saygı duyulması gereken acı

    2.
  1. herşeyin allah'tan geldiğine inananların her acsına saygı duyulur.
    Hz.Eyüp
    9 ...
  2. 4.
  3. insanların bencilliklerinin ne boyutlara ulaştığını gösteren, "benim acımın yanında seninki de neymiş!" gibi bir düşünceyle karşısındakinin acısına bırak saygı duymayı, ayaklar altına alıp çiğnediği acıdır.

    13 aralık 2006...

    her sabah olduğu gibi okuluna giden liseli genç o gün yaşanacaklardan, o günün öneminden, hayatında belki de hatırlamak istemeyeceği tek gün olacağından habersizdir. 2. derse giriş zili çalar ve genç sırasına oturur. telefonu çalmaya başlar ancak genç telefonu meşgule alır; "dersten önemli ne olabilirki bu hayatta!" diyerek. tenefüse 10 dk. kalmıştır ve telefon yine çalar. arayan annesidir. genç öğretmeninden izin ister, sınıftan çıkıp annesine cevap verebilmek için. öğretmeni sert çıkar önce ama genç durumu izah eder, izin alır ve dışarıya çıkıp telefona cevap verir. o yıllardır neşeyle "alo" diyen annesinin sesi soğuk ve titremektedir. genç duyacağının ne olduğunu düşünmek bile istemezken annesi cevap verir: "oğlum çabuk eve gel". gencin kaygıları yersiz çıkmıştır. derin bir "oh" çeker içinden.

    genç apar topar okulu terkeder ve evin yolunu tutar. aklında pek iyimser bir tablo vardır; dün gece hastaneye kaldırılan babası ameliyat olmuştur ve eve getirilmiştir. bundan daha kötü ne olabilirdi ki?.. genç evin önüne gelir. ankaranın o adamı devirecek türden çarpan soğuğu sanki sadece onunla boğuşmaktadır. merdivenleri çıkar ve apartmanın giriş kapısına asılmış olan yazıyı okur genç: "merhum .....'in cenaze töreni cuma günü saat 12:00 de kocatepe camisinde yapılacaktır ...!"

    genci çarpan ankaranın iliklere kadar işleyen soğuğumuydu yoksa kapıya asılmış olan kağıttaki ismin babası oluşu ve buna inanmamak için direnmesimiydi bilinmez. genç dairenin önüne gelir. sayısız ayakkabı vardır kapının önünde. zili çalar bir an önce gerçekle yüzleşmek isteyen genç. annesi açar kapıyı. genç kelimeleri toparlayamaz ve ağzından şu sözcükler dökülür: "anne?, kapı?, merhum?, babam?!". anne cevap verir: "oğul metanetli ol. babanı kaybettik!".

    "işte başından aşağıya kaynar sular dökülmesi buydu" der genç yıllar sonra o anları hatırlayıp anlattıkça gözlerinden süzülen her yaşta. ama daha acısıda vardı. ertesi gün matematik sınavı vardı gencin. arkadaşları cenaze törenine katılmak için öğretmenlerine: "hocam sınavı erteleyelim bugün cenaze törenine gideceğiz". öğretmen cevap verir: "banane! öldüyse öldü babası. hayatta hiçbirşey sizin geleceğinizden daha önemli değildir çocuklar!" (yurdumun değerli öğretmenlerini tenzih etmeliyim, bu sadece bir istisna, yanlış anlaşılmasını istemiyorum)

    insanların birbirlerine saygı göstermedikleri bir ülkede, acılara saygı göstermelerini beklemek bencillikmidir yoksa onların beceremediği insanlık gereğimidir bilinmez ama bir gerçek var ki o genç bu satırları yazan şahsın ta kendisidir ve 1 ay sonra o öğretmenin babası vefat etmiştir.
    5 ...
  4. 1.
  5. 11.
  6. evlat acısıdır. ne siyasete; ne eğlenceye, ne de şahsi çıkarlara alet edilmemelidir.
    3 ...
  7. 12.
  8. "insanın ruhunu yücelten bir acı ucuz bir mutluluktan evladır."

    (bkz: fyodor mihailovic dostoyevski)
    2 ...
  9. 15.
  10. 7.
  11. 13.
  12. 14.
  13. genellikle basite alınan aşk acısı,yaşandıktan sonra daha da çok anlaşılan bir saygıya sebeptir.
    1 ...
  14. 10.
© 2025 uludağ sözlük