"erkek milletine daha kalender görüneyim ama işi de daha ucuza denk getireyim" düşüncesinden yola çıkılarak yapılan atraksiyon. ha sonra kırıklarını aldırırsın saçlarının, çıkarıp atarsın felan.. ne bileyim hoş değil işte.
ilk defa bugun böyle bir eyleme şahit oldum. dondum kaldım, hareket edemedim, bir arkadaş diğer arkadaşın kafasını ütü masasına resmen dayadı ardından cazurt cuzurt saçlarını ütüledi. neymiş, daha güzelmiş böyle. kafa dersi soyulacak yara olacak haberi yok. ne biliyim yeni yeni şeyler öğreniyorum çim biçme makinası ile ağda yapan falanda vardır görürüm ben, kesin vardır.
saç düzleştiricisi diye bir şey yokken, senelerce yaptığım eylem.
hayır hiç yanmadım, hayır saçlarım dökülmedi tiftiklenmedi vs.
zaten mantık olarak düzleştiriciyle aynı şey. ama yok sen iyon etkisine falan inanıyorsan, o da senin sorunun yahu.
bir türlü anlayamadığım eylemdir. zaten bir sürü insanın sürekli olarak saçlarını düzleştirmesini de anlayamamaktayım. neden biraz doğal olmuyorsun ki? bir kıza sordum "üç yıldır hiç saçlarımı kendi şekline bırakmadım hep düzleştirdim." dedi. neden? çocukken de çevremde saçlarına ütü yapanları anlayamadım. bir tanıdığım "ben saçlarımı ütülemeden, makyaj yapmadan bakkala bile gitmem" demişti. işin garibi, çok yakıştığını düşündüğü için 3 sene önce kapandı. çok yakıştığı için? moda oldu sanki kapanmak? hayırlısı. **
saç düzleştirici almadan önce yapılan bir eylemdir. ıslak saça uygulanmamalıdır. saçlar biraz kurutulduktan sonra, parça parça saçlar ütü masasına koyulur, kısık derecede saçlar ütülenir, yanma söz konusu pek olmaz, ayrıca saç düzleştirici aldıktan sonra, saçlarını ütüyle düzleştiren kızı eleştir bu eylemi yapanlar.
ilk kim yaptı cidden merak ettiğim olaydır. lise çağları öyle herkes de düzleştirici falan yok tabi gecenin bi vakti çalışma masasını ütü masası şeklinde kullanmak suretiyle yurt odasında çeşitli şekillere girerek gerçekleştirdiğimiz eylemdir ömrümü yemiştir resmen.