sürekli eşit ağırlık ve sözel bölümüne giden öğrencilerden daha zeki olduklarını kanıtlamaya çalışırlar ve bölümlerinin zor olduğunu söyleyip kafa şişirirler.*
kendilerini einstein'ın torunları zannederler ya, öldürürler insanı.
onlara göre sayısalcılık dahilik anlamına geliyor.
sayısal bir bölümden tm veya sözel bölüme geçenler n'oluyor, dahilikten feragat mı ediyorlar acaba?
halbuki bu bir tercih meselesidir ve dahilik de tercih edilmez.
eşit ağrılık dil ya da sözel gibi bölümlerdeki öğrencilerin 'offf çok zorlanıyoruz yeaa' demesine katıla katıla gülen öğrencilerdir. sonuna kadar da haklılardır.
üniversitede okunan bölümün sözel veya sayısal olması birlikte zorken lisede durum tam tersidir. sayısalcılar sözelcilerin aldıkları derslerin çoğunu alırlar ve genelde başarılı olurlar. hatta hiç çalışmadan ygs de sosyal ve türkçeyi büyük ölçüde doğru yaparlar. ama biri çıkıp sayısalcıyım diye einstein mode on dolaşıyorsa o da o kişinin egosunun problemli olduğunu gösterir.
gerçekten diğer bölümlere göre daha çok çalışmak zorundadırlar. kimyanın organik kimya dışında zor olan konusu yok. fizik her zaman zordur çalışmazsan soru çözmezsen yapamazsın. biyoloji ezber ve sürekli tekrar gerektiriyor.
ama inanın bana bunlarla alınan keyfi edebiyatla alamazsınız. yani eşit ağırlığın konuları cidden çok sıkıcıdır.
her ikisinin de ortak sorunu matematiktir. sayısalcı sürekli matematikle uğraştığı için o kadar sıkıntı yaşamaz ama eşit ağırlıkçıya yeni bir dil görüyormuş gibi gelir.