıyorum. neyse arkadaşa sesleniyorum gelsin beni alsın diye, sorunsa arkadaşıma hitap biçimim:
"ensiferum! lan ensiferuum!" bir yandan da düşünüyorum son harfi m miydi n miydi diye.
ensiferum ne diye sorarsanız, ensiferum bir adet wiking metal grubu. ama rüyamda arkadaşımın ismi oluveriyor işte.
328 gün sonra gelen edit: nasıl bi rüyaymış lan bu okuyunca titredim. 641 sayısının bi gizemi falan mı var acaba?
bir mağazada katliam yapıyordum, etraf kan gölüne dönmüştü. kardeşim beni engellemeye çalışınca aldım onu eve götürdüm, elini ayağını bağlayıp bir koliye koydum. sonra o mağazaya tekrar gidip alışveriş yaptım.
Dünyayı zombiler basar, ben,2 arkadaşım ve kız arkadaşım kendi evimizde mahsur kalmıştık. Marketten stokladığımız yiyecekler tükenmek üzereydi, artık kaçmamız lazımdı ve ben kız arkadaşımla önce senin aileni mi kurtaralım yoksa benim aileyimi kurtaralım diye tartışırken birde ne olsun. Uyandım.
heykel'de durup kart dağıtan amcadır büsbütün rüyam. arada bir girer rüyalarıma, yine aynı tavırla durur, ben de ona bakarım. sonra uyanırım. saçma sapan.
az önce rüyamda abimin evde ak-47 yi göz önünde olmayan bir yere saklaması konusunda tartışıyorduk. Yiğenlerim bulur mazallah diyordum. Tartışma silah bir kaç defa ateşlendi. Şükür ki kimseye birşey olmadı. allam yareppim.
mütemadiyen gördüğüm ve bünyeyi uzun süre kafa karışıklığına sevk eden rüyalardır.
geçen rüyamda yine rusyadayım. sevgilimle buluşuyorum. pastaneye gidiyoruz. üşümüş ellerini ısıtıyorum. ikimizde türkçe konuşup anlaşıyoz ama o dil rusçaymış meğer. neyse sonra annesiyle tanıştırıyor beni. hemen ısınmış bana. güzel bir malikhanede yaşıyorlar. deli gibi seviyor kızları beni. evlenip türkiyeye yerleşecekmişiz falan. çocuklarımız olcakmış. arada rusyaya ziyarete gidecekmişiz.
sonra uyandım işte. yalnız olduğumu ve böyle şeylerin olmadığını hatırladım. içimi parçaladı.