savunma mekanizmaları

entry39 galeri0 video1
    1.
  1. kişinin hayatta en az zararla ayakta durabilmesini sağlayan geliştirilmiş içsel taktiklerdir.
    kimini yalan söyler kendini savunmak için, kimisi durmadan güler.
    kimisi pollyannacılık oynar, kimisi melankolik bir ruh haliyle gezinir ortalarda.
    seçilen savunma mekanizması ne olursa olsun, bu kişiye yarıyordur, kişinin kendini savunmasına yardımcı oluyordur. ama önemli bir nokta vardır; seçilen savunma mekanizması akla uygun olmalı, kişinin kendine ve başkasına zarar verme noktasına gelmemelidir.
    8 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. 4.
  5. 3.
  6. tüm insanların bilinçsizce kullandığı mekanizmalardır. ama herşeyde olduğu gibi fazlası zarardır.
    3 ...
  7. 4.
  8. cogu bilincli bir sekilde olmaz, anlık durtulerdir.
    farkına varılarak yapılanları ancak kimligi belirler.
    reflesktir, olmalıdır. tutarlılık kosulu ya da mantık aranmamalıdır.
    cunku ihtiyactır ve bilincsizdir. *
    icinde benlik barındırmaz, yansıma barındırır.
    2 ...
  9. 5.
  10. vücut bir süre sonra üzüntüyü de kaldırmıyormuş.bazen öyle bir noktaya geliniyormuş ki kendini yok etmeye ramak kalıyormuş. bu durumda savunma devreye giriyormuş ve yepyeni benliğiniz ortaya çıkıyormuş..artık gülen ve dünyaya nereden bakarsanız olayları o gözle göreceğinizi söyleyen,pozitif olan..* **
    1 ...
  11. 6.
  12. hayata ve insanlara karşı kullandığımız kalkanlardır.
    1 ...
  13. 7.
  14. insanların, kendilerini yanlış yönlendirmelerine neden olan edalardır.

    savunma dediğim şey bütünlüğü korumak adına yapılan bütün edimler. kendi bütünlüğünü sağlayamadıysan bu nasıl bir savunmadır peki? yalan, yapay ve anlık (düşünce dışarda).

    insanın, bütünlüğünü sağlayabilmesi için çok fazla girdiyle beslemesine gereksinimi var. en başta doğa, doğa ile bir bütünlük içinde yaşayarak işe koyulmalı. sonra ana-baba-kardeş. en son da toplum ve dünya. zor hem de acayyip zor bir iş bu, tahmin edebiliyorum. bunu gerçekleştiren çok az insan tanıyorum ki haliyle insanlar da onları anlamıyor. bu üst insanları ben de anlamıyorum, anlasam bu durumda olmazdım zaten.

    doğru yol belli ama yapan çok az. insanı nasıl bilirsin? kendin gibi. kendin sen olamamışsan insanları nasıl bilirsin, yarım yamalak.

    olmuyor paşam olmuyor, yaradılanı severim yaradandan ötürü bile yemiyor. bu savunma mekanizmaları her daim etkin. insan bu savunmalar sayesinde kendi hayal dünyasında yaşıyor. savunma olarak söylediği zırvalara kendisi de inanıyor. bir değil iki değil. kendi söylediği yüzlerce yalana kendini inandırıp her yalanda bir adım daha parçalanıyor, bütünleşeceği yere.

    bu çok pareli yaşamda parsellediğin alanı bile eleştiriyorsun. ak kaşıksın çünkü. kim ne derse desin sen en iyisin. en ufak bir özeleştiri yok, kendi yalan aleminde sözcük yuvarlıyorsun her gün. her gün binlerce mutsuz insan doğuyor her akşam binlerce mutsuz insan ölüyor. ertesi gün, güneş yeni yalanlara doğuyor. her daim yalan, her daim yapaylık içinde harbi delikanlıyı oynuyoruz. kaç kişi sokağa çıktığına gökyüzüne bakıp "hmmm mis" diyor. doğa ile bütünleşme, öyle işkembeden sallanmış bir kelam değil, entel-dantel işi de değil. kaç kişi sabah kalktığında annesinin yanağına bir öpücük kondurup günaydın sultanım diyor. yan komşu lafları da çok edilir. yan komşunuzun adı ne?

    ee bu kadar parça pincik dolaşıyorsak savunma dediğimizde bu akareti kullanacak elbet. konu uzun, ama sait faik'in de dediği gibi "bir insanı sevmek ile başlayacak her şey". o kadar laf ettikten sonra benim de yapmadığım bir şey bu.

    nasıl olacak? insanlar değişmedikçe insanlık değişemeyeceğinden bir yerden başlamak lazım. hükm kökeninden türemiş sözcüklerle ilgili çok dikkatli davranmak gerekecek; hakim olmayacaksın, ahkam kesmeyeceksin, "hükmeden kimseye sıfat değil" bunu bileceksin. özeleştiri yapacaksın, empati yapacaksın, nlp'den uzak duracaksın, ne zaman savunmayı açtığını hissedersen derin bir nefes alıp ne bok yiyorum lan ben diyeceksin vs vs.

