şahsım adıma yorumlayacak olursam, altı yıl özenle uzatıp baktığın güzelim dalga dalga saçlarını ani bir kararla berbere gidip dal abi diyerek tarihe gömmektir. çok fena acıtır.
saçlar uzatılıyordur 2 ay sonra ilk kez saç kestirilmeye gidilir adama denir ki ''- ustam bak uzatıyorum aman diyim kısaltma sadece kırıkları al'' adam da cevaplar ''tamamdır merak etme''..
sonuç: herif saçın tabiri caizse amuğa koymuştur saç iki ay öncekinden daha kısa hale getirilmiştir. ağlayan gözlerle btap bir şekilde evin yolu tutulur..
uzun saçlı bir erkek için çok zor bir hadisedir. sünnet kıvamında olması bir yana yaklaşık bir hafta boyunca çevrendekilere kendini tanıtma gereği duydurur. herşeyden önce kendini kendine tanıtman lazımdır. bambaşkasındır.
saç kestirmek 3 evreden olu$ur; saç kestirmeye karar vermek, berbere gitmek, saçı kestirip eve gelmek. inceleyecek olursak;
1) karar vermek: en zor aşamadır. üşenirsiniz gitmeye, saçlarınızın karışık olması hoşunuza gider, acırsınız verilen paraya ve gitmek istemezsiniz. ama gitmez zorundasınızdır. arkadaşların, ailenin, sevgilinin baskısı altında kalırsınız ve istemeyerek gidersiniz.. mecbursunuzdur.
2) berbere gitmek: acı verir. onca yolu yürür, gidersiniz. içerisi kalabalıktır, beklersiniz. gazeteyi açarsınız okursunuz, biraz daha beklersiniz. ve evet oturursunuz, saçınız kesilmeye başla.. durun atladık, saçınız kesilmeden önce sorar size ' nası keselim.' ' fazlalıkları al, arkalar az kalsın.' dersiniz. bu cümleyi bütün yol düşünmüşsünüzdür.. nerde kalmıştık saçlarınız kesilirken aynada kendinize bakarsınız. berber kafanızı bi o yana, bi bu yana yatırır. evet bitti saçınız kesildi. kalkarsınız ' borcum ne kadar ' dersiniz. ' 15 lira ver yeter ' der, parayı verirsiniz ve içinizden ' oha be 15 olurmu ya ' dersiniz. üstünüzü giyer ve çıkarsınız..
3)saçı kestirip eve gelmek: yeni saçınızla dışarda dolanırken, her yerinizde kıl var gibi hissedersiniz. kafanızda bi üşüme oluşur. hızlı adımlarla gidersiniz evinize. eve gelir girersiniz içeri. evdekiler hızlıca bi saçınıza bakarlar. gider yıkanırsınız. artık yeni saçınıza alışmıssınızdır, sizin saçınız, yeni saçınız..
tam da herkesin beğenmeye, "uzun saç sana yakışıomuş aslında len" tarzında lafların gelmeye başladığı anda onca aydır uğraşıp uzattığınız, aile-arkadaş-idare işbirliğine karşı verdiğiniz onca mücadeleye, "papaz gibi olmuşsun, bu ne hal len, oğlum bi saçını kestir adama benze" tarzında laflara dayanıp, en sonunda hocanın onca uyarısını umursamayıp, okula alınmadıktan sonra berbere gidip "az kısalt abi" demene rağmen, 10 dakikada ayların emeğini siktirip eden bi tıraş olmaktır tıraş olmak. saçlar ıslandığında daha uzun göründüğünden berberde uzunluğunu anlamadığınız,eve gidip bi duş alıp çıkıp, saçları kuruladıktan sonra aynadaki surata baktığında kendinden nefret etmektir. halk içine nasıl çıkarım şimdi detirten eylemdir. allah belasını versindir. berberlik kalksın denmelidir. ayrıca az önce yaptığım eylemdir. ağlamak üzereyimdir.*
malledeki berber amcaya gidiğinde subay traşıla , iyi bi berbere kuaförmü o işte gidilğinde ise 2.lig futbolçusu şeklinde dolaşılmasını mecbur brakır. bi türlü normal bi şekil verilemez saça.
içmekten, dağıtmaktan, gardrop değiştirmekten (yenilemek) kolay olan depresyon savurgaçı. Hele depresyon mode ağır bir şekilde on ise, kırpık bir model iyi seçimdir. Bırakın saçlarınız uçup gitsin. Size birşey olmasın!*
2004'teki patronumun psikolojik şiddetine maruz kaldığımdan beri(#1725840), çok da keyifle yapmadığım aktivitedir. Çünkü saç kestirme, değişiklik yapmak isteği olan kişinin başvuracağı bir alternatiftir. istemeden olduğu zaman veya değişiklik istenmediği zaman, sadece olağan ve sıkıcı bir faaliyet olacaktır.
(bkz: askerde saç kestirmek)
(bkz: uzun saçı zorla kestirmek)
aynada son kez saçlara bakılır. son fotoğraflar çekilir hatta. berbere yürürken darağacına yürüyen mahkum psikolojisinde olursunuz. makinenin ilk vuruşuyla saçların bir kısmı düşer. hala çok geç değil deyip bir harekette bulunmak istersiniz. ikinci makine darbesinden sonra kafanın yarısı tabiri caizse yarak başı gibi olduğu an bütün umutlar söner. traş bittikten sonra yerde toplanmış saç parçalarına bakarsınız. hele dalgalı veya kıvırcık saçlı iseniz bir parça alsam mı hatıra için ya da hepsini alıp evde yastık mı doldurtsam diye düşünürsünüz bir an. önem verdiğiniz bir şeydir sonuçta. kestirme nedeni de bir o kadar önemlidir. yaz sıcağı, bakım sorunları, askerlik vb. ilk duşta her zaman aldığınız kadar şampuan alırsınız elinize ve sürersiniz, fazla gelir o şampuan kısa saçınıza, hemen köpürür ve saniyesinde durulanır. ilerleyen günlerde evin çeşitli yerlerinde özellikle yastık altlarında bulunan eski saçlarınız biraz canınızı sıkar. daha sonra arkadaşlarınız görmeye başlar kimisi beğenir, kimisi beğenmez, gereksiz bir psikolojiye girebilir insan. kökü bende değil mi gene uzatırım düşüncesiyle bünye avutulur. *
saç uçlarının kırıklarını sadece kestirmek için kuaföre gidilir. kesim yapan vatandaşa defalarca çok az kes denir fakat kendi bildiği gibi kestiğini fark edince birdaha saç kestirmemeye kendi kendinize söz verirsiniz. *
yeni model ya da eger sadece uclarindan alinmis ve modeli degistirilmemisse yeni uzunluk ne olursa olsun, ne kadar guzel olursa olsun asla tatmin etmeyecek, insani bunalima sokacak eylem. kesen de pisman olur kestiren de.. ama sadece uc gun surer, sonra da iyi ki kestirmisim, ne guzel oldu diye dusunulur, tabi icten ice. disa karsi somurtkanlik her daim hukum surer tum hemcinslerimde.
