Lise döneminin sancılı sürecindeki en önemli kararlardan biridir.
Tavsiyem şudur:
Problemi çözdünüz diyelim ve çocuğun yaşı, babasının yaşından 8 yaş büyük sonucuna ulaştınız, hiç düşünmeden sözelci olun.
Ben öyle yapmıştım! Ehehehhee.
içten içe tarafını bildiğin bir ayrimdir aslında. hissedersin yani, yapabileceğini hissediyorsan yapabilirsin. o kadar da idealist ve realist bir seçimmis gibi gelip dara düşmeyin.
lise birde sayısal derslerim yerlerdeydi, sözel derslerim tavanda. yapamamis gibi görünsem de sayısal derslere çalışırken daha mutluydum.
unutamadığım bir anidır. yıl sonunda öğretmenler odasında fizikcimiz sınıf arkadaşımın velisiyle konusuyordu, sizin çocuk sayısal seçmeli çok başarılı benim dersimden bile yetmış alabildi falanlar filanlar... ben de dinliyorum, benim velim yok, gariban takılıyorum işte odada. ben de akıl danisicam çok heycanliyim. birden atıldım ben de sayısal secicem hocam. hocalar şok. edebiyat hocam en azından eşit ağırlık sec terlik diyor, sayisalda çok zorlanırsın. fizikçi haha sen mi sayısal seçeceksin diye kahkaha atıyor, senin fiziğin kaç düştü haha...
nitekim sayısal seçtim. ikinci sınıfta fizikciye soru soruyorum takmıyor. sınavlar oldu tak tak yüzlük kağıtlar. bir de demez mi ben eğitim hatayim boyunca kimseden böyle kagit almadım, yüz hakediyorsun ama veremem doksan sekiz. diğer sayısal derslerde öyle.
nihayetinde ilçe birincisi olarak mezun oldum ve o fizikçi bana bir şiir kitabı hediye edip özür diledi.