filmin en kral karakteri Tırsak "Upham"dır. Ne gerek var tanımadığım adamlarla, tanımadığım avrupalılar için lüzumsuz şekilde kendimi tehlikeye atacağım deyip film boyunca yatmıştır bir köşede. Filmin sonunda da Dalkavuk bir alman askerini ibnelik yaptığı için vurmuştur. vesselam akıllı adamdır. Zaten canlı kalan birkaç adamdan da biridir.
Bir de DDayin 60. yılı özel koleksiyon dvdsinde filmin adımı bile yanlış çevirmişler, film boyunca özel ryan nerde özel ryan nerde diye dolaşıyordu TOm Hanks.
Ha bir de koskoca tiger tankına kıçı kırık RPG bozması silahla ateş ederek yok edilebileceğini düşününen zaman kaybı olduğunu anlayamayacak kadar salak senaristleri de vardır.
mesela 3-5 kişi toplandınız bu filme gidiceksiniz. birilerini davet ediceksiniz, aradın söyledin sinemaya gidicez diye, o da sana nereye gidiyorsunuz dedi, yanıt:
"er raynı kurtarmaya " olacaktır ve hafif bir gidip çocuğu kurtarıcaz havası vermiyor değil.
yaptığı propagandalar bir yana savaş sahneleri ile eşsiz bir film. savaş öncesi,sırası ve sonrası psikolojiyi çok iyi anlatıyor denemez ama savaş sahnelerini izledikten sonra kendinizi cod 2 oynarken buluyorsunuz.
klasikler arasına girmiş 1998 yapımı savaş filmi. alman askerin , amerikan askerini yıkık bir binada kalbinden bıçakladığı sahne bu filmin en can alıcı yerlerinden biridir.
amerika da ki yahudi yönetmen ve yapımcının ''aman bakın amerika ne kadar kahraman, amerikan askeri ne kadar onurlu ve şerefli'' diye yutturmak için yaptığı film. 1998 yılında sinemada izlediğimde çok beğenmiştim. ancak büyüdükçe öğrendiklerim bu filmi yapan adamla ilgili düşüncelerimi ve bu tarz film yapan adamlarla ilgili düşüncelerimi değiştirdi. Steven Spielberg e söylemek istediğim bir şey var;
sayın pezevenk, amerikanın japonya ya attığı atom bombasından bahsetmeye gerek yok, hadi o savaşı bitirdi diye bi haklı görüyosunuz kendinizi. peki japon sivillerin üzerine 100 bin ton napalm bombası ve bidon bombası atıp yakmak ne demek? götünüz yiyorsa onuda çekiniz.
bana savaşın kazananı yoktur önermesini hatırlatan film. onlarca amerikan askeri öldü, onlarca alman asker öldü. peki bu kimin işine yaradı? ancak şöyle bir şey de yok değil. savaşın kazananı yoktur ama savaş filmlerinin kazananı vardır o da; steven spielberg'tir. son olarak upham ananı sikeyim.
En gerçekçi savaş filmlerinden biridir. Bu kan değil la ketçap zırvalığı aklınıza gelmeden nefes nefese izlersiniz. Savaşın ne demek olduğu iliklere kadar hissettirilir. Çok da etkilendiğim bir sahne vardı. O sahne askerin savaşırken topraktan alıp bir tenekeye koyuşuydu, diğerlerinin yanına...
Savaş filmlerinin adamının Steven Spielberg olduğunu bir kez daha gördük. Savaş atmosferini o kadar iyi yansıtmış ki insanı içine hapsediyor. Gerek kanlı görüntüleriyle olsun gerekse savaş alanında yarattıklarıyla.. Konusu zaten diğerlerinden sıyrılmasında en büyük etken. Son yarım saati ise tek kelimeyle mükemmeldi. Fırtına öncesi sessizlik bu kadar iyi anlatılır.
Her ne kadar yapılan savaşlar sert gibi gözükse de o askerlerin içinde öyle bir ruh vardır ki sormayın gitsin. Savaş alanında gördükleri, işittikleri herşey onları derinden etkiler. Savaş alanında hayat kaybetmek bu yüzden kutsaldır, ruhunu hiçe sayıp vatan uğruna siper almak.. Ancak film üç evladını kaybeden bir annenin son çocuğunu evine sağ salim ulaştırmak için katlanılan zahmetleri anlatıyor. Sekiz insan bir hayat uğruna tehlikeleri göze almak zorunda. Her ne kadar buna 'değmez' deseler de evlat acısı hiçbir şeye benzemiyor. Bir ağacın dalını koparmak gibidir.. Belki ağaç güzel olarak gözükür ancak orada eksik birşeyler vardır her zaman. Çekilen o yolculukta yaratılan dostluklar, anlatılan hikayeler belki de anlamlı kılar bu hikayeyi. Bazılarının gözleri korkar elleri tüfek bile tutmamıştır. Ben bu savaşı nasıl atlatabilirim der. Bazıları için de o tüfek hayatının parçasıdır, alt tarafı ölmekten başka nbirşey değildir onlar için. Buna cesarette diyebiliriz, canını hiçe saymakta.. Barışta oğullar babalarını savaşta ise babalar oğullarını gömerler. Askerlerin dilini anlamamız için elbette asker olmak gerekir...
Amerikan milliyetçiliği cart curt demeyin, alakası yok. izleyin izlettirin.. Tom Hanks'e şapka çıkartılır.
Savaşın aslında nasıl kötü bir şey olduğunu yüzümüze vura vura anlatan film. Bu filmi izleyip de "savaş çıksın keselim biçelim" diyebilen insan insan değildir.