insanı yiyen bitiren istektir. özellikle ortaokulda herkes sessizken, 2-3 piç arkadaşın kikirdemesiyle, ortam yıkılma potansiyeline girerdi. marş bitene kadar zar zor dayanılır, eğer yakınlarda bir yerde öğretmen yoksa kahkahanın dibine vurulurdu.
saygı duruşunun yapıldığı insanlara, uğruna marşlar yaptığımız, "kahraman" diye andığımız, bu gün biz gülebiliyorsak bunun yegane sebebi olan şehitlerimize yapılmış saygısızlığın daniskasıdır. bunu yapanlara acımaktan başka birşey yapmak gelmiyor içimden...
ses veriyorum korkmaa... diyen muzik ogretmeninin sucu. anlamiyoruz ki niye borusan orkestrasini yonetir misali tavirlara giriyosun, neticede, o marsin sonunda herkesin sesinin sivrisinek gibi cikacagini, herkesin ayri zamanlarda bitirecegini, bozuk plak gibi sesin kesilecegini, biz biliyoruz, mars biliyo, bi sen bilmiosun.
saygı duruşu esnasında marş çalınmasından daha enteresan olmayan bir durum.*
saygı duruşunda marş çalınır mı ki? yani benim bildiğim saygı duruşu genelde bir dakika sürer, kimse konuşmaz, marş falan da çalınmaz. hazırola geçmek olmasın kastedilmek istenen sakın?