jöle ve dolayısıyla barındırdığı kimyasallarla uzun bir vakit geçirmek ve saçların dökülmesine zemin hazırlamaktır. yanlış olduğu bilinir ancak karşı konulamayan bir şey de vardır;
(bkz: üşengeçlik)
sabah kalktıktan sonra aynaya baktığında kendini kötü hissetmen için ve o gününe kötü başlaman için süper bi sebep. o gün sular kesikse intihar bile edilebilir.
gece diskodaysanız sabaha kadar eğlendiyseniz kafa 1 milyon olmuş eve döndüyseniz
yanınızda sevgilinizde varsa uyumadan 1 kerede seviştiyseniz yapabilceğiniz tekşey
yatakta yığılıp kalmak çünkü o haldeyken kimse "aaaaa şaçlarım jöleli gideyimde banyo yapıyım" demez eğer böyle bir durum varsa kabul edilebilir.
+anne ben banyo yapacağım.
-tamam bekle şofbeni açayım.
şofben açılır ve bici bici yapılır. saçlar uzundur hafiften. kıvır kıvır saçlar. ama okulda bonustur adın. bazen ileri giden çok seksi tarih öğretmenimden koyun tüyü gibi saçların var. ay yumuşacık deyü bi yerme ve sevme arası sözler duymaktayım. açıkçası kestirmek istiyorum saçlarımı ama ''kestirdiğime pişman oldum'' şarkısınıda sevmiyorum be hacıt.
iyisi mi jöle süreyim.
o akşam amcamlar gelecekti ziyarete. ne zik varsa bizim evde anlamış değilim. niye geliyorsunuz oğlum bizim eve. gelecekler netlerimi soracakalr ve uyuz uyuz bi ton laf edeceklerdi.
hayret annem misafirin geleceği günlerde banyo yapmayı yasaklardı. her taraf ıslanıyormuş. ıslansın bu banyo değil mi?
ve banyoyu geçelim yemeklere ve büyük salonada girmek yasaktı. eğer büyük salona girersek ortadaki masaya kesinlikle yaklaşmayacaktık. balkona gitmek için ordan geçmek zorundayız ama?
banyo bitti amcalarımı karşılamak için o gün ilk defa yarın kullanacağım olan jöleyi bi gün önceden sürem lan dedim.
sürdüm adeta biri kafama sıçmış ve ben onu beynime sanki krem yedirircesine sürdüm. iyiden iyice sürdüm. sıçmış dediğim kuruduktan sonra olan o saçın sertleşmesi ile derimin gerildiğini ve saçlarımın başımı o gerilmeden ağrıtması idi. öyle yerde kıvranacak bi ağrı değil ama ağrı genede...
zil çalar amcam ve yengem gelmiştir.
+yav abim bu mahallenin yokuşu nedir böyle ya.
-ne oldu abi?
+az daha müslüman edecekti beni yav. inerken bismillah dedim be abim.
-haha napalım abi... cidden çok dik bir bayır.
göz göze geldik amcam ile...
+oğlum ne oldu sana?
-ne oldu amca.
+ne olmuşumu var len. bende diyorum kapıdaki ot ne iş. abim inek mi aldınız eve.
-inek?
+bu çocuğun saçları ne peki ya?
-hee yapmış işte abi napalım.
+gitsin yıkasın saçlarını bak abisi de onun gibi yaptı. ne oldu? gule(yengem) sen anlat. ben bi su içeyim.
canım yengem söze girdi hemen.
++ya yengesi kurban sana o pisliği sürme kafana bak. çok saçın dökülür.
-gençlik işte yengesi. (lan oğlum git şu kafanı bi yıkada sussun bunlar. hehe tamam baba)
amcam içeri gitti...
+hey hey... nerde o tofan gelsinde sevelim onu yav. bizim evdeki eşşek kadar oldu.
-saçlarını yıkamaya gitti.
gittim açtım musluğu ama su yok idi. dönüp babaya söyledim ama zikinde olmadı. onlar gene bişiler konuşuodu. annem ile yengemde konuşuyordu bi konu. iyisi mi biraz tv izleyeyim dedim.
televizyon izlenirken annem yatağıma götürmüş uyumuşum. sabah kalktığımda saçlarım bi farklı idi. o sabah aynada tanımadım kendimi!
kahvaltıya oturduğum zaman amcam gene giydirmeye başladı.
+oğlum akşam kimle boğuştun?
-kimse ile amca.
+bu saç ne peki? it oynamış yoncaya dönmüş. rüyalandın mı lan?
-yok amca ya.
+hıhı saça bak... sanki bi tavuk bu çocuğun kafasında yuva yapmış.
-hehehe.
+bak bi de gülüyor pezevenk.*
-gaarrrkkk.
-sıçamaya bize gel tamam mı? burda geğirdin bizde de sıç tamam mı?
+her zaman amcam benim!*