ha geldi ha gelcek diye beklenen nihayet bugun ıtıbarıyle seyırcıyle bulusan fılm. tabıkı sadık bır jıgsaw sever olarak en on sırada ılk matınede yerımı aldım, pısman oldum mu? hayır. kesınlıkle saw3 kendısınden beklenılenı gerceklestırmıs. bazı elestırılerde hıkayenın ozunu kaybettıgı artık tamamen vahset sahnelerıne yogunlastıgı soylense de bu yorum kullıyen yalandır, kımsenın kulak asmamasında fayda vardır. jıgsaw olum dosegınde olsa da yıne herkese yasamsal ogutler vermektedır. hatta tum mesajları yerıne tam olarak oturmaktadır. (bkz: cuk oturmak)
--spoiler--
gel gelelım fılmın detaylarına spoiler tadında olacak simdiden belirteyim. ilk sahne gecen filmin sonundan başlıyor. dedektıfin tuvalette kilitli kalması evet.. yani her 3 filme birbirine kusursuz denilebilecek kadar ıyı baglanmıs. ılk fılmde bır fotografcı adam vardı, ızleyenler hatırlar... onun akıbetıne kadar herseyı ogrenıyoruz. jıgsaw yıne oyun pesınde, amanda ya bıle oyun planlamıs bu fılmde. amanda nın ıhanetını hayretlerle ızlıyoruz. oyunun kurallarının dısına cıkıldıgında jıgsaw ın kımseyı ayırmadıgı gercegını bır kere daha goruyoruz.
velhasıl efendım, fılm gıdılesı.. ancak mıdesıyle ılgılı olanlar domuzlu sahnelerde bakmayıversın, zıra pek hos degıl...
--spoiler--
-------------------------öfke dolu spoiler-----------------------------
o kadar ayağa düşmüş bir film olmuş ki, korku filmi klişeleri olan "yüzünü yıkadıktan sonra kafayı kaldırıp aynaya baktığında arkada aniden adamın belirmesi, arkana döndüğünde aslında bir hayal olduğunun anlaşılması" gibi bir abukluğu da saw serisine sokmuştur. oysa biz testere'yi özgün olduğu için, diğerlerine benzemediği için sevmiştik.
ayrıca senaryo da kötüydü. kazada ölen çocuğun babası, sırasıyla kazanın görgü tanığı, hakimiyle, falanı filanıyla uğraşıyor ama bunları kurtarsa da, kurtarmasa da bir şey değişmiyor. yani sadece görüntü olarak konulmuş gibi. "oyun"a bir katkısı olmuyor onları kurtarmasının.
senaryo ve çekim teknikleri açısından ikiye ayrılması gereken bir film olmuştur. serinin diğer filmlerinde olduğu gibi bir gizemin olmaması gayet normaldir çünkü artık seri kendi içinde bir açılıma ulaşmış ve gizemli olarak adledilebilecek noktalar çok büyük bir ölçüde aydınlanmıştır. bu nedenle serinin bu üçüncü filminde aman allahım başı ne sonu ne, ne olacak ne bitecek gibi bir gizem aramak biraz yanlış olur. bu bilinirlik ve açıklık içerisinde bile bence gayet şaşırtan ve insanı anlık gafletlere düşürebilen bir yapım olmuş. çekim teknikleri ve sahneler ise özellikle filmin başında inanılmaz derece mide kaldırıcı ve dayanması zor halde iken sonralara doğru biraz normale dönüyor. bir tavsiye daha; izlerken sakın bir şey yemeyin. gerçi ben amerikan salatalı bir sandviç, kuruyemiş, içecek vs götürdüm ama bu sizin de böyle yapabileceğiniz anlamına gelmez, özellikle bayanlara dikkat. haa eğer sevgilinizin koynuna kafayı gömüp fırsattan istifade ben romantizm yaparım diyorsanız 2 saat boyunca kafanızı kaldıramayacağınız bir film, kaçırmayın.
özet itibariyle izlenesi, gidilesi, serinin diğer filmlerinden hoşlananlar için kaçırılmaması gereken bir filmdir.
müzmin bir saw fanatiği olarak ilk gunden izlediğim film olmuştur. şahsım tarafından ilk iki film kadar başarılı bulunmuş ve jigsaw'un zekasına yine hayran kalınmıştır. kendisi filmde yine orijinal ve bir o kadar da mide bulandırıcı oyunlar hazırlamış ve bize sinema koltuğunu dar etmiştir. lakin hayat namına ders verme konusunda jigsaw kardeşimiz yine çok başarılıdır.
diğer filmlere * nazaran daha klişe değil de daha dokunaklı ve iç burkan sahnelerle süslü, malum son bilinmesine karşın insanı üzmeyen, hatta küçük bir çocuğun en çok sevdiği oyunu oynaması gibi izlenirken keyif alınan mükemmel yapım.
--spoiler--
kurbanların kapıların kapanmasını ıskalaması ise filmde sırıtan tek nokta.
--spoiler--
--spoiler--
beyin kesme sahnesi ise kesinlikle her mideyi allak bullak edecek kadar gerçekçi.
--spoiler--