savaşın olduğu ülkelerde çocuk olmak çok farklı. onlar, çatışmalar, işgaller, yokluklar arasında, çaresizlik ve öfkenin beslediği korkuyla adım atıyor hayata...
adı ister i̇srail olsun, ister filistin, ister irak, afganistan... güneydoğu anadolu.. ya da afrikada hatta avrupa'nın ortasında yahut orta asyada başka bir coğrafya.. dünyanın neresinde olursa olsun güçlü silahlarının üzerine çevrildiği çocukların ortak bir adı var. onlar, 'savaşın çocukları'.... oyun, yemek ve uykuyla örülmüş küçücük dünyalarına kocaman açtıkları gözlerinde aslında korku var. i̇şgalci ya da düşman askerlere taş atan, sırtında taşıdığı küçük kardeşiyle bir parça ekmeğin peşine düşen veya topraklarının üzerinden geçen 'savaş makinelerini' çaresizce seyreden .. ya da teröre çaresizce boyun eğmek zorunda kalan çocukların ortak kaderi bu belki de... kimbilir huzur dolu bir uykuya dalmaları, yüreklerinde kin yerine sevgi büyütmeleri, küçücük yaşlarında en acımasız yüzüyle karşılaştıkları hayata güven duymaları ne kadar zaman alacak? belki de böyle bir şansları hiç olmayacak. çünkü onlar 'savaşın çocukları'
Ve küllenmiş dağın
Cansız bedeninde bulur kendini
Çığlıkları esir alan sükunet
Baharını yitiren ülkesiz nergislere eşlik eder.
Barışı taşıyan lacivert kuşların kanatları
Yorgun,derbeder...
Uzaklara dalan kederli gözlerde
Bir kıvılcım arar
Habersizce çocuklar
Tuhaftır ki
Küçük yürekleri çarpmaya devam eder...