    (bkz: bu iş zor yonca)
    4 ...
  15. 8.
  16. 9.
  17. kendini gerçekleştirmiş insanların daha az kullandığı mekanizmalardır.
    3 ...
  18. 10.
  19. kimisi için çıkış yolu, kimisi için yalanlar silsilesi, zor bir durumdan kurtulmak için çözüm yolu, ama kendini kandırmak.
    evet, en çok da kendini kandırmak.
    her şeye bir açıklaması olmak, sürekli bir şeyler anlatmak. bazen karşıdaki kişiye fırsat bile vermemek.
    çoğu zaman kişinin kendisi dışında herkes bu durumun farkındadır, ama kimse bir şey söylemez, hesap sormaz, fark etmesini sağlamaz, sağlamaya çalışmaz.
    çünkü bilir ki bi açıklaması var...
    bazen haksız olduğu için değil de, sırf daha fazla savunma dinlememek için susar.
    ama...
    öyle değil de...
    bi de şöyle düşün ama...
    (sonra yine)
    ama.
    1 ...
  20. 11.
  21. her normal insanın bunalımlı anlarda başvurdukları psikolojik rahatlama yollarıdır.
    2 ...
  22. 12.
  23. kendini savunma kişinin kendini, ailesini veya sahip olduklarını bunlara zarar vermek, zorla sahip olmak isteyen hasmane kişilere karşı koruma eylemidir. kendini koruma sırasında ne kadar fiziksel güç uygulanabileceği tartışmalı bir konudur. bazı kişiler sınırlı pasifist bir yanıtı tercih ederken başkaları silah veya mücadele sanatlarından öğrendikleri teknikleri kullanmayı tercih edebilmektedirler
    1 ...
  24. 13.
  25. kurtlar vadisinin tutmasının ve futbol takımları ve futbolun bu kadar ön planda olmasının yegane açıklamasıdır. (bkz: özdeşim kurma).
    1 ...
  26. 14.
  27. türkiyede öyle çok ve manipulatif kullanılırlar ki , bu yöntemleri kullanıp kendimi savunucam dusturuyla heraket eden adam , karşısındakini savunulacak hale düşürür..

    ailede bi olay var , baba olucak ibne kızına tecavüz ediyor.. annişkomuz hiç bişi yokmuş gibi davranıyor.. yadsıyor.. böyle ailesini ve kendini koruyacak ya..

    siktiğimin aile yapısı..
    5 ...
  28. 15.
  29. sen suçlusun, senin yüzünden oldu. en baş cümlesidir savunma mekanizması güçlü olan insanın. kendi daima sütten çıkmış ak kaşıktır.
    2 ...
  30. 16.
  31. insanı vezir de eder rezil de eder.
    2 ...
  32. 17.
  33. bireylerin birçok istek ve arzuları vardır. kimi zaman bunlar karşılanamaz ya da önünde engeller vardır. hal böyle olunca birey bilinçli yönü olan egosunun bilinçdışı yönü devreye girer ve bazı savunma mekanizmaları geliştirir. en çok kullandığımız savunma mekanizması pollyannacılıktır.
    başlıcaları:
    hayal kurma
    mantığa bürüme
    bastırma
    yansıtma
    ödünleme
    yüceltme
    özdeşim kurma
    karşıt tepki
    yer yön değiştirme
    gerileme
    .
    .
    .
    2 ...
  34. 18.
  35. mesela çok seviyor, ölümüne güveniyorsanız peşinen aldatın. sonra attığı kazıkla karşı karşıya kaldığınızda tutunacak dalınız olur. ve hep de kazık atarlar ne ilginçtir değil mi? istisnasız.
    2 ...
  36. 19.
  37. sevin o mekanizmaları gençler, her ne kadar ilkel olasalar da sevin. çünkü aklınızı yitirmenizi engelleyen yegane şeylerdir onlar. öfkelendiğiniz zaman öfkenizi bastırmayın. (her zaman değil tabi, öfkeyle kalkan zararla otururmuş derler)

    mantıklandırın, yön değiştirin hayaller kurun. yeter ki benliğinizi kaybetmeyin, özellikle bir insan yüzünden hiç mi hiç kaybetmeyin.

    egonuzu sevin.
    1 ...
  38. 20.
  39. uyum mekanizmaları da denir. birey kaygı veren bir durumla karşılaştığında benliğini bu şekilde savunmaya çalışır. bilinçsiz yapılırlar ve sık kullanılmaları akıl sağlığı açısından zararlıdır.
    belli başlı savunma mekanizmaları:

    bastırma (unutma): en temel savunma mekanizmasıdır. egoyu rahatsız eden duygular, dürtüler bilinç altında itilir ve orada tutulur.
    örnek: dişçiden korkan bir kişinin o gün ki dişçi randevusunu unutması.

    yadsıma (inkar): yaşanılan acı gerçekleri inkar edip yerine kabul edilebilir gerçekler koyma.
    örnek: kanser hastası olduğunu öğrenen birinin teşhisi hatalı bulması.

