Telefonla konuşurken konuşma bittikten sonra sıra kapatmaya geldiğinde karşıdakinden önce benim kapatma gibi bir huyum var çünkü o dıt dıtı duymak hiç hoşuma gitmiyor.
tripkolik gözlerinin yeşilini özledim
ayna gelincik, ölünce sevemezsem seni tarzı eskiden çok severek dinlediğim şarkıları
kıraç tüm şarkıları.
bunlar benim bir dönemim de en çok dinlediğim ve sevdiğim sanatçılar/şarkılardı.
o dönemin sonunda çok kötü bir olay oldu.
ben bu şarkıları dinlediğim zaman tekrar aynı şeyler olacak diye korkuyorum.
bir kaç defa tripkolik duydum çevremde, kendimi kaptırıp duygusallaşıyorum zaten o günleri getiriyor aklıma.
haftası çıkmadan kötü bir kaç şey yaşıyorum aynı olaylarla alakalı.
bu sebeple tripkolik duyduğum kapattırıyorum, çıkıyorum ordan.
yoksa çok kötü şeyler yaşayacağımı düşünüyorum.
aynı şekilde o kötü günlere giden süreçte aklımda kalan sahneler var, onlar beni çok korkutup kötü yaptırıyor.
annemin tüpün başında patates ve hazır döner kızartması gibi, 19 kiloluk suyu bakkaldan eve getirmek gibi, kar yağdığı zaman elektriklerin gitmesi gibi.
bunlar olunca korkuyorum. korkmak başka sinirlenip çevremdekilere zehir ediyorum günü. özellikle anneme.
çok daha fazlaydı aslında böyle takıntılı olduğum şeyler.
üzerinden zaman geçince çok azaldı ama bunlar geçmiyor.
Hani elbise arkasında etiket olurya tam boyun tarafında onları görmemle midem bulanıyor küçükken yakmaya çalışırdım sırf bu yüzden elbise alışverişine çok çıkmam bir giysiyi yıllarca giyerim alınacagı zamanda denemem önce alır sonra etiketi kestirir sonra giyerim.
Eskiden ekmegin arkasında fırınların kağıtları olurdu bu yüzden yıllarca ekmek yemedim.
Hani elbise arkasında etiket olurya tam boyun tarafında onları görmemle midem bulanıyor küçükken yakmaya çalışırdım sırf bu yüzden elbise alışverişine çok çıkmam bir giysiyi yıllarca giyerim alınacagı zamanda denemem önce alır sonra etiketi kestirir sonra giyerim.
Eskiden ekmegin arkasında fırınların kağıtları olurdu bu yüzden yıllarca ekmek yemedim.
