yoğun bir koşuşturmanın içinde surat asmışken, mutsuz hissettiğim bir anda tekrar dönüşüyle yüzümü gülümseten yazar... hoşgeldin tekrar sefalar getirdin... ne iyi ettin de geri geldin...
fenerbahçeli fanatiklere sinir olduğum kadar galatasaraylı fanatiklere de sinir olduğumu bilmesi gereken değerli, olgun, ağabey yazar. aynı şekilde takdir ettiğim, gerçek bir futbolseverdir.
"ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti... iyi insanlar atlara binip gitti." ve şu an gördüğümde kendini sildirdiğini; şok eden, hüzünlere boğan yazardır... adam gibi adam, güzel insan habersizce çekip gitmiş... gidişiyle üzen yazardır.
"gitmek" fiilini elim bulmamdan bağımsız şahsımı üzmüş olan dost insanı.
gitmek hiç bir zaman çözüm olmadı saylon'um ve hiç bir derde... ben çocukluğumdan beri çok kişiden gittim. zaman zaman kendimden dahi kaçarak hem de. neyi çözdü? dersen bakıyorum da hiç bir şeyi... biliyor musun kardeşim ben gidince hafızam benimle gelmez sanrısındaydım çocukken. sonra büyüdüm ve öyle olmadığını öğrenmem çok uzun sürmedi. kafa, düşünce kaldıktan sonra adın/bedenin gitmiş olsa da bir şey değişmez. ve burada bıraktığın bir şeyler olduğu besbelli*... gel geri diyeceğim ama gelmezsen de en azından benim açımdan gitmiş olmadığını sağ omuzundaki, sağ elimin hatırlatacağından şüphen olmasın.
hala bu sene şampiyon olamayacaklarını düşünüyorum, o ayrı.*
editasyon: ha bir de ekleyeyim, yukarıdaki cümle işin şakası tabii, lakers-magic final serisini kim kazanır bilemem, ama cleveland ile karşılaşsaydı lakers, hala cleveland'ın 6 maçta lakers'ı yeneceğini iddia ederdim, haberi olsun. match-up denen bir olay var bu oyunda, cleveland orlando karşısında buna çözüm bulamadığı için elendi. ama lakers ile oynasalardı lakers aynı sorunları cleveland'a karşı yaşayacaktı. böyle de garip ve güzel bir oyun işte bu basketbol.
derin ve elem düşünceler bu adamdan uzak olsun yazarıdır. gülsün saylon, hararet ile futbol konuşalım, uzaklardaki dost/kardeş kişilerinden bahsedip kulak çınlatalım, dertleşelim... kendisi de bilir şu sözlükte sevmediğim çok şey vardır ama bu sözlüğü dahi sevilebilir kılanlardan bu adam şahsım için. severim, sevmeyenin niyetinden şüphe ederim...
edit: #5302726 kendisine tekrardan teşekkür ettiğim kardeş insanı.
takımı üzerinden saldırılan dost, kardeş... kendisini fenerbahçe'li diye hakir görenleri eshef ile kınıyorum*. takımı üzerinden yıpratılmaya çalışılmasının tek nedeni ise başka bir konuda sıfır kusurlu bulunması olsa gerektir*.
cok sohbet muhabbet edemediğim ama muhabbetlerimize ortak olup bizle beraber eğlendiği için ve güzel bir insan olduğu için teşekkür edeceğim yazar kişisi. kendisine bir dahaki zirvede daha çok önem vericeğimi belirtmek isterim. bugün necatiye kurban gitti.
iki kelam daha edebilmek uğruna yollarımı uzatacağım türden bir kardeş . aydınlık düşüncelerin dile gelmesi, tanımların tekrar gözden geçirilmesi... hani bir reklam repliği vardı; kızgın kumlardan serin sulara atlamak... bu değil belki ama çölde su diye inlerken patlayan bir sağanak... işte bu olabilir. öyle bir kardeş...
son oynanan king müsabakasının kupa almaz cezasında, 2 elde toplam 12 kupa * alarak fenerbahçe'nin bu seneki fortis türkiye kupası ümidini arttıran yazardır. *
tüm çabalara rağmen king'de yüzü gülmemi$ yazardır. halbuse ba$larda ne güzel bana geçiriveriyorlardı kız, oğlan, el almaz falan. tarafımdan yerle$tirilen rıfkı'dan sonra belini doğrultamamı$ yazardır ayrıca.
hacı kusura kalma dostluk ba$ka rıfkı ba$ka.****
geçenlerde gerçekleşen usbgl maçları için gittiğim halı sahada nasıl da hayasızca aldatıldığımın hikayesini sizlerle paylaşmak benim için her ne kadar zor olsa da; bu olayı görüp insanları tanımanızı sağlamak benim için bir onurdur... *
olay baş kahramanı yani baş hain (!) saylon muzaffer maçtan bir önceki gün adını vermek istemediğim melankolik (!) bir sözlük yazarıyla muhabbet ederken çeri domateslerini ne kadar sevdiğinden bahseder...
olayın geniş özeti nickaltımda yazmaktadır ancak ben size kısaca anlatayım...
saylon muzaffer sahaya (içerisinde benim de bulunacağım grup) çeri domatesi getireceğini adını vermek istemediğim ikinci haine söylerken, hain2 aniden atılır!
ve saylonun aklına girerek sahada bir domates canavarının olacağını ve çerileri getirdiği takdirde kendisine hiç kalmayacağını söyler... *
bunu duyan saylon tabiki de önlemini alır ve utanmadan tüm domatesleri sahaya gelirken yer! *
rapsodik kızımız bundan habersiz maç izlemekte, skor tutmakta ve yenilgiyi hazmetmeye çalışmaktadır.
dün gece bir ara nickaltıma bir bakayım derken aniden şok olunan ilgili entryi görür.
hemen baş haini aramaya koyulur ve üçüncü hain olan moonlight sonata ile irtibata geçer.
sonunda hainlerin buluştuğu ortak msnde konu masaya yatırılır, anlaşmaya varılmaya çalışılır...
yaklaşık 2 saat süren görüşmelerden sonra hainler çetesi rapsodik kızı kandırır ve zorunlu bir antlaşmaya tabii tutarlar.
rapsodik kız ispiyoncu haini öğrenmek pahasına antlaşmayı kabul eder.
tek maddelik domates antlaşması aşagıdaki gibidir:
rapsodik haftaya yapılacak usbgl maşına 6 adet çeri domatesi götürecek ve bu domatesler moonlight sonata ile saylon muzaffer arasında paylaştırılacaktır.
işte sayın uuserlar gördünüz ki bu devirde kimseye güven olmuyor.
üçer domatese arkadaşlarının hainliğini açıklayabiliyor ve küçücük bir kızın duygularıyla oynayarak çeri domateslerini alabiliyorlar.