belirli bir seviyeden sonra sorun olan kabaran taranmayan asla şekil almayan bir şekle gelmesi sebebiyle tamamen sabır ve bir süre ortalarda görünmeme halini ortaya çıkaran durum.
dalgalı saça sahip olanlar için zordur, epey zordur. ilk zamanlarda bolca kırılma, dökülme ve sık yağlanma sinir bozucudur. ilk haz 5-6 ay sonra alınır. ama baştan sona çok zevkli bir eylemdir, zararsızdır.
çileli iştir güzel kardeşim. hele ki sırf şampuanla olacak iş değildir. bakım ister. bephantene ve bemiks ampül ister. badem yağı ister, sinemaki otu ister. ah neler neler ister. ama haftada 1 cm saç uzatır o ayrı. güzeldir. (bkz: tecrübe konuştu)
insanın ömrünü kısaltan eylem. her sabah kalkıldığında saçınız darmadağan olur, sabah sabah iyice yıkamanız ve kurutmanız gerekir, artık uzasa da kendimize gelsek dersiniz. ama bu işe başlanılmışsa pes edilmemelidir.
kızlar için, eğer saç kökleriniz dayanıklı ise ara sıra uçlarından aldırmak kaydı ile uzatılabilir. erkekler içinse, yakışıyorsa uzatın kardeşim o saçı.
erkek cinsini karizmatik yapan görüntüdür. ilk başlarda canınız sıkılır,bonus kart misali ortalıkta gezinirsiniz herkes ''kes lan şunu dal yarak'' derler ki haklıdırlar. fakat tamamen uzadığında şekil aldığında tekrar ''kes lan şunu pornocu'' derlerse haksızdırlar kıskanıyorlar aldırmayın uzatın ama fazla abartmayın.
edit:benimde saçın uzun apla.
Bakım ister, sabır ister, ilgi ister, sorumluluk ister. çocuk yap daha iyi. ama eli yüzü düzgün erkeğe hele birde kalın telli dalgalıysa, hafifte kumralsa (for example me eheh) süper olur. Zordur ama neticesi iyidir iyi.
liseyi bitiren erkek bireylerin yapacaklar listesindeki ilk 3 te olan eylemdir. zira biraz uzatılıp kestirilir bakımı zordur. yakısanın yapması gereken eylemdir. kepçe kulaklılara tavsiye edilir.
genelde 18-20 yaş arası uygulanılan, sonra kısa saça dönülmesi ile sonlanan dönemdirr. conanmıyız amk barbarmıyız? öyleyiz barbarız aslında ama biyerden sonra olmuyor.
aslında doğru şeyleri yapınca çokta zor olmayan eylem.
birçok kere deneyip başarısız olmuş ve sonunda başarmış* biri olarak yegane tavsiyelerim.
1-saç uzatmaya sakın ilkbahar ve yazın başlamayın en iyisi sonbahar veya kışın başlayın ki saç uzatmanın en zor evreleri olan 3-4. aylar yaz sıcaklarına gelmesin yoksa benim gibi cinnet getirip elinize makası alıp saçlarınızı kesebilirsiniz.*
2-saçlarınızın kısa modundan çıkıp uzun moda girmeye başladığı zaman eğer dalgalı ve sık saçlarınız varsa ve çok kabarıyorsa biraz ara makas attırın. ama sonraki aylarda bunu yapmayın bu önlem sadece zor olan geçiş evresini atlatmak için.
3-saçlarınızı yıkadıktan sonra düzgün şekilde kurutun (ben genelde havlu ile nemini aldıktan sonra 15-20 dakika şapka takarım ) çünkü saçı nasıl kurutursanız o şekilde kalır ve asla ıslak saçla uyumayın sabah dome kilisesinin papazı olarak uyanabilirsiniz ki bu durumdan kurtulmanın yolu saçları bir daha yıkamaktır.
bütün bunları yapıpta sabrederseniz belki şirinleri göremezsiniz ama güzel saçlara sahip olabilirsiniz.
bakımı, taraması, yıkaması, tokası, cırcırı, ıvırı zıvırı zor bir zanaattır. her baba yiğidin harcı değildir. hele bide benim gibi 1 metreye yakın saçları varsa.
saçınız uzayınca kıvır kıvır oluyorsa* burada durun bakalım,buyurun anlatacaklarım var;
evet,ben biraz 'madem üniversiteliyiz saçları uzatabiliriz' düşüncesi,biraz da çocuk yaştan beri içimde varolan istekle saç uzatmaya girişen biriyim.üniversite sınavı bitti ve 8 aylık süreç başladı.saç uzuyor,ellemiyorum,uzadıkça yukarı gidiyor yalnız.sebatla bekliyorum,'lan o kadar uzatıyoruz bari bi ibrahim toraman modeli olsun' diyorum,en sonunda bu saçtan bir halt olmayacağını anladım.bunu ne zaman anladım? bir playstation partisi esnasında çekilmiş fotoğraflarımda gözüme batan o kıvır kıvır saçları görünce.
yine de bir iki ay daha uzattım ama iş sarpa sarmaya başladı.'sempatik kıvırcık' hiç bana göre bir sıfat değildi.ben ki haşin bakışların adamı,'bonus' lafını duyar olmuştum.
kızların hoşlandıklarını belirtmesi iyiydi hoştu belki ama 'sempatik kıvırcık'...bu ben değildim.en sonunda saç kabardıkça kabardı,kış aylarında ensemi terletecek kadar kullanışlıydı o ayrı,fakat yol ayrımına gelmiştim.saçı ya düzleştirecektim,ya da kestirecektim.düzleştirmek iyiydi hoştu ama ayarı yoktu,pırasa denilen o dümdüz şekilde bir saç da hoş olmayacaktı hani,en sonunda kararı verdim ve pasaport işlemleri için emniyet'e gidilecek bir günün sabahında oturdum berber koltuğuna.
kesildi,kesildi,kesildi...yeni görünümüme alışmaya çalıştım,aslında yıllardır aşina olduğum görünümümdü bu.akabinde antalya'ya gittim ufak bir tatil için,otelin muhteşem spor salonundaki aynalarda süzdüm birkaç kez kendimi,kısa saç daha da güzel gelmeye başlamıştı,haşin bakışlar,az buçuk kas,ciddi bir kişilik,arada sırada takım elbise giyme ihtimali...bunların hepsi kısa saçla kifayet kazanmıştı gözümde.
o günden sonra 2 kez daha berbere gittim,3 aydan beri berbere uğramamış olsam da bu hafta gideceğim.yok azizim,kıvırcık saçla olmuyor bu meret.