    mantığa bürüme (akla uydurma, bahane bulma, rasyonalizasyon): egoyu rahatsız eden durumlardan kurtulmak için akla yatan nedenler bulma, kendini halı çıkarma.
    örnek: ps te yenilen gencin kol bozuk demesi.

    polyannacılık (tatlı limon): tecrübe edilen kötü durumlardan iyi bir yan bulup çıkarma.
    örneğin: trafik kazası geçiren bir gencin -tamam yaralandım ama en azından ölmedim- demesi.

    yansıtma (başkalarını suçlama):
    a) bireyin küçük düşürücü davranışların nedenini başka birşeye aktarması.
    örnek: kpss yi kazanamadım çünkü dershane kötüydü.
    b)kendinde var olan kabul edilmeyen dürtü ve isteklerin başkalarında var olduğunu söylemek.
    örnek: bir arkadaşım uyuşturucu denemek istiyormuş, ne kötü.

    ödünleme (telafi): bir alandaki başarısızlığın başka bir başarıyla giderilmeye çalışılması.
    örnek: yakışıklı değilim ama kariyer yaptım.

    karşıt tepki geliştirme (güdüleri çarpıtma): bireyin hissettiğinin tersi davranışlarda bulunması.
    örnek: hiç sevmediği bir kıza -ay canım saçın ne güzel olmuş- demek.

    yüceltme: fizyolojik dürtülerin neden olduğu arzuları doyurmak için sanatsal, sportif veya estetik davranışlara yönelme.
    örnek: saldırgan birinin ünlü bir boksör olması.

    gerileme (çocuksu davranışlar): bireyin sıkıntılı durumlar karşısında gelişim düzeyinin altında davranışlar sergilemesi.
    örnek: beş yaşında çocuğun kardeşi olunca altını ıslatmaya başlaması.

    özdeşim kurma (özdeşleşme): bireyin belli bir kişi yada toplulukla özdeşleşmesi.
    örnek: polat alemdar gibi giyinmek.
    örnek: futbol takımı kazanınca sevinmek.

    yer yön değiştirme: saldırganlık dürtüsünün asıl hedef yerine, daha güçsüz bir hedefe yöneltilmesi.
    örnek: patronundan azar işiten adamın evde karısını dövmesi.

    çarpıtma: bireyin olayları işine geldiği gibi anlayıp değerlendirmesi.
    örnek: fakir olduğum için hoca düşük not verdi.

    hayal kurma (düşleme, fantezi kurma): bireyin doyuramadığı arzularını hayallerde yaşaması.
    örnek: aç tavuk kendini buğday ambarında sanır.

    bedenleştirme (organlaştırma): yaşanılan sıkıntıların bedende işlevsel bozukluklara yol açması.
    örnek: stresten mide ağrıması.

    diğerkamlık (özgecilik): bireyin kendini başkalarına adaması.
    örnek: evlatlarım yesin, ben yemesem de olur.

    ketlenme: egonun herhangi sarsıcı bir durum karşısında bazı işlevleri durdurması. şoka girmek.
    örnek: sevdiği birini kaybettiğini öğrenen bireyin hiçbir şey hissedememesi.

    entellektüelleştirme (düşünselleştirme): bireyin yoğun olarak yaşadığı doyurulamayan güdüsünü bilimsel, akademik, sosyolojik boyutlarıyla değerlendirmesi.
    örnek: çocuk sahibi olamayan bireyin babalar gününü kapitalist bulması.

    dışsallaştırma: bireyin kendinden kaynaklanan başarısızlıkları kendinden başka bir şeye bağlaması.
    !yansıtmadan farkı; birey bu dış etkenlerin değiştirilemeyeceğine inanır.
    örnek: böye şeyler gelir hep beni bulur.

    yapma-bozma: olumsuz düşünceyi değiştirmek için yapılan ritüeller.
    örnek: akla kötü şey gelince tahtaya vurmak, dilini ısırmak.
    5 ...
  40. 21.
  41. psikolojik sağlığın korunabilmesi için bireyin bilinçsizce başvurduğu yöntemlerdir.
    pek çok kişi bunları birer rahatsızlık/hastalık veya olumsuz bir şey zannederek kendisinde bu özellikleri fark ettiğinde bir sorun var zanneder.
    oysa bunlar insanın tinsel bağışıklık sistemi gibi düşünülmelidir. nasıl ki bedeniniz kendisine zarar verecek dış faktörlere karşı bir takım hücresel veya hormonal savunmalar yapıyorsa , bilincinizin (veya benliğinizin)de bunu yapması sağlıklı olduğuna işarettir.
    0 ...
  42. 22.
  43. hayal kurmayla avunma(görmezlikten gelme)
    bastırma(kaçma)
    mantığa bürüme(rasyonalite etme:aklileştirme:ussallaştırma)
    pollyanna(tatlı limon)
    yansıtma(projection)
    ödünleme(denkleme:telafi)
    özdeşim
    karşıt tepkiler kurma
    yer değiştirme
    yüceltme(süblimasyon)
    gerileme
    kendini geri çekme
    1 ...
  44. 23.
© 2025 uludağ sözlük