Birlik olmak için saygı gerekir, sevgi'nin kaynağıdır saygı. Saygı duymazsan güzel yönlerini göremez sevemezsin, sevemezsen bir bütün olamazsın. Aciz olan saygı duymayı bilmeyendir.
acizlik düşünseliyle sürekli olarak acılar, sefillikler vadisi olarak tanımlanan kainat, aslında bize güç ve kudreti kendi içimizde sunar sevgi ve saygı gibi duygusal form insanın gücünün ögelerindndir. görülen bu ironi aslında parodoksal bir durum oluşturur. insaları toplumdan soyutlamak için kurulmuş tamamiyle safsatadan ibarettir ysaki insanın bireysel gücü ne kadar önemli gibi görülse de kişinin esas gücü toplumla örtüşebildiğinde toplumun kendine sunduğu güçle özdeşleşir.bu fikir öğretilerin yanlışı olarak yayılan bir delilik formudur ve bununla intihara teşvik buyurulan mutasyonel bir talep oluşmuştur. yani saygı ve sevgi bağını yıkmak kişiyi toplumdan uzaklaştırdığı gibi aynı doğrultuda sahip olduğu gücün limitini de tüketmek anlamına gelir.
mayasında saygı olan bireyin tınlamayacağı söz dizisidir. Saygı ile yalakalık arasında insanların dile getiremediği ama bildiği ince bir çizgi vardır ki bahsim o saygıdan değil anneye babaya duyulan toplum kuralları ile desteklenen geleneksel saygıdır.
tam anlamıyla doğru bulamadığım iddia. ama doğruluk payı var.
şimdi tolstoy dayı büyük adamdır, boş konuşmaz, kendisine "saygı"mız büyüktür falan ama insanlar arası ilişkilerde çatışmaların engellenmesi ve sükunetin, barışın sağlanması için de saygı bir sosyal kural ve gerekliliktir. zaten insanlar olgunlaştıkça daha saygılı birer birey haline geliyorlar. dengeler ancak böyle kurulabiliyor.
aslında bundan daha alengirli ve şaibeli bir mevzu var: (bkz: tevazu)
Güç yönüyle bakınca doğru vicdan yönüyle bakınca yanlış olan söz. Saygılı kişi saygı beklentisindedir. Saygıya gerek duymayacak kadar gücü olan saygı da duymaz. Fakat bu sadece olayın bir yönüdür.