Ölümüyle acılar denizinde boğulmama sebep olmuş dizi karakteridir.
Hafızalarımızda "senin karşında cumhuriyet savcısı var behzat" cümlesiyle iz bırakmıştır. Senin dik duruşuna, kimseye boyun eğmeyişine, asaletine aşıktım ben, neden öldün nedenn.
Akıllarda ercüment çözer in arabada kafasına silahı dayadığı sahnede behzatı arayıp “behzo, ben şimdi dayadım senin hanıma....silahı” demesiyle kalmıştır.
Amirimi çok sevdin be savcı. Ama sen de gittin. Elinde olarak ya da olmayarak. Bu hayatta reel ya da suni; aşkın çemberine tırnağı her kimin değerse işte o kişi, kurum ya da kuruluş kesinlikle gidecektir. Mahkumdur gitmeye. Karma mı dersiniz ne boksa artık ben bilemiyorum ama sevginin de aşkın da içine sıçayım. Sarhoş değilim hayır. Sevmelere hep kafam girsin komple.
aşağıdaki tiratta bilenler bilir iz bırakanlar unutulmaz çalar. savcı esra da behzat ç. gibi iz bırakmıştır türk sinema tarihinde benim için. muhteşem bir karakterdi. aşağıdaki efsane diyaloğu müdavimler hatırlayacaktır hatta hiç unutmamışlardır.
"ağladım çünkü seninle konuşamadım. ağladım çünkü sen beni görmüyorsun ve ben seni seviyorum. sen ancak birisi öldüğünde duygusal yaklaşabiliyorsun. senin duygu radarına girmek için illa ölmek mi lazım behzat? haklısın. cesaretin olmadan ne yapacaksın ki? hayatımda tanıdığım en korkak adamsın. herkese meydan okuyorsun ama kendi duygularından korkuyorsun. geçmişe saplanıp kalmışsın. en büyük felaketler senin başına gelmiş di mi, en büyük acıları sen çekmişsin ben hiçbir bok bilmiyorum ki. acı nedir bilmem, yalnızlık nedir bilmem! dünyanın ekseni kaydı behzat, 12 santim yerinden oynadı, sen bana 1 santim bile yaklaşmadın. saplantılısın.
behzat ç : heeee. bak ne güzel söyledin saplantılıyım ben. benden bir bok olmaz. biz senle hep kavga ederiz mutsuz oluruz biz senle
savcı esra: mutsuz olalım, ne var? biz de mutsuz oluruz. ben seninle mutsuzluğa da varım."